“Sahte diploma” soruşturması kapsamında, “sahte diploma temin eden ancak tedavüle sürmeyen kişiler için ‘pişmanlık düzenlemesi’ yapılmasına” yönelik bir öneri ortaya atan ve bu öneriyi Hükümetle görüştüğünü açıklayan Ersin Tatar, önerisinin “af değil, polisi ve yargıyı yormayacak bir formül” olduğunu söyledi.  

Ersin Tatar, “yargı sürecine etki etmem mümkün değil ama 100 bin öğrenci hedefine kolay ulaşılmadı” dedi.

Dün katıldığı TV programında “tedavüle sürmeyenlere pişmanlık düzenlemesi” talep eden Tatar, bugün yaptığı yazılı açıklamada, “af istediğine yönelik bir algı yaratılmak istendiğini” söyledi.

Tatar’ın söz konusu önerisinin, koruması olan ve “sahte diploma temin edip, tedavüle sürmemekle” suçlanan polis korumasının tutuklandığı sürece denk gelmesi dikkat çekti.

Tatar, dünkü programda konuyla ilgili şu sözleri sarf etmişti:

"Dün Hükûmetle bir toplantı yaptık. YÖK desteğiyle bir çalışmayla, 'pişmanık' düzenlemesiyle tüm olaylar ortaya çıkarılmalı, bunlar gibi diplomalar iptal edilmeli. Aksi halde gün gelip bazı şeyler ortaya çıktığında, ceza soruşturmasında çok tatsız olaylar yaşanacak. Kaç tane böyle (sahte) diploma var bilmiyoruz. Ama açığa çıkması için bir pişmanlık düzenlemesiyle fırsat verip, bu işi temizlemek gerekiyor."

Tatar, yazılı açıklamasında ise şu ifadeleri kullandı:

“Cumhurbaşkanı olarak benim yargı sürecine etki etmem mümkün değil. Ama sorumluluklarımız var. 100 bin öğrenci hedefine kolay ulaşılmadı. Üniversiteler, yurtlar, ulaşım sektörü, gıda sektörü büyük bir mücadele ile ortaya çıktı.

Israrla, tamamı kötü gibi bir algıya oynayanlar var. Bu ülkeye zarar verecek bir tutum. Bizim halkımıza karşı da sorumluluklarımız var. Bir taraftan adaletin sağlanması için uğraşacağız, bir yandan da bu süreçten güçlenerek çıkacağız. Sorumluluk taşımayanların popülist açıklamalarını günlük dar siyasi çıkar çabası olarak görmekteyim.

Tekrar etmemde fayda var, af istemiyorum. Diplomasını tedavüle sürenle, sürmeyen arasındaki ayrımı zaten yargı yapacaktır. Ben buna yönelik bir çalışmadan bahsediyorum, ki bu süreci hızlandıracaktır.”