AİHM’den güneye, Vakıflar İdaresi’yle ilgili görüş belirtmesi için 15 Şubat’a kadar süre
Vakıflar İdaresi’nin kapalı bölge Maraş’ta talep edilen bir malla ilgili taraf olma isteği konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karşısında fikir beyan etmeleri için güneydeki hükümet ile Hukuk Dairesi’ne 15 Şubat’a kadar süre verildiği basına yansıdı
Vakıflar İdaresi’nin kapalı bölge Maraş’ta talep edilen bir malla ilgili taraf olma isteği konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) karşısında fikir beyan etmeleri için güneydeki hükümet ile Hukuk Dairesi’ne 15 Şubat’a kadar süre verildiği basına yansıdı.
Alithia gazetesi, Hukuk Dairesi’nin konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçınarak, açıklama için Dışişleri Bakanlığı veya hükümete danışılması gerektiği yönünde görüş ortaya koyduğunu yazdı. Gazete, Dışişleri Bakanlığı ile hükümetin de açıklama yapılmadığını kaydederek, Kıbrıslı Rum Avukat Ahilleas Dimitriadis’in konuyla ilgili açıklamasına yer verdi.
Habere göre, Ahilleas Dimitriadis, Vakıflar İdaresi’yle ilgili şu anda iki önemli meselenin söz konusu olduğunu; bunlardan birinin, bir şirketin Maraş’taki malını AİHM aracılığıyla talep etmesi, diğerinin de Vakıflar İdaresi’nin birkaç gün önce prosedürel sebeplerle Taşınmaz Mal Komisyonu’nda “Mağusa’da” talep edilen bir malla ilgili taraf olması olduğunu söyledi.
Dimitriadis, Vakıflar İdaresi’nin Maraş’taki malını talep eden şirketle ilgili taraf olma talebine karşılık güneydeki yönetimin prosedüre katıldığını ve şu ana kadar konuyu çok ılımlı bir şekilde göğüslediğini belirtti.
Ahilleas Dimitriadis, tarafların tezlerini sunduğu ilk turda Türkiye’nin oldukça önemli tezler ortaya koyduğunu, yönetiminse iki buçuk sayfayla kendini ifade ettiğini kaydetti.
Dimitriadis, konunun özüne gelindiği şu aşamada, güneydeki yönetimin 1960 arşivlerinden belgeler sunmasının oldukça önemli olduğuna işaret ederek, İngilizlerin, Türklere para ödediğini ispatlaması gerektiğini vurguladı.
Güneydeki yönetimin öncelikle verdiği tapuların geçerliliğini savunması gerektiğini söyleyen Dimitriadis, bunun, Maraş’taki malını talep eden şirkete de, Vakıflar İdaresi’nin AİHM karşısındaki talebinin reddedilmesine de yardımcı olması gerektiğini belirtti.
Dimitriadis, AİHM’nin söz konusu malın Vakıflar İdaresi’ne değil de şirkete ait olduğuna kanaat getirmesi halinde, kararın Türkiye ile Taşınmaz Mal Komisyonu için de bağlayıcı olacağını ve istedikleri gibi hareket edemeyeceklerini kaydetti.
Vakıflar İdaresi’nin Dipkarpaz’a da “el attığı” iddiası
Gazete, Vakıflar İdaresi’nin hak taleplerinin Maraş ile sınırlı olmadığı, Dipkarpaz ile ilgili taleplerin de olduğunu iddia etti.
Haberde, kuzeydeki yönetimin “Kıbrıs Cumhuriyeti” tapusu olan bazı mallarla ilgili Vakıflar İdaresi’ni mal sahibi olarak tanıdığı ve bu çerçevede Vakıflar İdaresi’nin bu malları üçüncü şahıslara kiraladığı belirtildi.
Gazete, yakın zamanda Vakıflar İdaresi’nin Dipkarpaz’daki büyük bir araziyi Türk askerine kiraladığını ileri sürdü.
Vakıflar İdaresi’nin, Kıbrıslı Rum mallarının “yağmalanması” hedefiyle Ankara’nın “kolu” haline geldiğini ve Erdoğan Hükümeti’nin Vakıflar İdaresi’ne Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki farklı belgelere erişmesinde yardımcı olduğu iddia edildi. Gazete, Vakıflar İdaresi’nin elinde İngiliz dönemine camilere ve çiftliklere dair tahrif edilmiş üç adet harita bulunduğunu yazdı.