1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. Akça'nın 'başarılı' programı ve o 'eski hikaye'
Sami Özuslu

Sami Özuslu

Akça'nın 'başarılı' programı ve o 'eski hikaye'

A+A-

 

Üç ekonomi uzmanı Ticaret Odası adına 2014-15 dönemi için bir 'Rekabet Edebilirlik Raporu' hazırlamış, rapor kamuoyuna açıklanırken de 'yeni bir hikaye' gerektiği üzerinde durmuşlardı.
TC'nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, bir hafta sonra çıktı ve 'eski hikaye'ye devam edilmesi gerektiğini ilan etti!
Her ne kadar rekabet raporundaki önerilere katıldığını söylese de, Akça "7 yılda bir arpa boyu bile yol alamadık. Her yıl aynı şeyleri söylemekten usandık" diyen ekonomistlerin aksine KKTC ekonomisinin 'doğru yol'da olduğunu, uygulanan ekonomik programın da 'başarılı' olduğunu öne sürdü.
Dünkü gazeteler ön sayfadan verdi Akça'nın "program başarılı" sözlerini, ama manşetler öyle demiyordu: Döviz fırlamış, ekonomi bir kez daha allak bullak olmuştu.
Özellikle de 'yurttaşın cebi' ekonomisi!..

***

Akça'nın LAÜ'deki konuşması bir yandan Ticaret Odası raporuna yanıttı, ama öte yandan Türkiye'de Mayıs ayında yapılacak seçimlere dönük 'propaganda' konuşması gibiydi.
"AKP iktidarının yavru vatandaki ekonomi başarıları" hem partinin, hem de Akça'nın gelecekteki karnesine 'artı' olarak geçmeliydi.
LAÜ konferansı vesile oldu, Büyükelçi sahneye çıktı, uzun uzun anlattı 'başarı hikaye'lerini...
'Yeni hikaye' isteyenlere inat, 'bildik hikaye'den pasajlar okudu:
Rekabet edebilirlik endeksinde dünyada 114'üncü sıradayız, ama ne gam! 'Kişi başına gelir'de 50'lerdeymişiz.
Kelle başına 15 bin dolar düşüyormuş.
Bunu da 'ekonomik program' sayesinde turizm ve eğitimle elde etmişiz. Yoksa 'yüksek maaş' politikasıyla değil!
Öğrenci sayısını 110 bine çıkaracak, böylelikle sağlama bağlayacakmışız işi... Zaten daha şimdiden, yabancı öğrenci sayısı 60 binken bile milli gelirin üçte birini üniversiteler sağlıyormuş.
Bir de turizmi koyduk mu yanına, başka sektöre gerek yok!
Bunu demiyor ama bence çıkan sonuç bu Akça'nın sözlerinden...

***

Rekabet Edebilirlik Raporu'nun yalnızca "KKTC hükümetleri üzerine düşeni yapmıyor" kısmına hak veriyor aslında TC Elçisi...
Yoksa program bir tamam, mükemmel...
Bürokrasi çalışsa, verimlilik artırılsa daha çok işler başarılır Akça'ya göre...
Bu kısmına benden de 100 üstünden 99 puan!
Zaten 'ekonomik program'ları savunanlar genelde bu tür kimsenin itiraz etmediği, zaten istediği, savunduğu kısımları gündeme getirip "Bunlar olmasın mı yani?" retoriğine sarılır her daim...
Bu toplum dört takla atacak, gün gelir de kamuda verimlilik artarsa, kaçak ekonomi kayıt altına alınır, doğru düzgün vergi toplanır, e-devlete geçilir, yaşam kolaylaşırsa...
Keşke olsa, olabilse bunlar...
Ama mal meydanda!..

***

Akça ve onun mantığındakilerin, mesela Maliye Bakanı'nın çok temel iki yanılgısı var.
Birincisi, ekonomiyi 'kamu maliyesi'nden ibaret görüyorlar.
İkincisi, KKTC'ye 'normal ülke' muamelesi yapmayı öneriyorlar.
Sahaya bu taktikle çıkan her takımın sonu 'bol gollü hüsran'dır!
Hükümetlerin 'asansör' haline gelme nedeni de budur temelde...
'Elini taşın altına sokma' diye tabir edilen 'TC-KKTC ekonomik programı' politikaları hükümete gelen partileri kısa süre sonra 'umut' olmaktan çıkarıyor, 'aynı'laştırıyor, 'tektip'leştiriyor. En azından halk böyle algılıyor.
TC Yardım Heyeti'ndeki memurların ve Ankara'da Kıbrıs Bakanlığı'nın 'Türkiye pratiği'nden feyz alan yönlendirme ve zaman zaman dayatmaları ile 'eski hikaye' devam ediyor.
Hatta Akça 'TC'den gelen bazı kaynakların Yardım Heyeti tarafından izlenmekte olduğunu, ama bunun geliştirilebileceğini' söylüyor.
'Geliştirme'den kastını da açıklıyor: Türkiye izlesin!
Zaten 'cari harcamalar'ın da KKTC kurumlarınca yeterince izlenmediğinden şikayet ediyor, başta Sayıştay olmak üzere...

***

Dün de yazdım: Sokakta 'dibe doğru gidiş' psikolojisi var.
Sakın kimse "Hala lüks harcama yapanlar var" deyip konuyu dağıtmayı denemesin!
İnsanların alım gücü gerçekten de dibe vuruyor.
Firmalar ya iflasa doğru gidiyor yahut küçülmeyi deniyor.
Bakmayın Akça'nın "işsizlik çok yüksek değil" deyişine...
DPÖ'nün  'büyüme' oranına güvenmediğini, yüzde 1 değil en az yüzde 3-4 olduğunu öne sürüyor ama aynı DPÖ'nün 'işsizlik' rakamlarını -her nedense- ciddiye alıyor!
Benimle bir gün sokağa çıksa, kahveleri dolaşsa, insanlarla konuşsa Akça da anlayacak kendisine verilen raporların gerçeği yansıtmadığını...
Ve kendisi 'eski hikaye'yi anlatmaya devam ederken sokakta bunun 'masal' olarak algılandığını...
Sonu iyi olmayan bir masal!..

Bu yazı toplam 2345 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar