AKANSOY'DAN DEĞERLENDİRME
CTP-BG Genel Sekreteri Asım Akansoy, Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde liderlerin önemli görevlerinden birinin halklara geleceğe dair ışık tutma, umut verme olmasına karşın bu konuda adım atmadıklarını vurguladı…
“Liderler zamana oynuyorR
CTP-BG Genel Sekreteri Asım Akansoy, Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde liderlerin önemli görevlerinden birinin halklara geleceğe dair ışık tutma, umut verme olmasına karşın bu konuda adım atmadıklarını vurguladı…
“Liderler zamana oynuyor”
Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler Genel Sekreteri Asım Akansoy, Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak halkların geleceğine ışık tutması gereken liderlerin, bunun yerine zaman kazanmaya çalıştıklarını ve “suçlanan ben olmayayım” oyununu oynadıklarını vurguladı. Akansoy, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun siyasi partileri müzakere süreci ile ilgili yeterince bilgilendirmediği için de eleştirerek “Bu, yıpratıcı bir sürece dönüşmüş durumda. Siyasi partilerin bu süreçte daha fazla bilgilendirilmesi gerek. Atılacak adımlar konusunda sadece Cumhurbaşkanı değil, diğer siyasi partilerin de aktif katılımı olmalı. Sonuçta yapılacak bir yanlış sadece Cumhurbaşkanını değil, halkı, tüm liderleri, Türkiye hatta tüm coğrafyayı etkiler” diye konuştu.
Akansoy bugün Kıbrıs TV’de yayınlanan Gülsüm Altuncu’nun sunduğu “Güne Bakış” programına katılarak Kıbrıs sorunu yanında iç siyasi konularda değerlendirmelerde bulundu.
PARTİLER BİLGİLENDİRİLMİYOR
Verilen aradan sonra Güney Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölge ilan ettiği sahada petrol ve doğal gaz arama girişimlerinin yarattığı gerilim ışığında yeniden başlayan Kıbrıs müzakereleri ile ilgili değerlendirmelerinde Kıbrıs Türk tarafındaki siyasi partilerin fazla bilgilendirilmesinden şikâyetçi olan Akansoy, Güney Kıbrıs’ta siyasi partilerin en azından “Ulusal Konsey” kapsamında bilgilendirildiklerine işaret ederek, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun daha açık davranması gerektiğinin altını çizdi.
Kıbrıs sorunu gibi ciddi bir konunun zaten tek bir kişinin altından kalkabileceği bir konu olmadığına da işaret den Akansoy şöyle konuştu:
“Şu anda bir var olan petrol krizi, müzakere sürecinin önüne geçti. Dün yapılan toplantıda nasıl ele alındığının detayları açıklanmadı ama anladığım kararıyla Kıbrıs Türk tarafı bu sorunu yönetemiyor.
Konunun bir egemenlik meselesi haline getirip süreçle ilgili yapılan tehdit içeren konuşmaları anlayamıyorum. Zor durumda olan biziz, Kıbrıs Türk tarafıdır. Karşımızda uluslar arası alanda tanınmış bir devlet var, biz ise sadece Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınıyoruz. Durumu göz önünde bulundurarak çok daha hassas ve dikkatli açıklamalar yapmamamız gerekiyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un ortaya koyduğu yol haritası, tüm taraflar için tek yol ama bizdeki yönetimden böyle bir mesaj gelmiyor. Sayın Eroğlu, eve gitmesi için zilin çalmasını bekleyen bir öğrenci görüntüsü veriyor.”
Bir gün sonra gerçekleşecek olan adımla gelecek olanın Kıbrıs Türk tarafı için kârlı mı olacağını yoksa zarar mı getireceğini iyice düşünüp tartışmak gerektiğinin altını çizen CTP-BG Genel Sekreteri, BM Genel Sekreteri’nin liderlere toplumlarını referanduma hazırlamaları gerektiğini söylediğini de anımsatarak, “bu da hayata geçmiyor. Hiçbir açıklama yok, Sayı Eroğlu saraya kapanmış durumda” dedi.
HRİSTOFİAS PATLAMADAN ETKİLENDİ
Güney Kıbrıs’ta yaşanan patlamanın görüşmeler üzerindeki etkisi ile ilgili bir soruyu da yanıtlayan Akansoy, bu durumun görüşmeleri mutlaka etkileyeceğini çünkü çözüm, barış gibi toplumları radikal değişime götürecek programların güçlü lider gerektirdiğini kaydederek, Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofias’ın patlamanın ardından yaşanan gelişmelerde oldukça yıprandığına işaret etti. Bu ortamda halklarda da beklenti kalmadığına dikkat çeken Akansoy şöyle konuştu:
“Eroğlu-Hristofias görüşme sürecinde her iki liderin birbirine güvenmemesi, birbirleri aleyhinde kulis yapmaları ortaya güvensizlik çıkarıyor, dolaysıyla da bu, halklara yansıyor. Halklar bugün pek bir beklenti içinde değil. Bu konuyu pek de fazla konuşmuyorlar. Zaten yorulmuş durumdalar. Liderlerin en önemli görevi halklara geleceğe dair ışık tutma, umut vermedir, ama bu yapılmıyor. BM doğru adresi planlamış ama liderler zamana oynuyor; “ben suçlanmayım” oyunu oynuyor. Bu yıpratıcı bir sürece dönüşmüş durumdadır. Siyasi partilerin daha fazla bilgilendirilmesi gerek. Atılacak adımlar konusunda sadece Cumhurbaşkanı siyasi partilerin de aktif katılımı olmalı. Sonuçta yapılacak bir yanlış sadece Cumhurbaşkanını değil, halkı, tüm liderleri, Türkiye hatta tüm coğrafyayı etkiler” Kıbrıs barış adası olacakken kriz adasına dönüşüyor.”
“UBP VİCDANSIZ ÇÜNKÜ HALKIN CANINI YAKIYOR”
Akansoy’un daha önce yaptığı bir açıklamada UBP’nin sürdürdüğü siyaseti “vicdansız” olarak tanımladığını anımsatarak neden bu tanımlamayı yaptığını soran Altuncu’ya verdiği yanıtta ise Akansoy “Vicdansız çünkü ülkede yapısal sorunlar var. Biz de CTP olarak gerek kamunun yeniden düzenlenmesi gerektiğini biliyor, ekonomide reform konusunda çalışıp, düşünce geliştiriyoruz. Ama ne olursa olsun, uygulanacak programın insanların canını bu denli yakacak, bu denli mağdur edecek sonuçlar doğurmasını kabul edemeyiz. İnsanları daha mağdur duruma düşürmek için paket yapılmaz.” diye konuştu. UBP’nin paket konusundaki felsefesinin, çalışanın cebindeki paraya fazla deyip bir kısmını almak olduğunu da ifade eden Akansoy, “oysa pastayı büyütmek, Mersin limanını açmak, yeni pazar olanakları yaratmak, yatırımcıyı teşvik etmek gerek. Bunların yapılmasında sıkıntımız yok ama yaparken gözünüzü çalışanın cebine diker, çatışmayı göze alır, hukuku zedeler, meclisi by-pass ederseniz, bu bizim gözümüzde vicdansızlıktır” dedi.
CTP’nin de hazırlayacağı programın reform içereceğinin altını çizen Akansoy, “ama insanımıza rağmen onlara karşı olmayacak, onlarla birlikte olacak. Hiçbir sorun insanlarımızı mutsuz kılacak uygulamalarla çözülemez” diye konuştu.
“İNSANLARIN ALI M GÜCÜNÜ AZALTARAK PİYASA CANLANDIRILMAZ”
Özellikle dövizdeki yükseliş nedeniyle yaşanan ekonomik sorunları da programda değerlendiren CTP-BG Genel Sekreteri Akansoy, ülkede insanların gerçekten çok ciddi bir borç krizi olduğunu, dövizle yapılan borçlanmalar nedeniyle gelirlerin giderleri karşılayamadığını kaydetti. Bu durumun uygulanacak akılcı politikalarla giderilebileceğine işaret eden Akansoy, eşel-mobil uygulanmasının kaldırılmasının çok yanlış olduğunu da sözlerine ekledi. Akansoy, İşadamları Derneği’nin geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada eşel-mobil uygulamasının geri gelmesini talep ettiklerini de anımsatarak, “böyle bir talebin iş insanlarından gelmesi çok anlamlı. Düzenleme yapılırken insanların alım gücünü azaltarak, piyasayı darboğaza iterek piyasa nasıl canlanacak ki?” diye sordu.
“Yarın ne olacak sorusu cevaplanamadığı sürece gerilim ve tepki sürecektir” diyen Akansoy, sözlerini şöyle sürdürdü: .
“Krizi sürekli kılacak bu tür önlemlerle ekonomiyi yönetme konusunda ciddi endişemiz var. İzolasyon altında olduğumuzun söylüyoruz AB’ye sitem ediyoruz, ,dünyaya açılmak istediğimizi ifade ediyoruz. Kesin bir şey var ki o da izolasyonun kaynağının, Kıbrıs sorunu olduğudur. Bunu göz önünde tutmalıyız. İzolasyon koşulları altında, Türkiye pazarını sonuna kadar açmazsa ekonomi nasıl gelişebilir ve bu koşullarda insanlara bu kadar yüklenmek ne kadar doğru olur? KTHY’de de yaşanan mağduriyeti gördük. Bu bir vicdan yarasıdır. Siyasetin görevi bu tür sorunlara bütünlüklü çözüm bulmaktır”
Halen iş başında olan hükümetin, siyasetin sorunları çözücü bir yöntem olduğunu unuttuğuna işaret eden CTP-BG Genel Sekreteri Akansoy, hükümetin kendi sorumluluğunu kabul etmeyip topu sürekli olarak Ankara’ya, AKP’ye attığını; sendika ya da sivil toplum örgütleri veya vatandaşlarla kapalı kapılar ardında görüşürken “haklısınız ama yapacak bir şey yok Ankara böyle istiyor” dediğine dikkat çekerek, UBP’nin hedef şaşırtma gayreti içerisinde olduğunu vurguladı.
Bu durumun ortadan kalması için Türkiye’nin de gayret göstermesi gerektiğinin altını çizen CTP-BG Genel Sekreteri, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi’nin geçtiğimiz gün 2010 yardım ve yatırımları değerlendirmesiyle ilgi raporu hükümetle paylaşmak yerine basına vererek Kıbrıs Türk tarafını eleştirmesinin, veriler önemli olmakla birlikte, doğru bir yaklaşım olmadığını kaydetti. Akansoy, “çünkü otorite bundan olumsuz biçimde etkilenir. Taşlar yerinden kaydı. Sorun odur. Taşlar yerli yerine oturmalı, UBP sorumluluğunu yüklenmeli, seçmen de hesap sormalı. Sorunu olan insanlar hükümet yerine TC Yardım Heyetine gitmeyi tercih ediyorsa, bu çok ciddi yapısal bir sorunun varlığına işaret eder. Bu ilişki biçimi Kıbrıslı Türklere zarar veriyor, edilgen kılıyor. Oysa biz Kıbrıslı Türklerin mutlak etkin olmasını istiyoruz.” dedi.
AF VE BEYAZ-YEŞİL KİMLİKLER
Programın sonunda kaçak yaşama af öngören tasarı yanında beyaz ve yeşil kimliklerle ilgili soruları da yanıtlayan Akansoy, bu konuda yapılan çalışmadan rahatsızlık duyduklarını kaydetti. Akansoy, devletin devlet olabilmesi için giriş çıkışı, ekonomik planlaması gibi kontrol altına alması gerektiğinin altını çizerek, “yoksa ülke yönetilemez” yorumunda bulundu.
Akansoy, CTP-BG’nin nüfus konusunda 2004 yılına kadar verilen vatandaşlıklara ek olarak evlilik yoluyla elde edilen vatandaşlık dışında vatandaşlık verilmemesi yönünde olduğunu kaydederek, “Bunun dışındaki vatandaşlıklar ülkedeki kimliğin siyasi iradenin varlığının korunmasını sağlayacak şekilde olmalıdır. Vatandaşlıkla, burada yaşamak, çalışmak arasına ayrım konmalı. İhtiyaç olduğu sürece insanların çalışıp kazanmasına itiraz olmaz ama vatandaşlık çok ayrı ve önemli bir konudur. Bizim için Bam telidir. Bu konudaki adımlara çok dikkat etmek gerekiyor. Elbette Türkiye’nin Kıbrıslı Türklere katkısının ölçüsü yok ama kesinlikle ‘gelen Türk giden Türk’ mantığında değiliz. Dışarıya karşı “Kıbrıslı Türk vardır” derken bu olamaz” diye konuştu.
Bu yıl kasım ayında yapılacak nüfus sayımına da değinen Akansoy, sayım sonucu çıkacak rakamların sonunda geleceğe dair proje geliştirmek için çok önemli bir veri olacağının altını çizdi. CTP-BG’nin bazı hassasiyetleri olduğuna da işaret eden Akansoy, “Sayın Kudret Özersay’dan da ne tür katkılar yapabileceğimize dair mektup aldık. Bu tür yaklaşımlar sevindirici. CTP olarak kendilerine görüşlerimizi ileteceğiz” diye konuştu.
Akansoy her türlü olumsuzluğa rağmen umutsuzluğa kapılmamak gerektiğini de ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı: “Ülkeyi ileri götürmek için hep birlikte çalışacağız. Ciddi krizler içerisindeyiz ve şimdiki sürecin bizi doğru noktaya götüreceğine inanmıyoruz. İşte bu nedenle CTP, iktidarında, halka birlikte, halk için bir değişim programı uygulayacak ve gerçek değişim programı bu olacaktır. Diyalogdan asla kaçmayacağız ve her konudaki görüşlerimizi de cesaretle dile getireceğiz.”