“Aileler çözsün!”
Okullar açılır açılmaz sorunlar başladı.
Zaten böyle olacağı önceden belliydi her zamanki gibi ama diğer sorunların üstüne bu yıl bir de tam gün eğitimin iki güne çıkması eklendi.
Tam gün eğitim sorun mudur?
Tabii ki olmaması gerek ama oluyor.
Neden oluyor?
Çünkü yapılan her iş gibi uygulamanın alt yapısı hazırlanmıyor.
Buna da olumlu! örnek olarak Ercan’ı gösteriyor Bakanlık’ta görevli Daire Müdürü… “Bakın işte orada da eksiklerle açıldı ama günden güne tamamlanıyor” gibi bir bürokratın yapamayacağı bir açıklama yapıyor… Çocukların aç kalacağı, yemek yiyemeyeceği endişelerini de “Biz eskiden paylaşırdık, yemek getiren çocuklar getiremeyenlerle paylaşsınlar” gibi de bir çözüm buluyor.
Daha sonra bunun farklı bir biçimini Bakan da söylüyor; “Aileler bu sorunları çözmek zorundadır ve çözecekler.”
Bu kadar yüzeysel giden bir uygulama ve uygulamalarının yükünü de ailelere ve çocuklara yükleyen bir anlayış.
“Çocuğun 6 gün ne yediği sorgulanmazken, 7’nci gün ne yediği sorgulanmaya başlandı” da dedi Çavuşoğlu… Halbuki Müdürü, gelecek yıla bu uygulamanın beş güne çıkarılacağını söylüyor.
Gelecek yıla alt yapı hazırlanacak mı peki?
Eğer böyle bir planlama yapıldıysa bu hazırlık neden bu seneden başlatılmadı?
Ve eğer bütçeleri varsa ve fakir çocuklar için de yemek bütçesi ekleyeceklerini söylüyorlarsa neden şimdiye kadarki okul eksikliklerini gidermediler?
Neden tuvalet kağıtları bile evlerden gitti?
Eğer bütçeleri varsa neden çocuklar çadır ve konteynırlarda eğitim görüyorlar?
Neden olası bir depremde zarar görmesi muhtemel binalara tadilat yapılmıyor?
***
Ve tabii ki Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası neden okulların açıldığı gün öğleden sonra eğitim vermeyeceklerini açıklama gereği duyuyor?
Sendika yöneticileri tatilden o gün mü döndüler?
Bu bir strateji midir?
Bakanlığı son anda zora sokma girişimi midir?
Başka planlar mı vardır bilmiyorum ama bu tip eylemlerde sendikanın aileleri yanlarında bulmaları pek de mümkün değil.
Tam günle ilgili Bakanlık’tan “sendikalarla uyum içindeyiz” açıklamalarına zamanında yanıt vermeyen sendikanın son günü beklemesi destek alınacak bir durum yaratmıyor ne yazık ki!
***
Bir de bu uygulamanın pratikte ve KKTC şartlarında yaratabileceği bir de senaryo var kafamda;
Özel sektörde bunun olması zor ama kamuda çalışanlar, (kamuda öyle bir ara olmasa da) öğle aralarında hem kendileri hem de çocuklarının yemek gereksinimleri için okula gidecek, çocuk alacak, eve gelecek, yemek yedirecek, tekrar götürecek derken o gün için öğleden sonra kamu dairelerinde personel eksikliğini de çok göreceğiz gibime geliyor.
Kamuda da artık saat 15.30’da bitecek mesai saatleri nedeniyle aile içinde bu öğle mesaisi öğleden sonrayı mesai saatlerinden alıp götürecek sanki… Umarım yanılırım.
Biraz da gülelim…
Biraz da gülelim diye Tatar’dan bir açıklamayı tekrarlamak istedim; “Ercan’a direkt uçuşlar için çeşitli ülkelerle görüşmeler sürüyor ama bu iş Kıbrıs Cumhuriyeti’nin onayını ister. Ben da onun onayını istemiyorum zaten!”
E, ne bu şimdi? Tam Tatarlık bir açıklama… Gülmek isteyenler tekrar tekrar okuyup gülebilirler.