Akıncı: “Diyalogun geliştirilmesi önemli”
Yaptığı tüm görüşmelerin tutanaklarının Meclis ve hükümete gittiğini belirten Akıncı, ilgili kişilerin bunları okuyarak, değerlendirdiğini söyledi.
Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı başkanlığında toplandı.
Saat 14.20’de başlayan toplantıda Cumhurbaşkanı Akıncı hükümeti, Kıbrıs konusundaki gelişmelerle ilgili bilgilendirdi.
Akıncı, 19 Şubat tarihinde, aynı şekilde Meclis ile buluşacağını, milletvekillerinin görüşlerini dinleyeceğini belirterek, Kıbrıs sorunundaki gelişmelerle ilgili bilgi vereceğini kaydetti.
Yaptığı tüm görüşmelerin tutanaklarının Meclis ve hükümete gittiğini belirten Akıncı, ilgili kişilerin bunları okuyarak, değerlendirdiğini söyledi.
Akıncı, yine de zaman zaman bu tür buluşmaların yapılması gerektiğine işaret etti.
Bakanlar Kurulu’nu bilgilendirme toplantısının ardından Akıncı, basına açıklama yaptı.
“10 milletvekili imza toplayarak, Cumhurbaşkanını Meclis’e çağıramaz”
Akıncı, ilgili yasa ve Anayasa’nın hükümlerine göre; Meclis’i toplantıya çağırma yetkisinin Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, hükümet başkanı ve 10 milletvekilinde olduğunu da aktardı.
“Bazıları, 10 milletvekili Cumhurbaşkanı’nı Meclis’e çağırabilir gibi değerlendirmelerde bulundu. Bunlar doğru değil, yanlıştır” diyen Akıncı, “Cumhurbaşkanı Meclis’i çağırabilir ama 10 milletvekili imza toplayarak, Cumhurbaşkanını Meclis’e çağıramaz. Meclis’i toplantıya çağırabilir” dedi.
“Enine boyuna Meclis’te tartışacağız”
Akıncı, yeri ve zamanı geldiğinde, bu ihtiyacı karşılıklı olarak duyarak, diyaloğun geliştirilmesinin önemli olduğunu ifade etti.
Son 1.5 yıldır, Meclis’i toplantıya çağırma zorunluluğu kılacak bir gelişme olmadığının bilgisini de veren Akıncı, “Pek hareketli bir dönem geçirmedik. Lute geldi, bu süreç bir yere doğru gider mi gitmez mi, ortak zemin arayışında ortaya çıkan sıkıntılar, sorunlar nelerdir? Kamuoyuna yansıyanlar, yansımayanlar… Bunları enine boyuna Meclis’te konuşup, tartışacağız” şeklinde konuştu.
Sorular…
“Her parti kendi görüşünü açıklasın, ben onlar adına konuşma yapamam”
Akıncı, basının sorularını da yanıtladı.
Akıncı’ya Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın ‘federal ortaklık için gerekli şartlar yok’ açıklaması soruldu.
Hükümette bulunan partilerin kendilerine özgü program ve düşünceleri olduğunu, bunun bir sır olmadığını ifade eden Akıncı, halktan aldığı bir yetki olduğunu, söz konusu çerçeveyi de herkesin bildiğini, bunu kullandığını belirtti.
Akıncı, BM Genel Sekreteri’nin Crans Montana sürecinin çökmesinin ardından yayımladığı raporda çizdiği çerçeveyi hatırlattı, bu çerçevenin de ‘iki kesimli, iki toplumlu federal çözüm’ olduğunu kaydetti.
Kıbrıs’ın güneyinin BM’ye söylediği şeyin önemli olduğuna değinen Akıncı, “Desantralize federasyon istediğini söylüyor ama altını doldurmuyor. Tüm bunları 26’sında konuşacağız” dedi.
Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarını kendi şahsı adına yaptığını, hükümette farklı düşüncede olan partiler bulunduğunu belirten Akıncı, “Her parti kendi görüşünü kendi açıklasın, ben onlar adına konuşma yapamam” dedi.
Akıncı, bu konuda farklı farklı düşünceler olması nedeniyle hükümet programına da bir şey yazılamadığını belirtti.
Halktan aldığı yetki ile bir süreci ileriye götürmeye çalışırken, bunun ne kadar zor olduğunun farkında olduğunu da kaydeden Akıncı, siyasi eşitliği içermeyecek davranışlara hiçbir zaman tolerans göstermeyeceklerini de dile getirdi.
Akıncı, “Tutarlı gitmek zorundayız. Rum tarafının yanlış tavırları karşısında ‘Ne yapalım, bu iş olmadı, başka yöne bakalım’ dediğimiz anda hemen BM parametrelerinin dışına çıkan taraf olmakla suçlanacağız” şeklinde konuştu.
Yapmaya çalıştığının ‘statükonun devamı’ değil, onun bertaraf edilmesi için en ciddi çabayı harcayan kişilerden biri olduğunu vurgulayan Akıncı, bu davranışını sürdürmekte de kararlı olacağını kaydetti.
‘Kıbrıs Türk tarafının çözüm isteme’ vurgusu…
Kıbrıs’ta en çok çözümü isteyen tarafının ‘Kıbrıs Türk’ tarafı olduğunu söyleyen Akıncı, statükonun en büyük mağdurunun Kıbrıslı Türkler olduğunu belirtti.
Akıncı, Kıbrıslı Rumların da statükodan gelecekte zarar göreceğini ifade etti.
“ Bu çözümü ne bizim kadar Rum tarafı istiyor ne de başkaları… Bu çok açık ve net…” diyen Akıncı, “Türkiye, çözüm için destek verdi mi? Evet. Türkiye özellikle Crans Montana’da çözüm ortaya çıkması için katkısı koydu. 2004’de Annan Planı döneminde desteğini verdi. Ama en büyük mağdurunun Kıbrıs Türk tarafı olduğunun gerçeğini değiştirmez” dedi.
foto TAK