Ahmet Coşkun; “Ülke gençliğimizin önü açılmalı”
Yeşil sahaların tecrübeli futbolcusu Ahmet Coşkun ile futboldan, yaşama uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik. Göçmenköy’ün başarılı futbolcusu, röportaj içerisinde voleybol ve hentboldan uzanan geçişini de anlattı.
Serkan SOYALAN
Yeşil sahaların tecrübeli futbolcusu Ahmet Coşkun ile futboldan, yaşama uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik. Göçmenköy’ün başarılı futbolcusu, röportaj içerisinde voleybol ve hentboldan uzanan geçişini de anlattı.
Okuyucularımıza kendinizi tanıtmanızı istesek, nasıl anlatırsınız?
İsmim Ahmet Coşkun… 33 yaşında bir Kıbrıslıyım. Babam polis emeklisi, annem okul kantin işletmecisidir. Bir ablam olmakla birlikte iki kardeşiz. Girne'de ikamet etmekteyim. Spor hayatım babamın görev yerinin değişmesi ile 8 yaşında Esentepe köyünde başladı. 4 sene boyunca futbol, hentbol ve voleybol oynadım. Esentepe İlkokulu ile hentbolda Kıbrıs birinciliği, voleybolda Kıbrıs ikinciliği yaşadım. Daha sonra babamın görev yeri değişikliği olduğu için esas köyüm olan Lapta'ya döndük. Hentbol ve voleybol hayatımı noktaladım. Futbola Yeşilova Spor Kulübü'nde devam etmeye başladım.13 yaşımda Minik Milli Takımı’na seçildim ve Mısır’da bir turnuvaya katıldım. Bir yıl sonra Doğan Türk Birliği Spor Kulübü'nün altyapısına katıldım. Yıldızlar gençler olmak üzere toplamda üç sene oynayıp 17 yaşında A Takım'da oynamaya başladım. Doğan Türk Birliği Spor Kulübü ile bir kez 1.Lig, bir kez de Süper Lig şampiyonluğu yaşadım. Star Kıbrıs Gazetesi’nin 2010 yılı ödüllerinde ''Yılın Futbolcusu'' ödülüne layık görüldüm. Milli takımların tüm seviyelerinde A Milli 2 kez, U21 1 kez, Minik Milli 1 olmak üzere 4 kez milli oldum. 16 yıldır aktif olarak A takımlar seviyesinde futbol oynuyorum. Şu an Göçmenköy İdman Yurdu’nda futbolcuyum ve aynı zamanda Aydoğan Şirketler Grubu'nda çalışmaktayım.
“Ciddi bir spor politikası gerekli”
Sporumuzun içe dönük olması, siz sporcuları nasıl etkiliyor?
Sporumuzun dışa açılamıyor olması bizi kesinlikle maddi, manevi ve motivasyon anlamında inanılmaz derecede olumsuz etkiliyor.
Ülkemiz siyasetçilerinin spora bakış açılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülke siyasetçilerimizin spora bakış açılarını genelde pek tasvip etmiyorum. Üzülerek söylüyorum ki; bakış açıları genelde kişisel çıkarları doğrultusunda oluyor. Plansız, programsız sistemsiz sadece günü kurtarma politikası şeklindedir diye düşünüyorum. Spor politikamızın yanlış olması veya olmayışı sadece spor camiasını ilgilendirir gibi görünse de bütün ülkeyi ilgilendirmektedir. Bence hiç zaman kaybetmeden ülke siyasetçilerimizin ciddi bir spor politika çalışması yapması ve ülke gençliğinin dünyaya açılmasını sağlaması gerekmektedir.
Altyapılarımıza gerekli özeni gösterdiğimize inanıyor musunuz?
Altyapılardan bahsetmeden önce şunu söyleyebilirim ki: Dünyanın nüfus oranlarına göre en yetenekli sporcuları arasında Kıbrıslılar kesinlikle yer almalıdır. Fakat ülkenin içinde bulunduğu durumdan dolayı belli bir noktadan ileriye gidilemiyor. En basiti yeterli kapasitede sahalarımız yok. Mevcut sahalarımızdan 5-6 tanesi hariç, en önemlisi saha zeminleri çok kötü bunun yanında soyunma odaları, hakem odaları, basın odaları ve tribünleri sağlık ve kalite açısından içler acısı bir durumda. Her şeye rağmen 5-6 takımın alt yapıları iyi durumda diyebilirim. Altyapılardan bahsederken şunu da belirtmeliyim ki yetkili merciiler, Esentepe’de yapımı devam eden spor salonunun bitirilmesi için, kaynak ayırmalıdırlar.
“Türkiye ile bile maç yapamıyoruz”
Sporda birçok başarıyı yakalamış biri olarak, önünüzdeki hedefleriniz nelerdir?
Önümüzdeki hedeflerim arasında aktif futbol hayatımı fiziksel olarak iyi olduğum sürece devam ettirmek var. Sonrasında ülke sporunun özellikle futbolun ambargolardan kurtulması için çalışmak ve çabalamaktır. En basiti Türkiye takımları, Güney Kıbrıs takımları ile maç yapmak gibi için ülkeye geliyorlar. Biz ise Güney Kıbrıs takımlarını bırakın, Türkiye takımları ile resmî olmayan bir maç bile yapamıyoruz.
Spor alanında unutamadığınız bir anınızı anlatmak istesek, neler söylersiniz?
2015-2016 sezonu Doğan Türk Birliği ile Küçük Kaymaklı arasında oynanan karşılaşmada ceza sahası dışından Küçük Kaymaklı’ya karşı röveşata golümü unutamam. FIFA’ya üye olmuş olsak “Yılın Golü”ne aday olabilecek derecede güzel olduğunu düşünüyorum. Bu konuda mütevazi olamayacağım. Ben ve benim gibi birçok sporcu başka ülkede doğmuş olsaydı veya ambargolara takılıp kalmamış olsaydık dünyanın herhangi bir liginde profesyonel futbolcu olabilirdik diye düşünüyorum.
“Ne kadar spor, o kadar sağlık”
Spora yeni başlayan gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Spora başlayan gençlerin hayallerini ve hedeflerini her zaman yüksek tutup sıkı çalışmalarını tavsiye ederim. Son olarak gençlere şunu söylemek istiyorum, ellerine fırsat geldiği zaman mutlaka başka ülkelerde şanslarını denesinler. Asla pes etmesinler.
Okuyucularımıza son olarak neler söylemek istersiniz?
Özellikle ailelere sesleniyorum, mutlaka çocuklarınızı spora teşvik edin ve imkanlarınızı zorlayın. Çocuklarınıza destek çıkın. Ne kadar spor, o kadar sağlık. Ne kadar spor, o kadar kötü alışkanlıklardan uzak durmaktır. Son olarak da Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle bitirmek istiyorum “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.”