1. HABERLER

  2. SİYASET

  3. AİHM KARARI İÇİN TARAFLAR NE DEDİ?
AİHM KARARI İÇİN TARAFLAR NE DEDİ?

AİHM KARARI İÇİN TARAFLAR NE DEDİ?

TC Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, alınan kararın Kıbrıs’ta devam eden müzakere sürecini etkilemeyeceğine vurgu yaparken, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “müzakere masasına gölge düştü” yorumunda bulundu.

A+A-

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin dün Türkiye ile ilgili aldığı tazminat kararına tepkiler sürüyor. TC Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, alınan kararın Kıbrıs’ta devam eden müzakere sürecini etkilemeyeceğine vurgu yaparken, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “müzakere masasına gölge düştü” yorumunda bulundu.

ATALAY: "BU KARAR, KIBRIS'TAKİ MÜZAKERE SÜRECİNİ ETKİLEMEZ"

TC Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararının Kıbrıs'ta süren müzakere sürecini etkilemeyeceğini söyledi.

AİHM kararının müzakere sürecini etkileyip etkilemeyeceği sorusu üzerine Atalay, şunları kaydetti:

"Yok. Zaten o konuda çalışmalarımız var. KKTC'nin de bizim de çalışmamız var. Biz Taşınmaz Mal Komisyonu'nun iyi yürümesi için gayret ediyoruz. Dolayısıyla Ahmet Bey'in açıklamasını haklı buluyoruz. Biraz ileri bir karar olarak görüyoruz doğrusu. Ama müzakere sürecinin iyi yürümesi için biz büyük gayret gösteriyoruz. Biliyorsunuz uluslararası camia da destek veriyor. Bu ayın 20, 21'inde Amerikan Başkan Yardımcısı Biden Kıbrıs'a gidecek. Tabii onun ziyaretini de önemli görüyoruz. Amerika'nın Kıbrıs sorununa eğilmesi olarak görüyoruz. Belki bu sürede o tarihten önce bizim de yapacağımız çalışmalar olacak. Belki Dışişleri Bakanımızın da KKTC’ye ziyareti olacak. O kesinleşmedi ama böyle bir ileri ciddi bir çalışma var Kıbrıs konusunda. İnşallah bu defa biraz daha hızlı yürüyor gibi görünüyor. Ben bu defa umutluyum. Uluslararası camianın baskısı önemli. Genelde uluslararası camia, AB'nin de bu konuda bir tutumu var. İşte BM; zaten süreci yürüten onlar. ABD'nin böyle bir özel ilgi göstermesi, İngiltere'nin... Genelde böyle bir atmosfer var. Sanki bu defa olabilir gibi. Bir de biliyorsunuz müzakereciler ülkeleri ziyaret etti. Rum kesimi müzakerecisi bize geldi, bizimki Atina'ya gitti. Birazcık ilişkileri yumuşatan şeyler bunlar."

Atalay, "AİHM kararı bu süreci olumsuz etkiler mi?" sorusuna, "Etkilemez herhalde. Biz sürece zarar verecek şeylerden, açıklamalardan da kaçınmak gerekir" derken, "Zamanlama açısından Türkiye'nin elini daraltmak için olabilir mi?" sorusuna ise "Ben o konuda çok ileri şeyler söylemeyeyim. Dışişleri Bakanlığı bunlarda taraftır. Onların açıklamasını ben referans olarak alıyorum. O kadarla yetinmek istiyorum" karşılığını verdi.

CUMHURBAŞKANI EROĞLU: "KARAR SİYASİ"

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’yi, 1974 Kıbrıs Harekatı’ndan dolayı Güney Kıbrıs’a 90 milyon Euro tazminat ödemeye mahkum etmesinin siyasi bir karar olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Böyle bir kararın böyle bir zamanda alınması müzakerelere gölge düşürdü… Rum’un elini güçlendirmeye yönelik bir hareket” dedi.
AİHM kararının siyasi bir karar olduğunu vurgulayan Eroğlu, “Müzakerelerin öze yönelik tekrar başlatıldığı bir dönemde böyle bir kararın alınması Rum uzlaşmazlığını artırarak AB’nin de taraf olduğu izlenimi yaratacak bir davranış” dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs’ta sadece Rumların zayiatı olmadığını, sadece Rumların göçmen durumuna düşmediğini de hatırlattı.

BAŞBAKAN ÖZKAN YORGANCIOĞLU “DOĞRU BULMADIM”

Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Kıbrıs’ta çözüm için çok yoğun çalışmaların yürütüldüğü bu günlerde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) dün açıkladığı Türkiye aleyhindeki tazminat kararını doğru bulmadığını söyledi.
“Umarım ve beklerim ki bu görüşmeleri olumsuz etkilemez” diyen Yorgancıoğlu, Türkiye’nin tepkisini de çok olgun bulduğunu söyledi.
Yorgancıoğlu, önemli olanın sorunu çözerek bu ve buna benzer konuları ortadan kaldırmak olduğunu kaydederek, “Davalarla bir yere varılması mümkün değildir” dedi.
 

DENKTAŞ: MASADA BİR SANİYE DAHA KALMAYALIM

DP Ulusal Güçler Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın  ise sosyal medyada kendi özel hesabında paylaştığı yorum şöyle;
“Dünya’nın hiçbir yerinde kendi kendini bu kadar sevmeyen, her olumsuzluğun suçlusu gören, haklarının ne olduğunu bilmeyen ve tarihinde bu kadar kopuk bir halk yoktur... ne oldu bize?
3 kardeşi birden Birleşmiş Milletler Barış Gücü (BMBG) askerinin gözleri önünde evden alarak öldüren ve kaybeden Rumlar aleyhine açılmış davayı, Yağmuralanlı’ların açtığı davayı ve daha birçok Kıbrıslı Türk’ün açtığı davayı; "Zaman Aşımı" gerekçesiyle reddeden aynı mahkemenin bu kararını ‘doğru’ bulup hala daha kendi kendimizi sorgulamak ne demek?
Kimliğimizi korumak adına verilen onurlu bir mücadeleyi televizyon ekranlarında ‘isyan’ olarak genç nesile aktarmak nasıl bir düşünce yapısı... Uyanmamız lazım!
AB kurumlarına nasıl güveneceğiz? Haklarımızı bu birliğin kurumları karşısında nasıl koruyacağız? Çözüm görüşmelerinin sürdüğü bir dönemde böyle bir kararın ne anlama geldiğini ne zaman düşüneceğiz? Böyle bir dava da bile Türkiye’nin haklarını korumaktan aciz Avukatlar kim? Ve daha birçok soru...
Bunu yazdım ya.... saldırın bakalım şimdi... saldırın bu çözüm karşıtına... saldırın bu “Devletimiz, Egemenliğimiz ileri için en önemli teminattır” iddiasında bulunana... saldırın ki iç tribünlere güzel görünesiniz... saldırın ki dışardan bakan birileri sırtınızı sıvaslasın...
Ben tüm yapılacak saldırılara ve eleştirilere rağmen bu kararın sonrasında masada bir saniye bile kalmamamız gerektiğini savunmaya devam edeceğim.
Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerini bir kez daha gözden geçirmesi gerektiği yönündeki görüşümü söylemeye devam edeceğim... bu kararın yanlı ve haksız bir karar olduğunu kendi geçmişimi bilerek iddia etmeye devam edeceğim.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: “İÇERİK VE USUL BAKIMINDAN HATALI... MEŞRU ZEMİNDEN UZAK”

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Kıbrıs Harekatı ile ilgili kararının içerik ve usul bakımından hatalı olduğunu belirterek, yararlanabilecek kişiler belirlenmeden ve kararın üzerinden 13 yıl geçtikten sonra tazminata hükmedilmesinin meşru zeminden yoksun olduğuna dikkat çekti.
Dışişleri Bakanlığı, AİHM’in tazminat kararını değerlendirdiği yazılı açıklamada ayrıca adada yaşanan tarihsel gerçekler göz ardı edilerek alınan bu ve bunun gibi tek yanlı kararların devam eden müzakere sürecini olumsuz etkileyeceğinin aşikar olduğuna da vurgu yaptı.

GÜNEY KIBRIS KARARI MEMNUNİYET İLE KARŞILADI

Fileleftheros gazetesi ve diğer gazetelere göre Güney Kıbrıs  Yönetimi, bir açıklama yaparak AİHM’in kararını memnuniyetle karşıladığını belirtti.
Kıbrıs Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, yaptığı yazılı açıklamada, Mahkeme’nin özellikle Türkiye’nin, 2001 yılındaki 4. Hükümetler Arası Başvuru’daki karara uymadığına ilişkin ifadesinden duyulan memnuniyeti dile getirdi.

Hristodulidis, AİHM’in, “Dimopulos ve diğerleri davasındaki” kararın, Türkiye’yi, 4.Hükümetler Arası Başvuru’daki Mahkeme kararına uymasına ilişkin yükümlülüklerinden azat etmediği şeklindeki ifadeden de memnun olduklarını ifade etti.

KIBRISLI RUM PARTİLER

Fileleftheros gazetesi ve diğer gazeteler, Kıbrıs Rum siyasi partilerin, yaptıkları açıklamalarla AİHM’in dünkü kararının önemini vurguladıklarını ve bu kararla Türkiye’nin yeniden sanık sandalyesine oturduğuna dikkati çektiklerini yazdı.

DİSİ açıklamasında, AİHM kararını önemli nitelendirerek kararın içeriği ve büyük tazminatın ötesinde Rum halkının haklarının talebinin de çok önemli olduğunu belirtti. DİSİ, bu tarihi kararın, Türk “işgalini” sonlandırmadığını ancak Avrupa alanında mücadele etmeleri için kendilerine siyasi ve hukuki silah verdiğini ifade etti.

AKEL açıklamasında, kararın, Güney Kıbrıs tarafından Haziran 2012’de sunulan doğru talebin haklılığını ortaya koyduğunu belirtti. AKEL, bu kararın ellerindeki bir başka güçlü argüman olduğuna da dikkati çekti.

DİKO, kararın, Türkiye tarafından “insan hakları çiğnenen”  kayıp yakınlarının, binlerce göçmenin haklılığını ortaya koyduğunu savundu. DİKO bu kararın ayrıca taleplerinin doğruluğunu da ortaya koyduğunu belirtti.

EDEK ise açıklamasında, bu kararın, Türk “suçunun” korkutucu sonuçlarını yeniden düzeltmesine ilişkin cezaya yönelik olarak yeterli olmadığını, bununla birlikte kararın siyasi öneme de sahip olduğunu ifade etti. EDEK, Türkiye’nin yeniden sanık sandalyesine oturduğunu da ileri sürdü.

(TAK/YENİDÜZEN)

Bu haber toplam 2416 defa okunmuştur