1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Akademisyenler Cenevre'yi değerlendirdi: "Sonuç çıkması çok zor... İki devletli çözüm mümkün değil"
Akademisyenler Cenevre'yi değerlendirdi: "Sonuç çıkması çok zor... İki devletli çözüm mümkün değil"

Akademisyenler Cenevre'yi değerlendirdi: "Sonuç çıkması çok zor... İki devletli çözüm mümkün değil"

Kıbrıs sorununu yakından takip eden Kıbrıslı Türk akademisyenler, 27-29 Nisan’da Cenevre’de yapılacak 5+1 gayri resmi konferanstan olumlu bir sonuç çıkmasının mümkün olmayacağını düşünüyor.

A+A-

2017 yazında Crans Montana’da büyük umutlarla başlayan ve bir o kadar da büyük bir hayal kırıklığıyla çöken müzakereler, neredeyse 4 yıldır askıda… Bir yanda Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin federasyon öldü yaklaşımı, öte yanda Kıbrıs Rum tarafının yönetim ve güç paylaşımı konusundaki çekinceleri… Peki bundan sonra ne olacak? Kıbrıs’ta federasyon dışında bir çözüm mümkün mü?  

Kıbrıs sorununu yakından takip eden Kıbrıslı Türk akademisyenler, 27-29 Nisan’da Cenevre’de yapılacak 5+1 gayri resmi konferanstan olumlu bir sonuç çıkmasının mümkün olmayacağını düşünüyor. Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu PIK’te yayınlanan iki dilli televizyon programı “Μαζί/Birlikte”ye konuşan Prof. Dr. Ahmet Sözen, Doç. Dr. Bülent Evre, Prof. Dr. Erol Kaymak, Doç. Dr. İlksoy Aslım, Yard. Doç Dr. Muhittin Tolga Özsağlam ve Prof. Dr. Yücel Kemal Vural, Kıbrıs’ta iki devletli bir çözümün resmi olarak müzakere masasına gelme ihtimali olmadığını ve Kıbrıs’ta iki tarafı da memnun edebilecek barışçıl çözümün anahtarının federasyon olduğuna işaret etti. 

Kıbrıslı Türk akademisyenlerin, “Cenevre’deki zirveden nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?” sorusuna verdikleri yanıtlar şöyle: 

 

Sözen: “Ortak zemin yok… 5+1 Konferanstan beklentim yüksek değil”

Prof. Dr. Ahmet Sözen konferansın gayri resmi bir konferans olduğunu hatırlatarak bunun, tarafların “eteklerindeki taşları dökebilmesi” için yapıldığını vurguladı. Bu şekilde, açık bir iletişimle ortak bir zemin olup olmadığının görülebileceğini ifade eden Sözen, konferanstan beklentisinin çok yüksek olmadığını belirtti.

Tarafların basına yaptığı açıklamaların da ortak bir zemin olmadığını gösterdiğini dile getiren Sözen, Türk tarafının iki devletli çözüm önerisinin müzakere edilebilmesi için bunun önce Kıbrıs Rum tarafından kabul edilmesi gerektiğin ve bunu da pek olası görmediğini dile getirdi.

 

Kaymak: “Büyük bir açılım olacağına dair beklentim yok”

Gayri resmi bir toplantı yapılacağı için ortada somut bir gündem olmadığına işaret eden Prof. Dr. Erol Kaymak, bu nedenle büyük bir açılım olacağına dair bir beklentisi olmadığını ifade etti.

En son Crans Montana’da somut bir gündemle toplanıldığını anımsatan Kaymak sonrasındaki tüm toplantıların gayri resmi şekilde yapıldığını hatırlattı.

 

Evre: “Ortak bir zemin yokken BM’nin bu toplantıyı ayarlaması dikkat çekici… Yeni bir planla karşılaşabiliriz”

Doç. Dr. Bülent Evre ise 25 Kasım 2019’da Berlin’de, yapılan 3’lü görüşmede Guetterres Çerçevesi’nin teyit edildiğini anımsatarak, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra 5’li görüşme için hazırlık yapılacağı yönünde de bir taahhüt verildiğini ifade etti.

Seçimlerle, iki devletliliği savunan bir Cumhurbaşkanının göreve gelmesi ile zeminin de değiştiğini anlatan Evre buna rağmen 5’li görüşmeye gidilmesinin de dikkat çekici olduğunu vurguladı.

“5’li görüşmeye gitmek için önceden bir zemin yoklaması yapılması gerekirdi” diyen Evre, ortak bir zemin olmadığını bile bile BM Genel Sekreterinin bu gayri resmi toplantıyı düzenlemesinin bir takım soru işaretlerini beraberinde getirdiğini söyledi.

“Ya Genel Sekreter Türk tarafından orada pozisyon değiştirebileceğine dair bir taahhüt aldı veya önümüzdeki dönemde Genel Sekreterin her iki taraf arasında güven eksikliğinin olmadığı teyidini yapıp yeniden güven artırıcı önlemler dönemine girilecek” diyen Evre, ya 4-5 yılın bu şekilde güven artırıcı önlemlerle geçeceğini ya da bugüne kadar varılan tüm yakınlaşma da göz önüne alarak, yeni bir planla karşı karşıya kalınabileceğini ifade etti.

Vural: “En güçlü ihtimal, bir dizi toplantı daha yapılması”

Prof. Dr. Yücel Kemal Vural ise toplantının sonucuyla ilgili en güçlü ihtimalin BM Genel Sekreteri ve Güvenlik Konseyi’nin süreci zamana yayması; bir dizi toplantı daha yapılması olduğunu dile getirdi.

Zaten bu yönde bazı açıklamalar yapıldığını söyleyen Vural, bu durumda BM Genel Sekreteri ve Güvelik Konseyi’nin taraflar arasındaki uçurumu gidermeye yönelik birtakım girişimlerde bulunacağını dile getirdi.

İkinci olasılığın BM Genel Sekreteri’nin bir rapor hazırlayarak BM Güvenlik Konseyi’ne mevcut uçurumu ortadan kaldırmanın mümkün olmadığını bildirmesi olduğunu kaydeden Vural, BM Genel Sekreteri’nin bu durumda BM Güvenlik Konseyi’nin konuya yeni bir yaklaşım geliştirilmesinin zeminini hazırlamak üzere bilgilendireceğini anlattı.

Üçüncü olasılığın ise BM Güvenlik Konseyi’nin taraflara ya da taraflardan birine sorumluluk yüklemesi olduğunu anlatan Vural bunun en zayıf olasılık olduğunu kaydetti.

 

Özsağlam: “Bu konferansta ilerisi için adımlar atılmasını bekliyorum”

Yrd. Doç. Dr. Muhittin Tolga Özasağlam ise bu konferansta en azından, ilerisi için adımlar atılmasını, müzakerelerin yeniden başlamasını beklediğini dile getirdi.

Özsağlam öte yandan, müzakerelerin yeniden başlaması için, tarafların hangi zeminde görüşüleceği hakkında anlaşmaya varması gerektiğini de vurguladı.

 

Aslım: “İki devlet önerisi görüşmeleri sıkıntıya sokacak… BM ara formül bulmaya çalışacak”

Doç. Dr. İlksoy Aslım ise Türk tarafının iki devlet önerisiyle gitmesinin görüşmeleri sıkıntıya sokacağı görüşünü dile getirdi.

“Görüşmeler sırasında BM mutlaka ara formül bulmaya çalışacaktır. Bu başarılamazsa Türkiye Haziran ayında ABD ve AB'nin kendisine yönelik açılım yapmasını bekleyip kararını ona göre verecektir” diyen Aslım, aksi durumdaki tüm senaryoların görüşmelerin epey bir zaman durmasına neden olacağını vurguladı.

Kıbrıs’ta federasyon dışında bir çözüm mümkün mü? Federasyon tezi öldü mü?

Kıbrıslı Türk akademisyenler, Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin bir süreden beri savunduğu federasyon öldü, iki devletli çözümün müzakere edilmesi gerekiyor şeklindeki argümanlarını da değerlendirdi. Akademisyenlerin “Kıbrıs’ta Federasyon dışında bir çözüm mümkün mü? Federasyon tezi öldü mü” sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

 

Sözen: “Federasyon orta yoldur… Bunun dışındakiler bir tarafı acıtacak çözümlerdir”

Prof. Dr. Ahmet Sözen federasyon modelinin ölmediğini söyledi, dünyanın birçok yerinde federal düzenlemelere dayalı modeller olduğunu anımsattı.

“Model öldü diyebilmek için çok erkendir” diyen Sözen federasyonun orta yol olduğunu kaydetti.

“Federasyon orta yoldur… Bunun dışındakiler bir tarafı acıtacak çözümlerdir” vurgusu yapan Sözen, federasyonun ise iki tarafı da çok az acıtacak ama her iki tarafın da kazancının büyük olacağı bir çözüm olduğunu kaydetti, bu yüzden federasyonun hala daha masada olduğunu dile getirdi.

 

Aslım: “İki tarafın da hem fikir olabileceği tek seçenek federasyondur”

Doç. Dr. İlksoy Aslım ise bir anlaşma yapılacaksa bunun federasyon temelinde olacağını dile getirdi, “iki tarafın da hem fikir olabileceği tek seçenek federasyondur” dedi.

Bugüne kadar yapılan tüm kamuoyu yoklamalarının da bunu işaret ettiğini belirten Aslım, kamuoyu yoklamalarında, Güney’de birinci seçenek üniter devlet, ikinci seçenek federasyon; Kuzey’de birinci seçenek konfederasyon veya iki devlet, ikinci seçenek federasyon şeklinde sonuç alındığını söyledi.

Aslım, böyle olunca optimum buluşma noktasının federasyon olduğunu kaydetti.

 

Vural: “Federasyon iki tarafın barışçıl yollarla ulaşabileceği tek çözüm”

Prof. Dr. Yücel Kemal Vural ise federasyonun iki tarafın barışçıl yollarla ulaşabileceği tek çözüm olduğunu vurguladı. Vural, “Başka alternatif olmadığını görüyoruz” dedi. Vural Türkiye ya da Kıbrıs Türk tarafının federasyon zeminindeki görüşmelerden bir sonuç çıkmayacağını zaman göstermiştir diyebileceğini ancak bunun yeterli bir argüman olmayacağını ifade ederek, şu ana kadar varılan tüm uzlaşıların federasyon temelli olduğunu belirtti.

Öte yandan federasyonun masadan kalkabileceğini de kaydeden Vural, “Taraflardan biri tüm riskleri göze alırsa federasyonu masadan kaldırabilir, artık federasyon görüşmeyeceğini söyleyebilir” dedi.

Şu anda Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk tarafının adımlarının da bu yönde olduğunu anlatarak federasyonun masadan tek taraflı kaldırılmasının Kıbrıs’ta çözüm olasılığını bütünüyle ortadan kaldıracağını ifade etti.

Kıbrıs Rum tarafında da federal çözümden kaçınmaya dönük yaklaşımlar olduğunu anımsatan Vural, bunu Kıbrıs Rum tarafının yapmasının farklı, Türkiye ya da Kıbrıs Türk tarafının yapmasının farklı sonuçları olacağını belirtti.

Vural hangi taraf federasyonu masan kaldırırsa kaldırsın bunun adada istikrarsızlığa yol açacağını vurguladı.

 

Evre: “Türkiye federal zemine geri dönecek”

Doç. Dr. Bülent Evre Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin parametrelerin ne olduğunun belli olduğunu dile getirdi.

Bu dönemde olmasa bile, bir noktadan sonra görüşmelerin federasyon temelinde devam edeceğini kaydeden Evre, Türkiye’nin de bu federal zemine yeniden döneceğini düşündüğünü dile getirdi. Evre, Türkiye’nin şu andaki tutumunun Kıbrıslı Rumları siyasi eşitliğe ikna etmek için kullandığı bir siyasi kaldıraç olabileceğini ifade etti.

 

Kaymak: “Kıbrıslı Türkler için önemli olan siyasi eşitliktir”

Prof. Dr. Erol Kaymak ise “çözümün adı federasyon da olsa konfederasyon da olsa iki devlet de olsa, Kıbrıslı Türkler için önemli olanın siyasi eşitlik olduğunu” belirtti.

Siyasi eşitlik ötesinde, egemen eşitlikten bahsedildiğini, bu noktada sıkıntı yaşandığını anlatan Kaymak aslında bu konuda sıkıntı yaşanmaması gerektiğini, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların zaten Zürih Londra anlaşmaları çerçevesinde ortak devlet altında ortak egemenlikleri olduğunu söyledi.

Burada önemli olanın Kıbrıslı Türklerin self determinasyon hakkı olup olmadığı konusu olduğunu dile getiren Kaymak, böyle bir hak olsa dahi bunu Kıbrıs Rum tarafının kabul etmeyeceğini, dolayısıyla görüşmeden iki devletli çözüm uygundur gibi bir sonuç çıkmasının mümkün olmadığını ifade etti.

Kaymak eğer federasyon ölecekse esas soru işaretinin bunun yerini neyin alacağı olduğunu belirtti. 

 

Özsağlam: “İki devletli çözüm için Kıbrıs Rum tarafının rızası gerekiyor”

Yrd. Doç. Dr. Muhittin Tolga Özsağlam ise iki devletli çözüm fikrinin yeni ortaya atılmış bir olgu olmadığını kaydetti.

Denktaş döneminde de bu konudan bahsedildiğini ancak BM nezdindeki resmi görüşmelerde federasyonun görüşüldüğünü anlatan Özsağlam, öte yandan son 5 yılda Güney Kıbrıs’ta başta akademik çevrelerde, AB altında iki devletli çözüm konusunun konuşulmaya başlandığını anlattı.

Özsağlam, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın seçim kampanyasında iki devletliliği dillendirdiğine, konunun Türkiye’deki siyasiler tarafından da ele alınmaya başlandığına işaret etti. 

BM Güvenlik Konseyi kararlarına işaret eden Özsağlam iki devletli çözüm için Kıbrıs Rum tarafının rızasına ihtiyaç olduğunu vurguladı, aksi halde Kıbrıs Türk tarafının dünyada geniş bir kitle tarafından tanınmasının mümkün olamayacağını belirtti.

Özsağlam, böyle bir durumda bir şekilde tanınma gerçekleşse dahi, mülkiyet başta olmak üzere mevcut sorunların devam edeceğini kaydetti.

 

Haber/ Video: Vasvi Çiftçioğlu

Bu haber toplam 3324 defa okunmuştur
İlgili Haberler