1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Ajdar herkesi eğlendiriyor da sanatçı mı yoksa deli mi?
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Ajdar herkesi eğlendiriyor da sanatçı mı yoksa deli mi?

A+A-

Ajdar, 1994 yılında Trakya Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 8 yıl kendi mesleğini icra etti, daha sonra ise şarkıcı olmaya yöneldi. 2003 yılında, Popstar Türkiye yarışmasının seçmelerine katılarak tanındı. Ayrıca 2003 yılında Tatlı Hayat dizisinde ve Neredesin Firuze filminde küçük roller aldı.

-*-*-

Asıl Adı Mehmet’tir…
Mardin’lidir…
50 yaşındadır…

-*-*-

Çikita Muz şarkısı ünlüydü…

-*-*-

Ajdar bir şarkıcı mı?
Daha ileri bir soru sorayım, “Ajdar sanatçı mı?”
Ajdar’ın söyledikleri şarkı mı?
Yaptığı sanat mı?

-*-*-

Tartışırız!
Kim bilir, “sanatçıdır” diyenler çıkar…
Sonuç ne olursa olsun, “sanatçı değil maskaradır”, hatta “delidir be bu” desek de; bence Ajdar, “çok eğlendiricidir”…

-*-*-

Şarkılarından birinin adı “Kon kon…”
Evet, Türkçe bir şarkı…
Eleştirmiyorum, gülümseyerek hem izliyor hem de dinliyorum…
Elvis Presley endamı, Asena kıvraklığı ve arkada bir klavye ile söylüyor şarkıyı…

-*-*-

“Kon kon kon / Kon aşka kon / Don don don / Don aşka don / Seni sevdim en son / Sınava soksan beni on alırım on / On alırım on on on / Aşksız çok ağırdım / Hem de ton ton / Ne milyar yeterdi ne de trilyon / Ne sen taşırdın beni / Ne de kamyon / Seni sevdim tanrıma şükür en son / Hafiflendim uçtum gittim kon kon / Şu kalbim sanki kuş sanki balon / Şu kalbim sanki kuş sanki balon…”

-*-*-

Müthiş sözler!
Aşka donmak ifadesi son derece felsefik!
En son seni seviyor ve sınava soksanız kesin on alıyor!
Aşk yokken ağırdı…
Matematik var, fizik var, ekonomi var, maliye var…
Ulaştırma var…
Din var, en önemlisi…
Kalbe balonla müdahale, tıpla alakalı olsa gerek!

-*-*-

Evet, Ajdar bilerek veya bilmeyerek; isteyerek ve istemeyerek “işini yapıyor”…
Aslında o bir makine mühendisi ama “hayır şarkıcıyım, büyük sanatçıyım” diyor…

-*-*-

Bilmiyorum; belki çevresindekilerin gaz vermesi, belki kendi karakteri gereği, on binlerce, hatta daha fazla insan bu kardeşimizin aklından kesinlikle şüphe ediyor…

-*-*-

Ajdar ünlü “Çikita muz” şarkısında diyor ki; “… Vitamini havuz / Ben köfte sen tuz / Aahh buz gibiyim buz buz / Ohhhh muz gibiyim muz muz / Çikita muz / Çikta muz / Çikta çikta çikta / Çik çik çik çikita / Çikita muz / Fidanı muz sensiz kalbim buz buz / Hiçbirşey isteme benden / Ahhh yoksa bu aşk tuz buz / Ohhh yoksa bu aşk göz göz dudak dudak ten ten…”

-*-*-

Bazı kelimeleri “üç kez tekrar ediyor olması” kafamda bazı sorular ortaya çıkarıyor…
Ama sormayacağım!
Ve hiç anlamı olmayan, çok uzun, bağır çağır bazı cümleler…
Birini çağrıştırıyor ama yok hayır bahsetmeyeceğim…

-*-*-

Sadece şöyle bir şey söyleyeyim; Ajdar, evet beni eğlendiriyor, eminim binlerce insan da eğleniyordur ama “akıllı bir insan”, Ajdar için “sanatçı” demez – diyemez diye düşünüyorum…

-*-*-

Kişinin görevi, mesleği, işi, makamı ne isterse olsun; eğer o görev, o meslek, o iş, o makam ciddi anlamda seviye kaybediyorsa; “sorumlusunu” sağda solda aramayacaksınız…

-*-*-

Koskoca makine mühendisi adam, “don don don, aşka don” diye şarkı söyleyerek, abuk sabuk bir ritimle şarkı söylediğini iddia ederse, elalemin maskarası haline gelmişse ve “ben büyük bir sanatçıyım” diye de hava basmaya çalışırsa, kesinlikle “delidir” derim!
Ajdar beni mahkemeye verebilir!
Kon kon kon, Çikita muz ve Şahdamar adlı üç şarkısını lütfen dinleyin…

-*-*-

“Oh be, Serhat bugün Kıbrıs meselesinden hiç bahsetmedi” diyecek olanlar için üzgünüm ama gerçekten bu adamın söyledikleri şarkıysa, KKTC’nin egemen eşit bir devlet olmaması için hiçbir sebep de bulunmamaktadır…
Kon kon kon!
Kon devletime kon!
Başkanımız Londra’ya gitmişti almak için don don don!
Yürü be ajdar!
Hatta uç!
Ama dikkat et düşme!
Bu ahlaksızlar gülerler sonra!


Eşit ve egemen devlet mi demiştiniz? 

Benim canım cumhurbaşkanım!
Yaaaaa!
Lütfen “Kıbrıs Postası’ndan aldığım bu fotoğrafa” bakar mısınız?
Ne canım cumhurbaşkanımın ne de tertibim canım eğitim bakanımın zerre umurunda değil!

-*-*-

Abiler, ablalar, enişteler, yengeler değerli Alaçatılı rüzgar sörfçü kardeşlerim bu fotoğraf, diplomatik bir skandalın ta kendisidir…

-*-*-

Yani Osmanlı veya Türk adab-ı muaşeret kurallarını geçiyorum; Dünya’nın hiçbir ülkesinde, hiçbir ülkenin büyükelçisi, o ülkenin devlet başkanının yanında bu şekilde oturamaz!

-*-*-

Ayak ayak üstüne atmış!
Farkında olmayabilir!
Ama affedilir de değil!
Adamın kıçı, canım cumhurbaşkanıma bakıyor!

-*-*-

Şaka değil bu!
KKTC’nin Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu, TC Cumhurbaşkanı’nın değil yanında, 150 metre çapında bu şekilde otursun; anında kızartılmış patates bullez!

-*-*-

Efendim abartıyorsun!
Be amma siz şakasınız yoksa çok şakacısınız?
“Egemen ve eşit, bağımsız bir devletiniz yok mu sizin?
Tatar da “Cumhurbaşkanı” hatta “son üç beş gün içerisinde geçirdiğim Covid nedeniyle olsa gerek”, “canım cumhurbaşkanım” değil mi?
Yabancı bir ülkenin Büyükelçisi, canım cumhurbaşkanımın yanında asla bu şekilde oturamaz!
Bu şekilde oturabilene, sadece “sömürge valisi” denir ki bu durumda Tatar da “sömürge valiliğinin yerel yöneticisi” olmaktan başka bir şey olamaz!

-*-*-

Ne mi yapılır bu gibi durumlarda?
Protokol dairesinden bir düz memur, Büyükelçi’nin yanına gider, oturuşunu düzeltmesi uyarısında bulunur. 
Çaktırmadan!
Sonra Dışişleri Bakanı, Büyükelçi’yi makamına çağırır ama kendisi kabul etmez; Protokol Dairesi Müdürü karşılar ve kendisine “resmi kınama mektubu” iletilir…
Eğer TC’den bu konuyla ilgili tatmin edici bir özür gelmezse de, KKTC Dışişleri Bakanı, TC’deki mevkidaşını arar ve Lefkoşa’daki Büyükelçi’nin görevden alınmasını ister…

-*-*-

Sonra da Ersin Tatar, Nicos Hristodulidis’e, “egemen eşitliğimizi kabul etmezsen masaya oturmayız” der…
Bilmem anlatabildim mi?

-*-*-

Bu fotoğraf, sadece “canım cumhurbaşkanım”ın değil, ezilmeye mahkum cemaatimizin ne yazık ki “KADER”idir!
Kader işte… 
Bizim de kaderimiz bu…
Kıç bize bakıyor!
Ne rahat, ne rahat!
Devletimiz da egemen ve eşit!
Hristodulidis da salak ya, aynen kabul ediyor zaten!
Açıkçası, o da kıçıyla bize gülüyor ya neyse!

sm1-1678365789.jpg

Bu yazı toplam 5834 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar