1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Aile içi bulaş öne çıkıyor”
“Aile içi bulaş öne çıkıyor”

“Aile içi bulaş öne çıkıyor”

Sağlık Üst Kurulu Üyesi Dr. Mustafa Akansoy, ‘kapanma sevdalısı’ olmadıklarını belirtti, “Pandemi merkezlerindeki yataklarımız boş olduğu sürece rahatız. Ama başka çaremiz kalmadığı an kapanmaya ve tedbirlere gidiyoruz” dedi.

A+A-

Fayka ARSEVEN KİŞİ

Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Klinik Şefi, Sağlık Üst Kurulu Üyesi Dr. Mustafa Akansoy, ‘kapanma sevdalısı’ olmadıklarını ifade ederek, “Pandemi merkezlerindeki yataklarımız boş olduğu sürece rahatız. Ama başka çaremiz kalmadığı an kapanmaya ve tedbirlere gidiyoruz” dedi.

Akansoy, “Son zamanlarda bulaşın birinci sebebi aile içi bulaştır.  Ne 3 günlük turizm için gelenler ne güneye gidip gelenler esas bulaş nedeni değildir. Esas bulaşın kaynağı halkımızın kendisidir” dedi.

Karantinada çalışan ekibin artık çok yorulduğunu ve sabırlarının da taştığını ifade eden Akansoy, “Alınan karar ile artık her doktor elini taşın altına koyacak. Bu yük 12 doktora yüklenemez” dedi.

Okulların açılmaması konusunda vicdanen rahatsız olduğunu da vurgulayan Akansoy, “Biz okulları açacaktık. Ancak hem Eğitim Bakanı hem sendikalar aşı dedi. Biz 11 ay aşısız covid hastası baktık. Maskeni takardın, dersini verirdin” diye konuştu.

Bu hafta Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Klinik Şefi, Sağlık Üst Kurulu Üyesi Dr. Mustafa Akansoy ile pandemiyi, tedbirleri, açılımları  konuştuk.

 

YENİDÜZEN: Pandemideki son durumla ilgili ne söyleyebilirsiniz?

Dr. AKANSOY: 78-80 bandı oluyor, 90’a çıkıyor hasta sayısı. Buradaki amaç sağlıkla ekonomiyi beraber götürmektir. Özellikle kapanıp açıldıktan sonra gelen hastalara oranla yatılı tedavi alan hasta sayısında azalma var.

Bunun da çeşitli sebepleri var; riskli grup kendini koruyor ve aşılar fayda etmeye başladı. 55 yaş üstünün büyük bir kısmı aşılandı. Gençlerde de çok ağır şikayet olmadıkça, hastaneye yatırmıyoruz. Hafif vakaları pandemi otellerine gönderiyoruz.

 

YENiDÜZEN: Geçen hafta bir açıklama yaptınız, ‘böyle giderse patlayacağız’ diye… Patlama noktasına gelindi mi?

Dr. AKANSOY: O sürenin dolmasına ve vaka sayılarını görmemize birkaç gün daha var. Umarım uyarılarımız dikkate alınmıştır. Bazen haklı çıkmak acı veriyor. Hem bizim iş yükümüz artıyor hem insanlar çevrelerinden ve hayatlarından 1 ay kopuyor.

Dünyadaki gelişmeleri de takip ederek, tedavi süreçlerimizi yeniliyoruz. Eskiden 2 negatif çıkan 14 gün evinde kalsın diyorduk. Bu süreyi çok uzun bulduk. Bunların çok azı pozitif olabiliyor. O zaman dedik ki bunu 7 gün ile kıyaslayalım. Başka ülkelerde 10 günden sonra test bile yapılmıyor. Ama biz yine de hassasiyet gösterdik.

Şimdi vaka sayısı her gün 60-80 arası olunca bazı önlemler almamız gerekiyor.

 

YENiDÜZEN: Ne gibi önlemlerden bahsediyorsunuz?

Dr. AKANSOY: Hekimler ile bazı kararlar alıp, bunları Sağlık Bakanlığı’na ilettik. Bizim bu şartlar altında bakabileceğimiz günde yeni corona hastası en fazla 100’dür. Bunun üstü olursa ne olacak? Çok uzun sürelerde çalışmak doktoru da hemşireyi de hasta eder. O yüzden Bakanlığa durumu ilettik. Ekibin bazı konularda tereddütleri olduğunu söyledik. 15 aydır bu ekip hem coronaya bakıyor hem de normal hastalarına bakmaya devam ediyor. Bu da bizi çok hırpalıyor. Bunun sonunu da göremiyoruz. En iyi ihtimal ile 2 yılda tüm dünya aşılanacak.

 

YENİDÜZEN: Aşılanma oranımıza baktığınızda iyi noktada mıyız?

Dr. AKANSOY: Şimdi bize Türkiye’den 40 bin doz aşı geldi. 20 bin kişi daha aşılanacak. Daha isteriz. Ama şu an açılmamızın sebebi ekonomidir. Kamu çalışanlarının tuzu kuru öyle veya böyle maaş alır ancak özelde çalışan insanların ciddi ekonomik sıkıntıları var. Gün kazanıp, gün yiyen insanlarımız var. Kapanmalardan da çok ciddi darbe aldılar. O yüzden amaç sağlıkla birlikte ekonomiyi birlikte götürmektir. Biz her şeyi kapatma sevdalısı değiliz. Ama başka çaremiz kalmadığı an kapanmaya ve tedbirlere gidiyoruz.

Acil Durum Hastanesi’nin 3’te 1’i boş. Psikiyatri bölümünde corona için ayrılan 30 yatak boş. Bir 30 yatak da ana binada boş var. Yani daha kapasitemiz var.

İlk kapanmada 100 hastanın 20-25’ni yatırıyorduk. Bu bizim için çok büyük sıkıntıydı. İstatistik biriminin yaptığı araştırmada yatış oranı şu an yüzde 12’dir.

 

YENiDÜZEN: Bu fark nerden kaynaklanıyor?

Dr. AKANSOY: Yaşlı ve riskli olan grup kendini çok iyi koruyor ve bu insanlar aşılandı. İkincisi virüs mutasyona uğradı ve gençlerde daha çok görülmeye başladı. En fazla bulaş olan grup 20-29 yaş grubu. Yani üniversite gençliği veya üniversiteyi bitirmiş iş arayan, hayata yeni atılan gençler ve bunlar deli gibi de geziyorlar. Şimdi burada mutant virüsü mü suçlayalım, gençleri mi suçlayalım? Bence gençler dikkat etsin.

 

YENiDÜZEN: Biz de görülen varyant şu an nedir? Bu konuda yeni araştırmalar var mı?

Dr. AKANSOY: Bizde görülen yüzde 80’den fazlası İngiliz varyantıdır. Farklı türler diğer ülkelerde görülmeye başlandı. Ancak bütün mesele ne kadar korunup, bulaş olmamızdır.

 

YENİDÜZEN: Sağlık Üst Kurulu’na yapılan en büyük eleştirilerden biri yaptığınız saat kısıtlamaları, hafta sonu yasakları…  Bu eleştirilere cevabınız nedir?

Dr. AKANSOY: Virüs her vakit bulaştırır. Önemli olan insan topluluklarının bir araya gelmesini engellemektir. Mesela eğlence mekanları ciddi anlamda bulaşın olacağı yerlerdir. Geceyi kıstık çünkü alkol miktarı arttıkça insanlarda rahatlık ve rehavet artıyor. Yani bunun saatle alakası yok, tedbirlerle alakası vardır. Birtakım tedbirlerin alınması şarttır. Pazar günlerini kapatmak zorunda kaldık şimdi açacağız. Ama mekanlar kapalı kalacak. İnsanlar doğada yürüsün. Ama toplanmasınlar. Bizim temel amacımız toplu bir araya gelmeleri engellemektir.Son zamanlarda bulaşın birinci sebebi aile içi bulaştır.  Ne 3 günlük turizm için gelenler ne güneye gidip gelenler esas bulaş nedeni değildir. Esas bulaşın kaynağı halkımızın kendisidir. Aile içi bulaşları engelleyemiyoruz.
 


“Gönüllükle bu iş yürümez, her hekim görev alacak”

Bundan sonra bütün bölümler taşın altına elini koyacak. Hiç kimse ‘ben anlamam’ diyemeyecek. Bütün uzmanlıkların temeline baktığınızda hepsi pratisyen hekimdir.”

 

YENiDÜZEN: Vaka sayıları yüksek. Bulaş ne kadar kontrol altında? 90’lar gördük, ipin ucu kaçtı mı?

Dr. AKANSOY: 100’ü de görebiliriz. Hekim, personel ve yatak olduktan sonra sıkıntı değil. Bütün mesele hastane kaynaklarının tüketilmesidir.

Biz diğer branşlardan da hekim almaya başlamıştık. Şu an bu sayı artıyor. 1 Mayıs itibarı ile 6 doktor daha ekibe katıldı.

Karantina hekimleri olarak aldığımız birtakım kararlar var ve bunları da Sağlık Bakanlığı’na ilettik. 4 başhekim ile toplantı yapıldı ve bu karara bağlandı.

Artık bu iş doktorun gönüllüğüne bırakılmıyor. Bu önemli bir sorundur. Bugüne kadar bunu biz yaptık. Dışardan gelen birkaç gönüllü arkadaşımız da oldu. Ama gönüllükle bu iş olmuyor.

Bundan sonra bütün bölümler taşın altına elini koyacak. ‘Hiç kimse ben anlamam’ diyemeyecek. Bütün uzmanlıkların temeline baktığınızda hepsi pratisyen hekimdir. Hepimiz Tıp Fakültesi diplomasına sahibimiz. Şu an Acil Durum Hastanesi’nde ve otellerde çalışan 5 pratisyen hekimimiz var. Bu çocuklar 2-3 ay önce işe başladı. Şu an da çok iyiler.

Ama bizim ekibimizin yedeği yok. Karantina tedavi ekibi 12 doktordan oluşmaktadır. İki iki nöbet tutuyoruz. Gruplardan birine bir şey olduğu zaman öncesi ve sonrası da gidecek. O yüzden diğer hekimlerin de bu işi öğrenmesi gerekir. Adanın her yanından her hastanesinden tüm hekimler bu görevleri alabilecek niteliktedir.

Çünkü biz bütün sabrımızın ve iyi niyetimizin sonuna geldik.

 

YENiDÜZEN: Geçtiğimiz haftalarda iki siyasi partinin kapalı alanda yaptığı kurultaylarını izledik. En üst makamlar dahi Sağlık Üst Kurulu kararlarını yok sayıyorsa, vatandaşın da yok sayması normal değil mi?

Dr. AKANSOY: Biz metrekare hesabı üzerinden kapalı alanda kaç kişinin olabileceğini belirttik. Bir kapalı alanda bir şey yapılıyorsa bu dikkate alınmalıdır. Alınmıyorsa sıkıntıdır. Bize ‘kurultayları Üst Kurul kapatmalıydı’ denildi. Bizim görevimiz değildir bu, nasıl yeni normale alışır yaşarız, biz halka bunu sunmak zorundayız.

Tiyatrolar, sinemalar da ihtiyaç ama hep geri plana itiliyor. Pek çok şey aslında yapılıyor ama kendimizi maalesef korumuyoruz.

 

YENiDÜZEN: Sağlık Bakanı Ünal Üstel, Mayıs ayında ‘daha da açılım olacak’ dedi. Nedir yapılacak olan açılımlar?

Dr. AKANSOY: Bakanın neyi kastettiğini bilmiyorum ancak Sağlık Üst Kurulu’na çeşitli kesimlerden dilekçeler geliyor.

 

YENiDÜZEN: Sağlık Üst Kurulu’nun bundan sonraki takvimi nedir?

Dr. AKANSOY: Daha önce dedik ki; 2 doz aşısını yaptırmış PCR’ı negatif turist adaya girsin mi? O zaman bütün sağlık kesimleriyle birlikte toplumun yüzde 65’nin aşılanması gerektiğini belirttik. Bu yüzdeye geldikten sonra bazı şeylerde açılım yapılabilir.

Şimdi 3 günlük kapalı devre turizmi yapılıyor belki ileri ki zamanlarda bu 5 gün olacaktır. Bunlar daha önce yapılan şeyler değil. 3 günü başlattık, çok ciddi bir bulaş çıkmazsa o zaman bir sonraki adıma geçeriz.

Şu an ev karantinasına da başlandı. Bunda başarı sağlarsak bir sonraki kademeye de geçeriz. Yurt dışından gelen herkesi karantina oteline sokacağımıza evine bilekliği ile yollarız. Çünkü karantina sistemi de hem vatandaşa hem devlete külfet. Evi varsa burada, bileklik ile kendini ve çevresini de koruyarak bu süreyi evinde geçirebilir.

Hiç mi pozitif çıkmayacak? Çıkacak elbet ama toplumu riske atmayacaksınız. Bir sonraki aşama temaslılar evde kalabilir. 1 covid varsa onun en az 20 tane temaslısı var. Bu da covid hastasından fazla kat ve kat temaslının otellerde konaklaması demektir. Bu da çok ciddi mali külfettir.

Pozitif hastayı peki eve gönderir miyiz? Hayır. Bu teklif bile edilemez. Eve gönderilen pozitif hasta evde patlar. Biz hastanede veya pandemi otelinde bakarız hiç sorun değil.

 

YENiDÜZEN: Güney ile Türkiye’deki vaka artışları sizi endişelendiriyor mu?

Dr. AKANSOY: Çok… Korkunç…  Kapıları açtığınız anda size ilk gelecek olanlar ya Güney’dendir ya da Türkiye’dendir. Bunlar için çok ciddi tedbir almazsak bizim için tehlikeli olur.

Virüs aldığınız zaman hastalığın ortaya çıkma süresi 2-14 gün arasında değişiyor. Yüzde 90-95’nde 5.5 günde çıkıyor. Geçen hafta bazı uyarılar yaptık. Eğer vakalarda yalancı bir düşme yoksa 40 bandı bizi aşırı zorlamaz.
 


“Yeterli yatak olduğu sürece kapanma yok”

“Bugüne kadar hep kontrollü kapanma yaptık ki daha kötüsü olmasın. Yatak sayımız ve otellerde yer olduğu sürece sıkıntı yok. Ama insanlarımız biraz daha dikkatli olsun. Artık kahve içenler birbirine bulaştırmasın.”

 

YENİDÜZEN: Herkesin aklındaki ‘bir üçüncü kapanma’ olur mu sorusu. Ne zaman 3’ncü kapanma için karar verilir? Sınırınız nedir?

Dr. AKANSOY: Olmaması için halkımız da siyasilerimiz de üzerine düşeni yapmak zorundadır. Bir yerleri kapatırken zevk almıyoruz. Sağlık Üst Kurulu’nun birinci görevi; toplum sağlığını korumaktır. Bazı kesimler ekonomik yönden bize cephe alıyor. Bizim görevimiz ekonomiyi düşünmek değil. Ama ekonomiyi de düşünüyoruz. Çünkü kontrolsüz açılma salgının kontrolden çıkmasına sebep oluyor. Salgın kontrolden çıkınca vaka sayısı inanılmaz artıyor. Bunu başka ülkelerde gördük, 100 binlerce insan hasta oldu. Dehşet derecede vaka sayısının olmasının ardından kapanma ekonomiyi daha da fazla darbeliyor.

O yüzden biz bugüne kadar hep kontrollü kapanma yaptık ki daha kötüsü olmasın. Yatak sayımız ve otellerde yer olduğu sürece sıkıntı yok. Ama insanlarımız biraz daha dikkatli olsun.

Artık kahve içenler birbirine bulaştırmasın. 2-3 metre uzakta durun da bulaştırmayın. Dairedeyse misafirliğe gitme. Dışarda buluşun. Biz kendi kendimize yapıyoruz.

 

YENİDÜZEN: Bulaşlar daha çok hangi alanlarda oluyor?

Dr. AKANSOY: Aile içi ve arkadaş bulaşlarıdır. Aile buluşmaları arttı, bir kişi oldu mu hepsi oluveriyor. Yabancı öğrencilerin bir arada toplanması da bulaş kaynağı. Şu an cafeleri, restoranları dolduran grupların çok dikkat etmesi gerekiyor.  Vatandaş korunduğu sürece, hastanede kapasite olduğu sürece Sağlık Üst Kurulu’nun sert önlemler almasına gerek yoktur.

 

YENİDÜZEN: Covid kaynaklı ölüm oranlarına baktığımızda ne durumdayız?

Dr.AKANSOY: Dünyaya baktığımızda bin corona vakasında 25’tir.  Bizde ise binde 5’tir. Demek ki Üst Kurul’un aldığı önlemler, tedavi ekibin yaptıkları, temaslı takip ekibin yaptıkları doğrudur. Eleştirilebilir ama büyük oranda doğrudur, başarılıdır. Yapılan test sayısı da yeterlidir.


“Okulları açacaktık ama…”

“Biz okulları açmayı da düşündük. Sıkıntı ‘tüm öğretmenlerin aşılanması’ şartı ile okulların açılacağına yönelik açıklamaların yapılmasında oldu. Eğitim Bakanı bunu dile getirdi, sendikalar da bunu talep etti.”

 

“Eleştirdiğim nokta şu; Bütün sağlık çalışanları, doktorlar 11 ay aşısız çalıştı. Pozitif hastalara baktı. Demedik ‘aman bize de bulaşır’. Kimse de demesin ‘sizin işinizdir’. Biz pozitif hastaların içerisinde yaşadık. Önlemlerimizi aldık ve çalıştık. Çok azımıza bulaştı.”

 

YENİDÜZEN: Eğitimde bir yıl daha açılmadan kapandı. Eğitim anlamında büyük bir kayıp yaşandı. Okulların kapanmasına yönelik Sağlık Üst Kurulu, aceleci bir karar mı verdi? Okullar neden açılmadı?

Dr. AKANSOY: Birçok ülke eğitime ara vermedi. Okulların kapanması konusunda verdiğimiz kararda sıkıntı yok. Biz okulları açmayı da düşündük. Sıkıntı ‘tüm öğretmenlerin aşılanması’ şartı ile okulların açılacağına yönelik açıklamaların yapılmasında oldu. Eğitim Bakanı bunu dile getirdi, sendikalar da bunu talep etti.

O dönem sadece Girne ve Lefkoşa’da okullarda vaka çıkmıştı. Çok temiz olan bölgeler vardı. Daha önce de Sağlık ve Eğitim Bakanlığı bu süreçte eğitimin hangi ortamda nasıl verileceğini de kararlaştırmıştı. Ama en büyük sorun sınıflardan çok öğretmenler odasıydı. 5-6 öğretmenin olduğu okullar sıkıntı değil ama 50-60 öğretmenin olduğu ve aynı öğretmen odasının kullanıldığı okullar vardır. Kesinlikle öğretmen odaları kullanılmamalıdır.

9 Eylül İlkokulu’nda bulaşın kaynağı öğretmendi.

 

YENiDÜZEN: Öğretmenlerin aşılanmaması eğitimin devam etmemesi için gerekçe mi?

Dr. AKANSOY: Tüm öğretmenler tabi ki aşı olsun. Ama 50 yaşın üstünde ve kronik hastalığı olan öğretmenler aşılansın, okulları açarsın. Ama bu kabul edilmedi.

Biz daha 65 yaş üzerini bitirmemişken, 55 yaşı aşılamamışken, 25-30 yaşında hiçbir sağlık problemi olmayan öğretmeni aşılarsak, diğer hastaların hakkını çalmaz mıyız? Aşı hakkı vicdani bir sorumluluktur. Bazı olaylar oldu, tamam. Ama benim şahsi görüşüm yaşlı ve kronik hasta grubunun aşılanmasıdır. Çünkü en büyük kaybı 50 yaş üzerinde veriyoruz.

Eleştirdiğim nokta şu; Bütün sağlık çalışanları, doktorlar 11 ay aşısız çalıştı. Pozitif hastalara baktı. Demedik ‘aman bize de bulaşır’. Kimse de demesin ‘sizin işinizdir’. Biz pozitif hastaların içerisinde yaşadık. Önlemlerimizi aldık ve çalıştık. Çok azımıza bulaştı.

Çocuklarda covid olma ihtimali erişkinlere göre düşük. Siperini takarak, maskesini takarak, çok rahat ders verilebilirdi. Bu bende vicdani bir sıkıntıdır. Belli tedbirlerle ki bunlarda bellidir okullar açılabilirdi. Bir sınıf pozitif çıktı, o sınıf karantinaya alınır, evine gönderilir.

 

YENiDÜZEN: Sizin en başta da okulları açarken planınız buydu. Plan mı bozuldu?

Dr. AKANSOY: Evet plan buydu. Ama Eğitim Bakanlığı ‘öğretmenler aşılanmadan okulları açmam’ dedi ardından öğretmenler de aşı dedi. Her iki tarafı da eleştiriyorum. Online dersler yapıldı ama çocuklar artık sıkıldı, bunaldı. Herkes bu işin başarılı olmadığını ifade ediyor. Çok iyi öğretmenler var, onlar da çabalıyor ama herkes bu süreçte çok yıprandı. Özellikle de çocuklar psikolojik olarak da etkilendi.

2 yıl daha böyle sürerse günde 60 vaka çıksa ve hiç aşı da bulamasaydık, okullar hiç açılmayacak mıydı? Bu yaklaşımı ben vicdani olarak kabul etmiyorum.

yd-destek-gorseli-106.jpg

Bu haber toplam 4241 defa okunmuştur
İlgili Haberler