Ağılda 27 TL, reyonda 65-75 TL
Üreticiden kilosu 27 TL’ye çıkan canlı hayvan (kuzu), girdi maliyetleriyle kasapta en az 55 TL’ye reyonlara girerken, tüketiciye 65-75 TL’ye ulaşıyor.
Bölge bölge veya kasaptan kasaba değişen kırmızı et fiyatları, her halükarda tüketicinin cebini yakıyor. Üreticiden kilosu 27 TL’ye çıkan canlı hayvan (kuzu), girdi maliyetleriyle kasapta en az 55 TL’ye reyonlara girerken, tüketiciye 65-75 TL’ye ulaşıyor. Bu rakam marketlerde ise 100 TL’yi buluyor. Kıbrıs’ın güneyinde ise fiyatlar 40 ila 55 TL arasında.
Fehime ALASYA
Hayvan üreticisinden kilosu 27 TL’ye çıkan canlı hayvan (kuzu), girdi maliyetleriyle kasapta en az 55 TL’ye reyonlara girerken, tüketiciye 65-75 TL’ye ulaşıyor. Bu rakam marketlerde ise 100 TL’yi buluyor. Kıbrıs’ın güneyinde ise fiyatlar 40 ila 55 TL arasında değişiyor.
Canlı hayvan eksikliği yaşanan dönemlerde kontrollü olarak adaya ithal et getirilmesi gerektiğini savunan kasaplar ve Kasaplar Birliği Başkanı Halil Akbıçak bu sayede piyasadaki fiyatların düşeceğinden yana hemfikir.
“8-10 kişinin hafta sonu mangal keyfi kuzeyden yapılan et, diğer ürün alışverişi ile 500-700 TL’ye mal oluyor, artık her hafta sonu mangallar yanmıyor” diyen kasaplar, yerli halkın et alışverişinin Kıbrıs’ın güneyindeki kasap reyonlarına kaydığına işaret etti.
Hayvan üreticileri “Hükümetin bizde de hayvancıya daha fazla destek vermesi gerek, ithal et çözüm değil. Ürete ürete batıyoruz” diyerek ithal ete karşı olduklarını işaret ederken, Kasaplar Birliği ise ithal et için bakanlıkla görüşmede olduklarını kaydetti.
KASAPLAR: İTHAL ET / ÜRETİCİ: HAYVANCIYA DESTEK
Fiyatların yüksek oluşunu hayvan sayısının azlığına bağlayan Hayvan üreticileri “Hükümetin bizde de hayvancıya daha fazla destek vermesi gerek, ithal et çözüm değil. Ürete ürete batıyoruz” diye konuşuyor, ithal ete kesinlikle karşı olduklarını işaret ediyor.
Kasaplar Birliği ise ithal et konusunda farklı çözümler ortaya koyarak, güneyden denetimli et ithali olması gerektiğini savunuyor.
Alpay Orhan Güvenlier (Hayvan Üreticisi):
“Hükümetin hayvancıya daha fazla destek vermesi gerek, ithal et çözüm değil. Ürete ürete batıyoruz”
“Etin bizden alınması ile vatandaşa ulaşması arasında dağlar kadar fark var. Bunun birlik olarak da çalışmasını yaptık. Bizim girdilerimiz de yükseliyor, bizim işimiz yavaş yavaş lüks bir iş olmaya başladı. Hükümet arpa fiyatlarını ısrarla düşürmüyor. Bu da sadece yem bazında bile maliyetlerimizi yükseltiyor.
Sıkıntı kasaplarda. Şu anda çiftliklerde canlı hayvan sıkıntısı yok. Fiyat düşürmek için kasaplar almıyor. Elinde bir kamyon oğlak olan ve satmak için aramadığı kasap kalmadı ama satamıyor. Alan yok, nasıl et sıkıntısı var. İthal et kapılarının açılmasıyla fiyatların düşeceğini düşünüyorlar ama bu olmayacak. Şu anda mevcutta kuzu ve oğlak zaten var. Bunun yanında bizden yedi çeşit et alıp reyonlarda tek çeşitten satanlar da var. Burada suç sadece yönetimdir. Gelmiş geçmiş tümü atılım yapmadı. Hükümet, neden bu üretici feryat ediyor ciddi olarak oturup konuşmuyor. Biz miras olarak topuzumuzu oğlumuza bırakamıyoruz. Gençler bu işi artık yapmak istemiyor. İthal et buna çözüm değil. Güney ile fiyatlar sürekli kıyaslanıyor, tüketici gidip oradan et alıyor ama üreticisi nasıl ayakta kalıyor sormuyor. O tarafta et fiyatı nedir bilmiyorum ama üreticiye verilen hükümet desteklerini biliyorum. Arada uçurum fark var. Hükümetin bizde de hayvancıya daha fazla destek vermesi gerek, ithal et çözüm değil. Zaten büyük parçalarda ithal ete izin var, neden getirmiyorlar da kuzu ithali diye feryat ediyorlar? Adayı ithal kuzu doldurup bizi batırmak mı istiyorlar? Ürete ürete batıyoruz bunu göremiyorlar, gün gelecek başka ülkelerin kölesi olacağız.”
Mustafa Cumhur (Cumhur Kasap):
“İlgili taraflar lütfen oturup bu konuyu çok ciddi ele alsın”
“Yanlış politikalardan kaynaklıdır bu. Tarım Bakanı- Hayvancılar Birliği ve Kasaplar Birliği oturup yeterli hayvan sayısı yok der. Girdilerimiz yükselir, fiyatlarımızı düşüremiyoruz. Güneyde de fiyatlar ucuz olduğu için tüm halkın yüzde 90’ı güneye kayıyor. Bu bizim işimizi olumsuz etkiliyor. Bu işin çözümünün bulunması lazım... Halk da haklı, geçim kaynakları çok zor, dar. Yapmamız gereken siyaseti bir kenara bırakıp, kendi halkımız anasıl yardımcı oluruz diye bakılmalı. Belli dönemlerde planlı programlı ithal et bırakabilirler. Bir ay sonra fiyatlar yine yükselebilir çünkü hayvan gene az olacak. Kasaplar yine çıkmaza girecek.
İlgili taraflar lütfen otursun ve kuzunun alış fiyatı ve kasabın satış fiyatını belirlemeli, piyasayı dengelemeli. Ben 70 TL verirken, komşum 90’a verir, Girne’de turist çok diye orada 100 TL’den aşağıya et bulamazsınız. Halk bu durumda tabi ki güneye kayacak, haksız mı? Değil…”
Durdu Özdeğirmenci (Işıklar Butik Kasap):
“Dönem dönem kontrollü ithal et şart, artık her hafta mangallar yanmıyor”
“Kontrollü olarak ithal et serbest bırakılmalı. Ama burada da devlet yanlış uygulama yaparsa yine pahalı olur. Her bütçeye uygun et olur, güneyden de alışverişin önüne geçilmiş olur.
Ekonomimiz de güçlenir. Kuzu orada bizim fiyatlarla orada daha uygundur. Üreticide hayvan sıkıntısı var. Öğrenci-asker ve vatandaş olarak 600 bin kusur insandan söz ediyoruz. Tüm bu et tüketimi yerli üretimden destekleniyor. Üremeye başlayacak olan hayvanı bıçağa veriyoruz. Üreme dönemlerinde ithal etin önünü açmalı. Sanırım en son 2000’li yıllarda ithal etin önü açılmıştı ve çok etkili olmuştu. Dönem dönem ve kontrollü bir şekilde ithal etin önü açılmalı. O zaman hayvan çoğalacak, piyasa bolaracak. Girdilerimiz de çok pahalı, yem dolar üzerinden, üreticinin bel kemiği mazot pahalı, herkes kendine göre haklı… Ama bu durumda vatandaşı biz kendi elimizle güneye gönderiyoruz. Günümüzde 8 kişi manga yaksın, 500 TL ister. Her hafta mangallar yanmıyor, yanamıyor.”
Mehmet Kermeoğlu (Kermeoğlu Et Pazarı):
“İthal etin önü açılacakmış, açılsın. Hükümet bu konuda üreticiden korkuyor, ondan açamıyor”
“Bir an evvel ithal et gelsin. Et azlığından fiyatlar ansızın çıkıyor. Alternatifim yok, mecburum, ne deseler alıyoruz. Zam da yapamıyoruz. Halkın alım gücü düştü, en ucuz eti veren benim ama bu fiyatlar beni kurtarmıyor. Herkes yürüyerek et alıp geliyor. Orada da ithal et ucuzdur. Bilinçsiz alışveriş var. İthal etin önü açılacakmış, açılsın. Hükümet bu konuda köylüden korkuyor, ondan açamıyor.
Kasaplarda 55 TL olan et, marketlerde 100 TL’yi buluyor ama yine de vatandaş marketten almayı tercih ediyor çünkü çekiniyor… Vatandaş bizden gelip yarım kilo kıyma alamaz ama marketten gider alır, alışveriş sepetine koyar da diğer ürünlerin arasında görünmez. Bunlar bize alım gücümüzün ne kadar düştüğünü gösteriyor.”
Azmi Erkasap (Azmi Kasap):
“İthal et konusunda çok temkinli olunmazsa üretici büyük zarar görür”
“Kaçak etin önlenmesi gerek. Gümrük noktalarına ekstra bir et denetimi konması gerek. Kasaplık belgesi olan güneyden et alıp vergisini devlete vermeli. Devlet de bu verginin yarısını hayvancıya fon parası olarak versin. Hem hayvancı maliyeti düşürsün, hem kasap hem hayvancı sevinsin. Zaten bu eti vatandaş da gidip alır, kaçak olarak da gelir. İthal etin kapılarının açılması hayvancıyı zora sokar. Çift taraflı düşünmek gerek. Kasap ve marketler arasında ciddi fiyat farklar var. Bunlar engellenmeli. İthal et konusunda çok temkinli olunmazsa üretici büyük zarar görür.”
Kasaplar Birliği Başkanı Halil Akbıçak:
“İthal et ile tüketiciye uygun fiyat tercihi de sunulacak, güneye kayan alışveriş kuzeye yönelecek, kasaplar batma noktasında…”
“Bugün Tarım Bakanı ile konuştuk. Bu konuları artık çok ciddi şekilde irdeliyoruz. İşlerimiz fiyatlardan dolayı durma noktasına geldi. İnsanlarımız et alamaz pozisyona geldi. Güneyden alışverişler çok arttı, bu ülkede her kesim için çok ciddi kayıptır. Çok ciddi sıkıntılar var. Girdi maliyetlerinin düşürülmesi, hayvan varlığının çoğaltılması. Bunlar da bir anda olmaz o yüzden ithal et edilmesi tarafındayız. Reyonlarında bu fiyatların tercihe sunulması gerektiğinden yanayız. Ülkede küçükbaşlarda çok büyük oranda düşüş oldu. Ülkede et açığını ciddi boyutlara getiriyor. Az olan ham madde de fiyatları arttırıyor. Üreticiler buna karşı fakat onlara zarar gelmeyecek uygulamalar yapılmalı. Az sayıda ithal olmalı. 100 kuzu kesilirse 50’si ithal olsun ki güneyden alışverişler dursun. Kasaplar batma noktasına geldi. Kaçakçılık deseniz çok büyük boyutlarda, vatandaş artık ne yediğini bilmiyor, sağlıksız bir ortam yaratılıyor.
Bakanlık bize bu hafta araştırılacağını, verilerin inceleneceğini bize söyledi. İthal ete müsaade edeceğiz demediler ama alışverişin güneye kaydığının ve bu rakamın çok yüksek olduğunun farkındadırlar. Bunun için çalışma başlattılar.”