Ağız
Yıl 1972 idi. Sıla 4 olarak Türkiyedeki ilk plak sözleşmemizi imzalamak üzere, şirketin sahibi ve yapımcısı ile biraraya gelmiştik. İlk plakta yer alacak şarkılar belirlenmişti. Diğerleri üzerinde sohbet ediyorduk. ‘Yapımcı’ ansızın “Bir ricamız olacak...” dedi ve devam etti: “Lütfen şarkılarınızı Kıbrıs ağzıyla değil, düzgün Türkçeyle seslendirin.”
Apışıp kalmıştık. Ne demekti bu ? Aramızda bakıştıktan sonra ona döndüm ve “Bakın... Bizim bu yola girmemizde bir idealimiz var. Kıbrıs Türk kültürünü canlandırmak ve yaşatmak. Ağız da bu kültürün parçalarından biri. Bizim ağzımız böyle. Ne inkar ediyoruz ne de bundan utanıyoruz..” dedim.
Kem-küm ettiler. Kıbrıs ağzının, Türkiyedeki müzikseverler arasında kabul göremeyeceği endişesini taşıyorlardı. Israr devam edince yeniden saldırıya geçmek zorunda kalmıştım.
“Azeri bir şarkıyı, düzgün dediğiniz Türkçe olmadığı için yadırgıyor musunuz ? Karadeniz, Güney Doğu, hatta Trakya türkülerini neden düzgün (!) Türkçe ile okutmuyorsunuz ? Diğerlerini kabul ederken Kıbrıs ağzını neden kabul etmiyorsunuz ?” deyince, tartışma bambaşka boyutlara ulaşmıştı.
Sonunda anlaşmıştık ama bize çok iginç gelmişti bu yaklaşım. Hatta bozulmuş, kızmıştık da...
***
1972’den bu yana çoook sular aktı köprünün altından ama hala birşeylerin değişmediğini görmek üzüyor insanı. Sadece orada burada sokakta falan değil, bazen bazı TV programlarında da karşılaşıyoruz hala o ‘alaycı’ tavırlala. Ve açıkçası hem üzülüyoruz hem de öfkeleniyoruz.
***
‘O Ses Türkiye’, Türkiye’nin çok ilgi çeken yarışma programlarından biridir. Yıllardır başarı ile devam eden bu yarışma programına, her yıl odluğu gibi bu yıl da Türkiye’nin dört bir yanı yanısıra, civar ülkeler dahil, Kuzey Kıbrıs’tan da yarışmacılar katıldılar. Aysu Mişon da bunlardan biriydi. Ve, Aysu Mişon’un Kıbrıslı olduğunu öğrenir öğrenmez, yarışmanın iki jüri üyesi, Beyazıt Öztürk ve Murat Boz, mal bulmuş mağrıbi gibi atıldılar ortaya. Başladılar ‘Kıbrıs Ağzı’ ile alay edercesine espirilere. Bunu büyük haz duyarak yaptıkları o kadar da belliydi ki...
Neden ? Neden, Kıbrıs Ağzı bu kadar batıyor size yıllardır hiç anlamadım hala da anlayamıyorum.
Ben Karadeniz ağzıyla dalga geçiyor muyum ? Ben, bazen bir sözcük bile anlayamadığım Güney Doğu ağzı ile dalga geçiyor muyum ? Ben, Azeri, Özbek Türkçesi ile dalga geçiyor muyum ?
Sokak Ağzı
“Beethoven’in Bitmemiş Senfonisi’ni yapay zeka bitirecekmiş. Bizim buralara da bir yapay zeka gönderseler de şu Kıbrıs meselesini de çözse bari.” (Aysel-Lefkoşa)
***
“Domuz Gribi salgını başlamış gene. Nedir bu domuzlardan çektiğimiz. Bizim buralarda da eşek çok. İnşallah bir de Eşek Gribi çıkmaz yakınlarda.” (Yakup Durmuş-Lefkoşa)
***
“Başbakanımız davamızı Ruslara da anlatmış. O gün bu gündür Ruslar kara kara düşünüyor ve üzülüyormuş, biz bugüne kadar şu Kıbrıslı Türklere haksızlık ettik diye.” (...........)
***
“E hade artıg be partiler. Açıglayın Cumhurbaşganı adaylarınızı da bilelim biz da ne yapacayık” (Mustafa-İskele)
***
“Başbakan Tatar, KKTC’de adam başı gelir 15 bin lira demiş. Kim yaptı bu hesabı çok merak ettim. Sakın ola bana Muhasebeci Başbakanımız demeyin ama...” (Mürüde Yalın-Lefkoşa)
***
“Maraştan sonra, Baf, Leymosun ve İskeledeki Vakıf Mallarını da geri alacak mıyız ?” (Yücel Kasap)
***
“Meclisimiz güya bütçeyi görüşüyor. Dikkat ettim kürsüye çıkanların çoğu bütçeden başka her konuda konuşuyorlar. Bu nasıl bütçe görüşmesi ?” (Aysel Kaftan-İskele)
***
“Memlekette uyuşturucu da çoğaldı. Bazıları uyuşturucu ticaretinden milyonları götürürken insanlarımız da üçe bölündü. (1) Uyuşturucu ile uyuşarak dertlerden uzak kalmaya çalışanlar (2) Doğuştan uyuşuk olanlar (3) Sonradan uyuşanlar.” (Erkan Kara)
***
Not: Genel istek üzerine, yorum ve düşüncelerinizden derlediğimiz bu bölüme, (izin vermeniz halinde) isimlerinizi koymaya yeniden başlıyoruz. Bilgilerinize.
Anlayana
“İki Yahudi biraraya gelirse şirket, iki Türk biraraya gelirse devlet kurar.” (Çin Sözü)