1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Akıl sır ermiyor...
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Akıl sır ermiyor...

A+A-

 

"Liberland" diye bir devlet var.
Özgür Liberland Cumhuriyeti.
Kurmaca!
Biliyorum, size çok da yabancı gelmedi.
Meraklısı internetten araştırır, okur.
Çok ilginç bir kuruluş öyküsü var.
Yugoslavya dağılırken, arada kalmış bir  bölgeydi. Hırvatistan istemedi, Sırbistan almadı...
Çek Vit Yedliçka (Vit Jedlicka) diye bir adam, arada kalmış bu 7 kilometrekarelik alanda devlet ilan ettiğini açıkladı !
Ve sonra, internet üzerinden “yurttaşlık” başvurusu başlattı.
Ne ilginç ki, yarım milyon insan internetten başvuru yaptı.

*  *  *

Ama "Liberland" dahi “kriterler” belirledi, yurttaşlık için!
Pek çoğu üzerinden para verdi.
İnternetten başvuru yağdı da, öyle herkes ülkeye sokulmadı.
400 kişiler sanırım, hepsi hepsi...

*  *  *

En ilginci şu...
Devleti kuran ve “başkanlığı” da kimselere bırakmayan Vit Jedlicka, kendi ülkesine sokulmuyor şimdi...
Sürüldü (!)
Şaka değil...
Hani şimdi, kimileri, “devleti biz kurduk” diye hem böbürleniyor, hem de her yanı soyup soğana çeviriyor ya...
Bu garibim bunu da yapmadı!
“Tüm ülkeler fanteziden ibarettir. Hepsi kafamızda” dedi, hepsi hepsi...

*  *  *

Bir düşünsenize...
Çok yakın zamanda, İngiliz bayrağının arkasında yürüyordu buralarda ahali...
‘Kraliçem çok yaşa’ diye, gayet uyumlu...
Öncesinde başka başka bayraklar, ülkeler, krallar, kraliçeler, padişahlar yaşadı bu topraklar...
Herhalde tümü “sonsuza kadar yaşayacak” nutukları attı...
Şarap kadehleri kalktı gökyüzüne...
Ateşler yakıldı...
“Çok yaşa” bağırıldı...
“Sen de gör” dendi mi, bilmem de...
Hepsi göremedi...
Nasıl bir delilik şu milliyetçilik...
Akıl sır ermiyor... 
Fantazisi hiç bitmiyor!

 


 

Yurttaşlığa kota gelmeli

yurrta.jpg

Yurttaşlık için bir ‘KOTA’ konmalı...
Sadece yurttaşlık için de değil...
İKAMET ve ÇALIŞMA izni için de...
Ayıbı yok bunun...
Burası bir ada...
Ve kaynakları sınırsız değil...
ALTYAPI imkanları kısıtlı...
Eğitimde, sağlıkta kapasitesi belli.
Yeşil alanları, park yerleri sayılı.
Kanalizasyonu, şebekesi fakir...
Ve gayrı su testiden taştı!
Tencere köpürdü!
Yerlere aktı....
Adada döküm, saçım olduk.
Yeter...
Birisi çıkıp cesaretle bunu dillendirmeli...
Evet, yurttaşlığa “kota” gelmeli!

 


 

Güzel şeyler de olur!

iyiler.jpg

  • YDÜ Hastanesi  Kalp Damar Cerrahisi uzmanlarından Dr. Özlem Balcıoğlu, kalp nakil ameliyatları için hazır olduklarını, onay beklediklerini açıkladı.
  • Kıbrıslı Türk bilardocu Mustafa Alnar "Avrupa Gençler Bilardo Şampiyonası”nda Hollanda’da finale kaldı.
  • İskele’de, Makenzi Plajı’nda karaya vurmak üzereyken görülen yavru yunus balığı, uzman ekiplerin zamanında müdahalesiyle yeniden hayat buldu. Burak Ali Çiçek ve arkadaşları kıyıya vuran yavru yunusu başarıyla kurtardı.
  • Girne İnisiyatifi gösterdi ki, politikacılara rağmen eğer halk kararlılıkla karşı çıkarsa, bu ülkede yanlışların önüne geçilebilir. O kaçak kat, yıkıldı!

...

Hep “hiçbir şey olmaz bu ülkeden” diyoruz da…
Umut var yani...

 


 

Federasyon gibi plaj...

bafra.jpg

Bafra'da pırıl pırıl bir plaj...
Öyle girişte elinde bilet, birisi yol kesmiyor...
Kumu altın gibi...
Cankurtaran var,  kuzeydeki plajlarda görmeye pek alışkın değiliz.
Ve bilet, eğer şemsiye ya da şezlong almışsanız, o aşamada isteniyor.
O da hepsi hepsi 5 lira !
Restoranında liseli, üniversiteli gençlerimiz çalışıyor, pırıl pırıl.
(Keşke tümü plajın özel t-shirtlerini giyse, şapkalarını taksa falan.... Çünkü arada insan tereddüt ediyor, garson mu, görevli mi, değil mi...)
Yemekler leziz, hele de fırın kebabı..
Servis tıkır tıkır işliyor...
Temiz, tertipli...
İnsanlar mutlu...
Yüzlerine yansıyor bu...
Pek çok tanıdıkla buluşuyoruz, çoğu, "eskiden Girne'ye giderdik" diyor...
Kıbrıs'ın yerlisi de var, göçmeni de; Baf aksanına Karadeniz lehçesi karışıyor, Kürtçe espriye Nijeryalı bir bağırma giriyor, Kıbrıslı Rumların yüksek sesli esprilerini kulak hemen seçiyor. Federasyon gibi plaj!

*  *  *

Demek ki, isteyince oluyor...
Hem “halk” plajı yaratılabiliyor, hem de temiz tertipli...
Hem de hep birlikte...
Mehmetçik Belediyesi’ne içtenlikle tebrikler...
Karpaz'da yıkılan "kaçak" yapılar bir yana, "yaratılan" güzellikler de böyle kazınıyor hafızama...
Ve birileri, kıymet bilmiyor...
Kirletiyor...
Yine de onlar azınlık...
Halk, iyiye ve güzele sahip çıkıyor.
Bu güzel plaja bir de “engelliler için platform” kazandırmak şart oldu.
Hade!
Neden olmasın!

 


 

haftanın notcukları

 

  • Duygu sömürüsünün de bir sonu vardır, derdim...
    Yokmuş meğer!
     
  • Yani anlamıyorum,
    Tam Gün çalışmaya bu kadar heves var da,
    KAMUDA mesai neden “Yarım Gün” o halde?
     
  • Yanlış anlaşılmasın,
    Kıbrıs’ta hele haziran, temmuz, ağustosta “siesta” yanlısıyım.
    Ama hep birlikte, her yerde!
     
  • “Makyajına ve yüzündeki boyalarına güvenme. Yollar da güzeldir ama altından kanalizasyon geçer...”
    ( Ot’un ağustos sayısından not ettim...)

 


“Bir yaz yağmuru yağdı içime
gümüş güvercinler uçtu damlarımdan
koştu yalnayak toprağım”.

Nazım Hikmet

 

Bu yazı toplam 2534 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar