Adaylar sahaya çıktı, yarış kızışıyor...
Cumhurbaşkanlığı seçim takvimi açıklandı. Buna göre ilk tur 26 Nisan, 2.inci tur 3 Mayıs 2020’de yapılacak.
Adaylar da yavaş yavaş sahaya çıkmaya başladı. Önce 17 Aralık 2019’a CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman adaylığını açıkladı. Ardından da Türkiye ziyareti öncesi HP Genel Başkanı ve Dışişleri bakanı Kudret Özersay parti başklığından istifa ederek bağımsız aday olacağını açıkladı. Geçen hafta da UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ersin Tatar ile YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı aday olacaklarını açıkladılar.
Böylece uzun süredir adı konuşulan 4 aday ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Akıncı ise adaylıkla ilgili görüşünü Şubat’ın ilk günlerinde açıklayacağını söyledi.
Uzun süredir ısınma hareketleri yapan Serdar Denktaş ise aday olmayacağını açıkladı.
Aday olabileceği sinyali veren eski Meclis Başkanı Sibel Siber henüz adayım, ya da değilim demedi. Sanırım DP destekli bağımsız aday olarak bu yarışta boy göstermeyi planlıyor.
Son günlerde adı konuşulan, ama kendisinden henüz ne müspet, ne de menfi hiçbir açıklama duymadığımız UBP Milletvekili Hüseyin Özgürgün ise hala sessizliğini koruyor.
Sondan başlarsak ben Özgürgün’ün bu koşullarda bu yarışa girmeyeceğini düşünüyorum. Bence Hüseyin bey dokunulmazlığının kaldırılması konusunda ortaya çıkabilecek sıkıntıları aşmak için pazarlık gücü elde etmeye çalışıyor. O nedenle adının konuşulmasına ses etmiyor, hatta bundan mutlu oluyor.
Sibel hanım ise yarışa girmeye adeta çok istekli görünüyor. Bence Sibel hanım bu yarışa girmekle yalnızca kendi imajını zedeleyecek. Adaylığı da kimseye bir yarar sağlamayacak.
Serdar bey sağın çatı adayı olmak istiyordu. DP genel başkanlığından istifa ederek sağın ortak adayı olmayı hedefledi. Ancak sağ partiler buna olanak tanımadı. Birer birer kendi adaylarını açıkladılar. Serdar bey de bu durumu görünce daha fazla yıpranmamak için geri çekildi.
Adaylığını geçtiğimiz günlerde açıklayan Erhan Arıklı’nın hedefi seçimi kazanmaktan çok partisinin gücünü artırmak ve daha da önemlisi parti oylarının sağa, sola yönelmesini önlemektir. Önceleri Erhan bey bu adaylıktan kaçmak istedi. Bu amaçla Serdar Denktaş’ın teklifine sıcak baktı. Hatta kendi aralarında YDP ile DP’nin birleşmesi konusu da konuşuldu.
Bunu da önceki gün partisinen istifa eden YDP genel başkan yardımcısı Mustafa Ulaş açıkladı. Buna rağmen YDP tabanının bu gelişmeleri hazmedememesi sonucu bütün bu senaryolar bir kenara bırakıldı ve Erhan bey resmen aday oldu.
Cumhurbaşkanı Akıncı ise Crans Montana’da müzakere sürecinin çökmesinin ardından yaptığı açıklamalarda “bu bizim neslin son denemesiydi ve bitti, bundan sonra yeni nesil görev alacak ve onlar ne yapabileceğine bakacak” dedi.
Bunları söyledikten sonra niye hala aday olacak ben gerçekten anlamıyorum. Ben olsam sayın Akıncı’nın yerine bu ve benzeri açıklamalardan sonra bu göreve bir daha talip olmam ve federal çözüm hedefi ile çalışan yeni nesil bir adayı desteklerdim.
O nedenle ben sayın Akıncı’nın adaylıkla ilgili ne söyleyeceğini gerçekten merak ediyorum.
HP başkanlığını bırakan, ama Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri bakanlığını bırakmayan Kudret Özersay’ın bağmsız adaylığı ise hiç inandırıcı değil.
Cumhurbaşkanlığı hayaliyle 4’lü koalisyon hükümetini bozarak UBP ile koalisyon kuran ve kurarken Ersin Tatar’dan UBP-HP’nin çatı adayı olma sözü alan Özersay, Ersin Tatar’ın sözünde durmaması sonucunda 2015’te olduğu gibi halkın karşısına bağımsız aday olarak çıktı. Ama seçmen bu kez Özersay’a “Geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye” demeye hazırlanıyor. Kudret bey de bu seçimde umduğunu bulamayacak.
Ersin Tatar bu yarışa girmeyi hiç istemedi. Bundan kaçmak için neredeyse çırpındı. Ama UBP tabanının, daha doğrusu başbakanlık rüyası gören milletvekili ve bakanların bastırması sonucu kaçamadı. Yarışa girdi ama etrafında dönen dolapları fark ederek “be arkadaşlar bu seçim benim değil, UBP’nin seçimidir” demeye başladı.
Ersin bey bu yarışta daha çok serzenişte bulunacak. Ama en önemlisi gazeteci Metin Münür için kullandığı dil ve üslup çok ama çok çirkindi. Umarım böyle devam etmez çünkü bu ülkenin demokrasi kültüründe bu üsluba yer yoktur.
Adaylığını ilk açıklayan CTP genel başkanı Tufan Erhürman bana göre bu yarışın en donanımlı adayıdır. Yaşça en genç mi bilmiyorum. Ama gördüğüm kadarıyla en istikrarlı, en tutarlı, konulara en vakıf ve yaşına göre en olgu yarışçısıdır.
Bu özellikleri nedeniyle hemen bütün anketlerde “kesinlikle oy vermeyeceğim dediğiniz aday hangisidir” sorusuna verilen yanıtlarda en düşük oy alan da Tufan Erhürman’dır.
Özetle bu seçimi kazandığı zaman hemen herkesin memnuniyetle “işte benim cumhurbaşkanım” diyebileceği en güçlü aday da Tufan Erhürman’dır diye düşünüyorum.