1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Akıllılık…
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Akıllılık…

A+A-

“2013’ü terk ederken yine bizim hatalarımız yüzünden yaşadığımız su baskınlarının yanında, yer altı sularımızın beslendiğini, ekinlerimizin sulandığını, ağaçlarımızın köklerinin suyu emdiğini unutmayalım. Yağmuru dört gözle beklerken yağdığında da yağmuru küstürmeyelim.”

Her yıl olduğu gibi her kış mevsiminde yağan yağmurların yarattığı sellerden şikâyet etmeye öncesi de, şimdi de, görünen o ki gelecekte de devam edeceğiz. Her yeni yıl girişinde yaptığımız dilekler arasında aklın galip gelmesini, rant uğruna toprağın betonlaşmasının gelişme olmadığının artık anlaşılması gerektiği de vardır.

Geçtiğimiz hafta da yağmur açısından bereketli günler yaşadık. Bölge bölge yağdı yağmurlar…

Kıbrıs’a ilk kar da Trodos Dağları’na yağdı.

Sıcaklardan bunaldığımızda yağmuru çağırırken, yağmurlar yağdığında da “off yine yağmur” demeyi ihmal etmiyoruz.

Yağmurdan şikâyet etsek de, o gün için bencil davransak da gerekliliğini biliyoruz… En azından bildiğimizi sanmak istiyorum.

Evet, bazen şikâyet etsek de, usansak da, yağmurun  gerekliliğini herhalde ispat etmeye gerek yok diye düşünüyorum… Yağmur, hayatın devamı için çok önemli, keşke sürekli yağsa, toprağı, ekini, bizi beslese… Yağmur suyunun önünü tıkamadan, dereleri doldurmadan, ağaçları kesmeden, erozyona neden olmadan… Ancak görüyoruz ki ne şikâyetler aklımızı başımıza getiriyor, ne dilekler bir işe yarıyor…

Betonlaşmaya, kısa günün kârı diye tarım arazilerini bile yapılaşmaya açmaya devam ediyoruz.

Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı’nın son şekli aklımızı başımıza almadığımızın ispatı…

Kurulduğu yıl olan 1988’den beri çevreyle ilgili çalışmaları ve uyarılarıyla öncü olmuş Yeşil Barış Hareketi de Planla ilgili açıklama yaptı ve “Hareketin plandan, planlamadan yana olmayı sürdüreceği vurgulanan açıklamada, ülkeyi ve geleceği tehdit edecek uygulamalara izin vermeyeceğini, talebinin, kamu yararının öne çıkarılacağı, şeffaf, doğru kararlarla üretilmiş planlar olduğu” belirtildi.

“Çok iyi bilinmelidir ki, dünyada yurdunu parsel parsel satarak kalkınmış tek bir ülke dahi yoktur... Başımızı kaldırıp, bu yaklaşımın ülkeyi sorumsuzca tüketmek anlamına geldiğini artık görmek ve anlamak zorundayız. Sadece bugünü, doğal kaynaklarımızı sorumsuzca tahrip ederek, yok ederek paraya tahvil edecek işleri değil, uzun vadede ülkemizi refaha taşıyacak, duyarlı, sürdürülebilir stratejileri hayata geçirmeyi düşünmeliyiz. Her yıl plansızlık yüzünden kirli suyunu arıtamadan denize akıtan, bu kirlilik yüzden denize girmekte zorlanan adalılar olarak her gün salgın hastalıklarla ölümler yaşamaya başlayan, trafikte onlarca insanının kurban verildiği bir ülke haline geldik. Bizler artık, köylerle kentlerin kişiliklerini ve tanımlarını yitirdiği, yürüyecek kaldırımı ve yeşil parkları olmayan, içme suyu ile elektik enerjisi yetersiz, alakasız insanların doluştuğu kalabalıklar olarak yaşamak istemiyoruz. Bizim de, çocuklarımızın da sağlıklı kentlerde, sağlıklı bir ülkede yaşama isteği en doğal hakkımızdır” şeklinde taleplerini de sıralayan Yeşil Barış Hareketi’nin bu taleplerine katılmamak mümkün değil.


‘Yanlışlık’ ortadan kalkar mı!

foto-014.jpg

Geçitkale Havaalanı gündem oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri talip oldu ve KKTC Hükümeti de olumlu karşılamış bu talebi ve Geçitkale Havaalanı’nı Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri’nin kullanımına vermis. Ersin Tatar’ın açıklamasına göre İnsansız Hava Aracı ve Silahlı İnsansız Hava Araçlarının merkezi olacak Havaalanı “Doğu Akdeniz’deki tehditler sonlanana kadar” Kolordu’nun kullanımında kalacak. Bilindiği gibi Geçitkale Havaalanı İşadamı Asil Nadir’e kiralanmıştı. Şimdi bu durumda ne olacağı merak ediliyor. Şöyle bir düşünüldüğünde kısa bir süre önce Türkiye’de olan Asil Nadir’in bu konuyla ilgili bir pazarlık/işbirliği yapıp yapmadığı da merak konusu olabilir. Bu ziyaretten sonra Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik “Ersin Tatar’ı destekleyin, Özersay’a dokunmayın” mesajlarının verildiği de gündeme gelmişti. Bugünlerde de Geçitkale Havaalanı’nın bu şekilde gündeme gelmesinin ardından sözkonusu ziyarette başka anlaşmalar da yapılmış mıdır diye başka sorular da akla gelebilir. Tabii ki bu konuların dışında, bundan önce ‘yanlışlıkla topraklarımıza düşen füzeler’ artık yanlışı bırakıp da direkt mi düşer diye endişe etmeye başlayabiliriz.    


Başarı yerine sayı

Üniversite sayısı 22, toplam öğrenci sayısı 103.748, Kıbrıslı Türk öğrenci 12.243, Türkiye uyruklu 50.286, üçüncü ülkelerden 41.219 öğrenci olmuş. Kıbrıslı ve TC uyruklu sayısı düşmüş, üçüncü ülkeler artmış. Toplamda küçük bir artış var. Farkındaysanız yüksek öğretimde sadece öğrenci sayılarını konuşuyoruz, başarıları değil. Çünkü öyle bir şey yok.


1988’den bu yana…

Yeşil Barış Hareketi’ne 1988’den beri katkı koyanlar Çarşamba akşamı buluşuyor… Eskileri yadetmek, şimdiyi konuşmak, geleceği kurmaya sözvermek için… 10,20,30 yıl öncesinin sorunları, öcncelikleri, değişmeyenleri, belki o zamana göre şimdiki farkındalık… 31 yıldan bugüne… Önemli, hem de çok önemli yıllar.


Bir insanın görünüşte birtakım şeyleri özgürce seçtiğini sandığı şeyler, aslında yaşantısındaki deneyimleri tarafından zorunlu kılındığını anlamadan yaptığı seçimlerdir. Voltaire

  

Bu yazı toplam 2036 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar