1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. Ahmet H. Ese ile ‘60’lar, ’70’ler, ‘80’lere müzikal yolculuk-3
Eralp Adanır

Eralp Adanır

Ahmet H. Ese ile ‘60’lar, ’70’ler, ‘80’lere müzikal yolculuk-3

A+A-

The BLACK BOYS-SİYAH ÇOCUKLAR grubunun ardından ESENLER ismiyle müzik yaşamına devam eden Ahmet H. Ese’nin bundan sonraki uzun soluklu mekânı, önceleri “Mücahitler Gazinosu” ve ardından da “Mücahitler Sitesi” olacaktı. 1972 yılındaki ESENLER yolculuğuna gidiyoruz.  

1972 yılında Mücahitler Gazinosu’ndan ESENLER grubumuza bir teklif gelmişti. Mücahitler Gazinosu dediğimiz yer de Şehitler Abidesinin yanındaydı önceleri. Bu yerin orkestrası olan RİTM 5 dağılmıştı sanırım ki bize teklif edildi. RİTM 5 grubunun iki elemanı; Soner Kaptanoğlu (org) ve Mehmet Cengiz’i de (solist) aramıza alarak ESENLER grubu olarak çalışmamıza burada başladık. Tabii bu arada grubumuzun bas gitaristi Koray San da öğretmenlik mesleğine geçince gruptan ayrılmak zorunda kalmıştı. Sonuçta ESENLER grubumuz Mücahitler Gazinosu’nda şöyle bir kadroyla sahne almaya başlamıştı: ben Ahmet Ese (davul), Mazhar Özkol (bas gitar), Davut Çelikten (solo-ritm gitar), Soner Kaptanoğlu (org) ve Mehmet Cengiz (solist).

Ahmet beyin anlatımında o yıllardaki Lefkoşa’nın müzik grupları ve çalıştıkları mekânlar hakkında da bilgi ediniyoruz. 1972-74 arası söz konusu dönemde ne kadar da çok grubumuz varmış Lefkoşa bölgesinde.

O yılların Lefkoşa akşamlarında insanlarımız, bir müzik festivali ortamında çok hareketli ve neşeli geceler yaşıyordu. Öyle geceler oluyordu ki Çağlayan barda GONK 5, Alasya barda KALENDER 5, Yazlık Mücahitler Gazinosunda ESENLER, Kuğulu Parkta ENGİNLER, Saray Hotel Roof Barda BAYRAK KUARTET, Ümit pastanesinde Bülent Berkay, Serdar Denktaş, Erhan Özbeşer’den oluşan KIBRIS FOLK, Ortaköy  Akar Gazinosunda YILDIRIMLAR, Boğaz yolunda AHMET BELEVİ TRİO, Boğazda sancağın grubu FIRTINALAR.

Çağlayan bardan başlayıp Girne boğazına kadar orkestraların neşe katan müzikleri. Her taraf cıvıl cıvıldı o günlerde. Peki ya şimdi? Karanlıklar içinde kaldı o yerler. Düşünün ki yukarıda saydığım o kadar grubun müzik etkinlikleri Lefkoşa-Boğaz arasında yer alıyordu. Bugün bile düşünüldüğünde “müthiş” demek az bile kalır.

ESENLER grubu olarak Şehitler Abidesinin yanındaki Mücahitler Gazinosunda çok yoğun bir çalışma ortamında görev ifa ediyorduk. Balolar düğünlerle haftada ortalama 6-7 düğün yapıyorduk. Hafta sonları saat öğleden sonra 13.00’ten gece saat 23.00’e kadar peş peşe 4 düğün yaptığımız oluyordu. Daha sonra Mazhar gruptan ayrılmış ve o günlerde Saray Hotel’de müzik yapan BAYRAK KURATET’e katılmıştı.

Aynı yıllarda 1972 veya 1973’te özellikle Lefkoşa bölgesi önemli bir mekâna kavuşuyordu; MÜCAHİTLER SİTESİ. Mücahitler Sitesi, askere bağlı bir yer olmakla beraber, özellikle düğün, balo ve bu gibi etkinliklerin de mekânı olmuştu. Hatırladığım kadarıyla ‘80’li yılların başı olsa gerek, Türkiye’den gelen Ayten Alpman’a, orada gerçekleştirilen baloda orkestrada davul çalmıştım. Tabii neydi nasıl olmuştu şu an detay hatırlamıyorum. Bunun yanında Mücahitler Sitesi’nin bendeki bir başka hatırası ise, rahmetli babamın 1974 sonlarına doğru Limasol esir kampından çıktıklarında ilk getirildikleri yerin burası olması ve onu meraklı gözlerle o mekânda aramamızdı. Sözü yine Ahmet beye bırakıyorum. 

Sanırım 1972 yılının sonlarına doğru Mücahitler Sitesi’nin inşaatı tamamlanınca bizler de Mücahitler Sitesi’nde müzik yapmaya devam ettik. Tabii buraya geçince artık SİTE ORKESTRASI olarak anılmaya başlandık. 

Çok yoğun işler yaptık ve çok da anı biriktirdim dolayısıyla. Bir tarafta hastahane acil vakalar diğer tarafta orkestra. Hafta sonuna denk gelen günlerde nöbetlerimi sağolsunlar arkadaşlarım tutardı. Nöbetçi “on-call” olarak evde bekler icab ederse aranırdık. İşte böyle bir günde düğünü bitirdik eve gidip arkadaşıma telefonla on-call nöbetini teşekkür ederek devralacağım. Neyse nöbeti devraldım, 5 dakika sonra bir  telefon, hastahaneden arıyorlar. Ambulans yola çıktı gelip beni arayacaklar. Arandım ve hastahaneye vardık. Acildeki doktor diyor ki “hasta otobüse binerken düştü ayak kemiğinde çatlak var bir alçı yapalım.” Bu görevde olan ameliyathane on-call’u bu işlerin eğitimini alır ve bu tür görevleri de ifa eder. Doktora “tamam” deyip hastanın yanına geçtiğimde hasta beni tanıdı. Dedi ki “sen az önce düğündeki çalgıcı değil min?” Hastaya “evet” desem bana güveni kalmayacak. Kim ayağını “çalgıcı” adama güvenip teslim eder ki? (gülüyor). Yaşlı ama hafızası yerinde bir ninecikti. “Yok o benim ikiz kardeşim. Babam ikimizi de okumaya gönderdi. O hayırsız çıktı okumadı çalgıcı oldu.” Dedim. Yanımdaki hemşire ben emekli olana kadar bu olay aklına her geldiğinde gülmekten kendini alamaz. İkinci bir anımı daha anlatayım.

Mücahitler Sitesinde bir düğün oluyor. Damat CTP’li (Cumhuriyetçi Türk Partisi). Düğüne müzisyen arkadaşlar Yıltan hoca ve Sinan da davetli. “Arada biz de çıkalım sahnede bir iki parça okuyalım, sen de bateride bize eşlik et” derler. “Tamam” dedim. Yıltan Taşçı, Cem Karaca’nın “1 Mayıs” marşını okudu. Damat malum CTP’li diye. Muhteşem bir icra yaptık kendimizden geçercesine. Parça bitti bir alkıştır başladı. Akabinde bir de ne göreyim salonun kapısında İnzibatlar. Tabii ki Sitenin devamlı personeli olarak bana ihtar verilmişti. Bu olayda Sinan org, Yıltan Taşçı solist ve gitar çalmıştı.

Mücahitler Sitesinde müzik yaparken ben tüm arkadaşları birlikte müzik yapalım diye davet ederdim. Okul gibiydi Site. Müziğe yeni başlayıp da aletini iyi icra edenlere sahne verirdik. Baterist Sedat Avcan yıllar geçti fakat hâlâ daha söylüyor, “bana Ahmet abinin çok katkısı oldu” diye. Siteye geldiğinde baterimi bezle sildiğini görürdüm. İki yerdeki müzik saatlerim çakıştığında onu işe yollardık. Çok efendi müzisyenler yetişti Sitede. Bu işi bilen ve meraklı olanlar muhakkak 1994-95 yıllarına kadar Siteden geçmiştir.

SİTE ORKESTRASI’ndan sonra Ahmet beyin uzun soluklu son grubu VENÜS SET oluyordu. Bu arada kendisini Site öncesi ve sonrası bazı gecelerde farklı mekânlarda farklı müzisyenlerle çalıştığını da görüyoruz. 

Ahmet Belevi’ye ve Ali Firuz Eseri’ye de eşlik eden orkestramız son olarak Neptün Üner gelince, VENÜS SET Orkestrası olarak Neptün Üner’le çalıştık yıllarca. VENÜS SET Orkestramızda; Ben (davul), Mehmet Sözer (org), Rifat Örfi Billur (bas gitar), Mehmet Çiçekçi (gitar), Necat (org), Can Sözer (gitar), Ahmet Alkapon (bas gitar), Selçuk Garanti (org), İlkay İdris (trompet), Birol Özkaynak (ritm saz-tumba) isimli müzisyenlerle dönüşümlü olarak beraber çalıştım. Mücahitler Sitesinin dışında Dome Hotel, Salamis Hotel gibi yerlerde de programlar yaptığımızı belirtmek isterim.

Bu arada şunu da belirtmem gerekir ki; Gece Kulüplerinde gece programlarında oluşturulan gruplarda da çalışmam oldu. Meselâ klavyede Türkiyeli sanatçı Zeki Baro ve bas gitarda da Mehmet Kırmızı’yla JAZZ BAND isimli bir grupla Harem Gece Kulübü ve akabinde yine gece işlerinde gitarlarda Hasan Beşok ve Doğan Baturalp ile Girne’nin Gülizar Gece Kulübünde iş yapan ve sonradan GRUP ÇAĞDAŞ ismi altında bir grup kurulmuştu. Klavyede Necdet hoca diye andığımız ve ilaveten gitarda Hasan Beşok, bas gitarda Mehmet Kırmızı yer alırken programları zenginleştirme açısına Mustafa Alkapon ve benim iş organizasyonu çatışması durumunda takviye olarak bateride geçici bir süre Hasan Muzcuoğlu bu gece işi için kurulan GRUP ÇAĞDAŞ’ta görev almışlardır.

GRUP ÇAĞDAŞ, ayrıca Mücahitler Sitesinde Neptün Üner solistliğinde VENÜS SET kurulmadan önce sitede bir yaz sezonu görev yapmıştı. O dönemde ayrıca. OKSİJENLER orkestrası da geçici bir süre ayrı bir orkestra olarak Mücahitler Sitesinde bizimle kardeş grup olarak görev yapmıştı. O dönem ‘80’li yılların sonu ‘90’lı yılların başı olarak düğünlerin çok yoğun ve gece işlerimizle çatıştığı bir dönemdi. Tabii VENÜS SET’le uzun bir süreden sonra Mücahitler Sitesi bu tür faaliyetleri durdurmuş, Site salonunu değişik amaçlar için kullanmaya başlamıştı.

Bu serüvenin başlangıcından bitimine kadar en az çeyrek asırlık bir dönem içinde benimle birlikte kader birliği yapan arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Kendilerine sağlıklı huzurlu ve mutlu bir gelecek diliyorum. Ebediyete intikal etmiş olanlara; Davut Çelikten, Mehmet Cengiz, Soner Kaptanoğlu, Rifat Örfi Billur’a Allah'tan rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun.

e1-107.jpg

e2-087.jpg

e3-036.jpg

 

Bu yazı toplam 1830 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar