“Afrika'da ilk defa bir diktatör yargılanıyor…” 2
YRD. DOÇ. DR. ÖMER FARUK NOYAN
Belçika'da, 2003'te kısmen yürürlükten kaldırılsa da, insanlık suçu ve savaş suçu durumlarında uygulanan evrensel yargı yetkisi kanununa dayanılarak Habré'ye karşı davalar açıldı. Davacılardan bazıları Belçika vatandaşlığı almıştı. Belçika adaleti, âcil kaydıyla Ekim 2005'te Senegal makamlarına tutuklama talep yazısı iletti. Habré 15 Kasım'da tutuklandı fakat birkaç gün sonra serbest bırakıldı. Senegal adaleti yetkisizlik kararı vermiş, topu Afrika Birliği'nin önüne yuvarlamıştı. Afrika Birliği, Temmuz 2006'da Senegal hükümetini, Habré'yi insanlık suçu, savaş suçu ve işkence fiilleri sebebiyle yargılamakla görevlendirdi. Senegal, diktatörü yargılayabilmek için anayasa ve yasa değişiklikleri yaptı.
Habré, Ağustos 2008'de ülkesi Çad'daki bir mahkeme tarafından, işlediği insanlık suçları sebebiyle gıyabında ölüm cezasına çarptırıldı. Fakat Senegal'de hâlâ bir hareket yoktu. Oueddei, 2009'da, 22 yıllık Cezayir sürgününden sonra Çad'a döneceğini duyurdu. Fransa kartları tekrar karıyordu.
Temmuz 2012'de Uluslararası Adalet Divanı (Lahey), Senegal'in uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmediğine hükmetti ve Senegal'den ya Habré'yi yargılamasını ya da Belçika'ya vermesini talep etti. Aynı ay Afrika Birliği, Senegal'i bir kez daha göreve çağırdı.
Aralık 2012'de, dikta rejimi kurbanlarını savunma konusunda uzmanlaşmış, aynı zamanda İnsan Hakları İzleme Örgütü hukuk danışmanı ve sözcüsü olan Amerikalı avukat Reed Brody, davanın kaçınılmaz olduğunu duyurdu. Brody, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden bir ekiple Mayıs 2001'de Çad'a gitmiş, yok edilmeye çalışılan Habré dönemi belgelerini DDS'nin terk edilmiş binalarında arama çalışmalarına dikta kurbanlarının yakınlarıyla birlikte katılmıştı. İçi boş soruşturma raporlarını ve tutukluyken öldürülenlerin listelerini içeren binlerce belge, hukukî sürecin içini doldurmak için fazlasıyla yeterliydi.
Habré, Haziran 2013'te Senegal'deki bir mahkemenin açtığı soruşturma çerçevesinde gözaltına alındı. Senegal ile Afrika Birliği birlikte çalışarak, başında Afrikalı üç hâkimin bulunduğu olağanüstü ve özel yetkili bir mahkeme tayin etti.
Mart 2015'te Habré'nin tetikçilerinden suçları sabit görülen yedi kişi Çad'da yargılanıp ömür boyu hapse mahkûm edildi.
Eski diktatörün davası caydırıcı olur mu?
Ve 20 Temmuz 2015'te Senegal'in başkenti Dakar'da ilk duruşma yapıldı. Mahkemeyi tanımadığını ve duruşmalara katılmayı reddettiğini açıklayan Habré, duruşmaya polis zoruyla getirildi. Bir tarafta Habré ve avukatları, karşı tarafta ise kameralara konuşan “faili meçhul” kurbanlarının yakınları ile Çadlı hukukçular, mahkemenin kurgu olduğunu iddia ediyordu. İkinci tarafın üzerinde hemfikir olduğu husus, Habré'nin cinayetlerini o dönemde Fransa ve ABD'nin görmezden geldiğiydi. Bir gün sonra (21 Temmuz Salı) mahkeme duruşmayı 7 Eylül 2015'e erteledi.
Bugün Habré, 40 bin kadar insanın ölümünden sorumlu tutuluyor. İnsanlık suçu, savaş suçu ve işkence sicili çok kabarık. Fransa ve ABD yönetimlerinin tıpkı Ruanda, Liberya ve hemen bütün Afrika ülkelerinde sebebiyet verdiği korkunç dramların bir benzerini toplu mezarlarla anılan Çad da yaşadı. Sadece Çad'da değil, Afrika genelinde milyonlarca Afrikalının hayatı hiçe sayıldı ve büyük çoğunluğu neden öldürüldüğünü bile bilmeden toplu mezarlara gömüldü.
Bugünlerde, bağımsızlığını kazandıktan (1961) sonra dört darbe yaşayan ve yüz binlerce insanını iç savaşta kaybeden eski Belçika sömürgesi Burundi'de mevcut başkan Pierre Nkurunziza anayasayı çiğneyerek kendini üçüncü kez başkan seçtirmeyi başardı. Afrika Birliği, 21 Temmuz Salı günkü seçim için güvenlik olmadığı gerekçesiyle gözlemci göndermedi.
ABD ise seçimleri güvenilir bulmadığını açıkladı. Başkana karşı Mayıs 21'de düzenlenen darbe girişimi hedefine ulaşamadı ve çok kanlı bastırıldı, 100 kadar insan hayatını kaybetti. Yüz elli bin Burundi vatandaşı ülkeyi terk edip komşu ülkelere sığındı. Muhalefetin adayları son anda seçimden çekildi, fakat oy pusulaları basıldığı için Burundi yüksek seçim kurulu bunu kabul etmedi. Seçimlere katılma oranı yüzde 37'de kaldı. “Kendi çıkarından başka bir şey düşünmeyen bir adam için neden sandığa gideyim?!.” diyen bir hayli insan vardı. Dolayısıyla, sandıktan anayasaya aykırı olarak mevcut başkan seçilmiş çıktı.
Yine de, Çad'ın eski diktatörünün davası açısından bakılacak olursa, Afrika ilk defa kendi ayakları üstünde durmaya cesaret etti, en azından zâhiren. Bakalım, Senegal'deki Afrika Birliği mahkemesinin vereceği karar adaleti tesis, vicdanları tatmin edecek mi? Kara kıtanın kuluçkalarında bekleşen diktatör adayları veya mevcut diktatörler için caydırıcı olabilecek mi? Veya Afrika Birliği mahkemesi gerçekten kendi başına karar verebilecek mi?
(ZAMAN - ÖMER FARUK NOYAN – 2.8.2015)