Akıncı: “TC-KKTC ilişkileri, içişlerine karışmazlık temelinde gelişmeli”
Dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’nun köy kahvehanelerinde AKP propagandası yapmasını eleştirdi, 2020 KKTC Cumhurbaşkanlığı seçiminde de benzer durum yaşandığını hatırlattı.
Türkiye’de Mayıs ayındaki seçim için Kıbrıs kuzeyinde oy kullanacak 100 binden fazla seçmen olduğunu ifade eden Akıncı, “TC devletinin temsilcisi olması gereken büyükelçiler artık AKP’nin memuru gibi davranmaya başladı. Lefkoşa’da görevli büyükelçi de elbette boş duracak değil. Bir oyun bile önem taşıdığı bu seçimde o da görevini yapacak” değerlendirmesinde bulundu.
Akıncı, TC-KKTC ilişkilerinin demokratik zeminde, karşılıklı saygıya ve içişlerine karışmazlık temelinde gelişmesinin hayati önem taşıdığını vurgulayan Akıncı, “TC büyükelçileri ancak böylesi bir düzende, ne bir partinin memuru ne de vali gibi değil, devletin temsilcisi elçi gibi davranabilirler” dedi.
Akıncı’nın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyle: Türkiye Cumhuriyeti devleti AKP döneminde giderek parti ve lideri ile neredeyse özdeşleşti. Geçen zaman içinde kurumsal yapı yozlaşıp, tek adam rejimi kökleşirken, bunun yansımaları Kıbrıs’ta da fazlasıyla kendini gösterdi. TC devletinin temsilcisi olması gereken büyükelçiler artık AKP’nin memuru gibi davranmaya başladılar. Devletin temsilcisi olarak davranan Kaya Türkmen gibi elçilerin ise Lefkoşa’daki ömrü 8 aydan uzun olamadı. 2020 KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında TC büyükelçiliği tam bir seçim bürosu gibi çalıştırıldı. Kıbrıs Türk halkının iradesine yönelik yapılmadık müdahale kalmadı. Şimdi Türkiye’de seçim zamanı ve burada da oy kullanacak 100 binden fazla seçmen var. Lefkoşa’da görevli büyükelçi de elbette boş duracak değil. Bir oyun bile önem taşıdığı bu seçimde o da görevini yapacak. Türkiye Cumhuriyeti devletinin tek adam rejimi yerine, çağdaş demokratik bir hukuk devleti olarak kurumsal kimliğine kavuşması en başta kendi yurttaşlarının geleceği açısından önemlidir. Kıbrıslı Türkler bakımından ise Kıbrıs sorunun siyasal eşitlik temellinde çözümü ve TC-KKTC ilişkilerinin demokratik zeminde, karşılıklı saygıya ve içişlerine karışmazlık temelinde gelişmesi hayati öneme sahiptir. TC büyükelçileri ancak böylesi bir düzende, ne bir partinin memuru ne de vali gibi değil, devletin temsilcisi elçi gibi davranabilirler