"Boyun eğme veya eğdirme" ilişkisi;
Bu türden bir ilişki sadece husumeti ve düşmanlığı özendirir.
"Öteki" için de ve "öteki" içinde varolmayı öğrenmeli insan...

SEVGİ
Her şeyin çözülme noktası zaten sevgi...
"öteki"ni "hakimiyet" altına almanın en soylu eylemidir sevgi.
Kendini sevdirmek...
Ve sevmek...

GANDHİ
Gandhi'nin yaşam biçimi ve politikası da buydu:
"Görmek istediğin değişimin parçası ol" ...
Gandhi böyle diyordu...
CTP'ye de bu türden ilişkileri kurumsallaştırmak yakışır.
Sevgiyi "sermayeleştirmek"...

KENDİMİZ OLABİLMEK
Bana göre son yıllarda yaşanan birçok sorunun temelinde CTP'nin kendi olamayışı yatar...
Bir türlü yeterince kendi olamayan CTP;
Karşılaşılan sorunların çözümünde sevgiye gereğince alan ve insiyatif tanımıyor.
Siyasi çocuklaşmanın "şaşaa" sına yakalanıyor...!

TRAJEDİ
29 haziran seçim sonuçları neticesinde şimdi de bir partiden "ihraç" sürecinden bahsediliyor...!
Halbuki asıl sorulması gereken soru şudur:
Adil bir parti nasıl ortaya çıkar?

Hizmet verdiğimiz kurumsal yapının dinamikleri içerisinde,
"İhraç" duygusunun değeri nedir?
Ya! Ayni zamanda ve bu olası ihracın neticesinde doğacak olan trajedinin bedeli?!.
Bunun farkında mıyız?
DOĞRUYU DOĞURMAK
CTP'nin taşıması gereken ve temsil ettiği toplumsal politik alana ne olur?
Lütfen!
Bırakalım "düşünmeyeni" oynamayı...!
Sorunların ne olduklarını bildiğimize göre,
Kendi düşüncelerimizde var olan zayıflıkları da artık görelim ...
Ve herkes doğruyu "doğurmaya" katkı koysun ...

Bizim derdimiz konuşmak !..
Ya da konuşamamak!..
BÜTÜNÜN PARÇALARI OLABİLMEK
Marifet, CTP'yi örgütlemek ve bu mirası korumaktır.
Bu yüzden sorulması gereken asıl soru yukarıda da belirttiğim gibi şudur:
Adil bir parti nasıl ortaya çıkar?

Adil bir parti, herkesin bütünün içindeki yerini bilmesinden;
Ve mantıkla yönetilmesinden ortaya çıkar...