Her sabah yürürüm.
Bir saat!
“Okullar Sahası” olarak bilinen Yenişehir’deki o bakımlı sahada yürümek tam bir keyif.
Ama özellikle de sabahları!
Öylesine güzel bakıyorlar ki sahaya, etrafında koca koca ağaçlar, yeni ekilmiş fidanlar, çim alanlar, tertemiz bir pist.
Kentin içinde bir vaha gibi…
Sahanın etraftaki evler de eski, evler de eski olunca bahçelerinde de yıllanmış ağaçlar var.
Hemen hemen bütün Yenişehir, Kaymaklı, Kızılbaş öyle…
Ama en çok da Yenişehir’de rastlarsınız o kocaman ağaçlı evlere.
Pek tabii sahanın da bulunduğu bölgede yüksek kat izni var.
Yenişehir’in bir kötü kaderi gibi…
Tek tek o yemyeşil ağaçlı küçük evlerin yıkılıp yerlerine koca koca apartmanlar yapıldığınız izlemek burkuyor insanı…
Geçen hafta da öyle oldu.
Sahaya bitişik bir arsa içinde kocaman ağaçları olan bir arazi var.
Arazi dediğime bakmayın, küçük bir arsa…
Sanırım 6-8 büyük ağaç vardı içinde.
“Vardı” diyorum, çünkü artık yok!

Fassaların üzerlerine yuva yaptıklarını izlerdim her sabah.
Baştankaraların ötüşlerini dinlerdim, o ağaçlara bakarak.
Erkek sakalar kur yapardı dişilere, günün ısınmaya başlamasıyla.
Evet artık o ağaçlar yok!
Yerle bir edilmiş.
Belli ki arsa içindeki eski ev de yıkılacak, yerine betonarme dev bir apartman yapılacak.
Ve böylece gelişeceğiz (!)
Çok yürek burkan bir görüntü.
Elbette yeni apartmanlar yapılacak, yapılmalı da.
Ama boş arsalar üzerine yapılsalar keşke!
Koca koca ağaçlar bu kadar kolay kesilmemeli diye düşünüyorum.
Taşıma işlemine mecbur bırakılmalı inşaat şirketleri!
Bir çeşit o ağaçlar yaşatılmalı.
Bu kimileri umursamasa da ciddi bir sorunumuzdur dostlar, kentlerdeki ağaç katliamı büyük bir meseledir!
Ağaçlar değerimizdir, bu sıcak ve kurak adada paha biçilmez bir değer.
Bu değerimize gözümüz gibi bakmalıyız diye düşünüyorum.
Yoksa apartman yapa yapa bu beton yığınında yaşayacak yerimiz kalmayacak.
Hem bize, hem de doğaya yaşayacak yer kalmayınca neylerim ben o süper-lüks daireleri?
Bilmem anlatabildim mi?

BİR BÜTÇE ELEŞTİRİSİ

Bu konuşma dünya siyasetini değiştirir (!)

UBP Başkanı  Hüseyin Özgürgün’ün derin (!) konulara değindiği, siyasete yeni bir çığır (!) açtığı Bütçe konuşmasından bazı dikkat çeken cümleler:

• “Dünün muhalefeti, yarının iktidarıdır”
• “Sayın Angolemli bizim akrabamızımdır, kendisini de severiz ama meclis başkanlığı konusunda bizim suçumuz yoktur”
• “Bugünkü Meclis Başkanı da çok iyi arkadaşımdır, askerlik arkadaşımdır, beraber askerlik yaptık”
• “Savcı bir görüş vermiş, dinlemeyecekseniz onu da kabul ettim. Angolemli’yi başkan seçeceksek aha size açık çek. Ama Teberrüken’i de aşşağa endireceyik sanmayın ha”
• “Kıbrıs Türk tarafı mıydı, Cenevre’de, Mont Pelerin, Cranya,  neyse işte…”
• “Ben hizmetin merkezinde devlet olması gerektiğini biliyorum, zaten öyledir de”
• “Sayın Dışişleri Bakanı petrol konusunda temaslar yapmıştır, bunları Halkın Partisi adına mı yapmıştır?”
•  “Demokrasi diye çok söylerler, duyarım. Herkes herkese söver”
• “13 ayda bir hükümet değişir, bundan daha iyi bir demokrasi yok”
• “Çıkar birileri yürüyüş yapar, ‘demokrasi yok’. Neyin demokrasisi?”
•  “Bizim aleyhimize çok karar verdi bu yargı. Ama ne oldu biz o yargıya en çok yardımı aktaran hükümet olduk”
•  “Mesela devletin bir bütçesi olmasaydı CTP Bütçesi olacaktı, TDP Bütçesi olacaktı, DP Bütçesi olacaktı. Ama yok. Devlet Bütçesi var”
• “Muhalefetin görevi konuşmaktır, ama boş da konuşmamak lazımdır”
•  “Siyaseten bir şeyler söylemek lazımdır”