‘Ağlayan çocuk’ tabloları
Net özetledi BM Özel Danışmanı Eide:
“Bir tarafta kaybettikleri toprakları isteyenler var, diğer tarafta elde ettikleri toprakları kaybetmek istemeyenler...”
* * *
Kıbrıs'ta sokağa yansıyan travma budur!
'Mal' deli etmiştir, kuzeyi...
Güneyi de 'kaybettik, geri alacağız' hırsı!
* * *
O topraklar ki, “kazanmak” dediğin, umutlu bir yaşamdır üzerinde...
Yoksa “kaybetmektir” netice!
* * *
Hep birlikte kazanacağız!
‘Gözümüze indirilen perde’, bunu görmeyelim, bunu anlamayalım diye...
* * *
Tarihi inkar etmeden...
Kırk iki seneyi yok saymadan...
“Vicdan”ı yitirmeden...
“Harita” dediğimizin “çizgiler” değil, “hayatlar” olduğunu unutmadan...
“Dün”ün hıncını, bir zehir gibi bugüne akıtmadan...
Yarını yüklenebilmeliyiz omuzlarımıza ve yürümeliyiz, uçsuz bucaksız bir aydınlığa...
* * *
"Bu son şans mı? Bunu tarihçiler bilir ama şu noktada eminim ki en iyi şans bu! Bir ülkeyi birleştiriyoruz."
Evet, yitirdiğimiz her sene, daha kötü bir şansa uyanıyoruz.
Yaşıyoruz bunu birlikte...
Bilemeden yarını, "ne olacak" sorularıyla çürüyen ömürlerin küfünde çoğalıyoruz.
Bir kuşaktan ötekine devrediyoruz, nice bilinmezi...
* * *
Bir ülkemiz olacak, hepimizin!
Hepsi burada kalacak, hepsi bizimle...
Kimsenin ne "denize döküleceği" var, ne de "buharlaşacağı" buluta...
İllaki koşacağız umuda...
* * *
Göçle, acıyla, 'ah'la, rantla, bencillikle, türlü adaletsizlikle geçen senelerde 'nutuklar' attık da güvenli bir “gelecek” kuramadık...
Kökü sızlıyor toprağın, susturulmuş zamanlarda eksiliyor ömürler, şehirler yalnızlaşıyor ölçüsüz kalabalıklar içinde ve hepimiz, geçici zenginliklerin yoksulluğuna boğuluyoruz giderek...
* * *
Yıllar yılı duvarları süsleyen, ganimet “ağlayan çocuk” tablolarını indirmenin vaktidir artık.
Perdeleri açmanın zamanı...