1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Akıncı’ya ‘sağ’dan destek, ‘sol’dan müzakere çağrısı
Akıncı’ya ‘sağ’dan destek, ‘sol’dan müzakere çağrısı

Akıncı’ya ‘sağ’dan destek, ‘sol’dan müzakere çağrısı

Kıbrıs müzakerelerinde gelinen son aşamayı siyasiler ve sivil toplum örgütleri, YENİDÜZEN’e yorumladı

A+A-

Didem MENTEŞ

Kıbrıs müzakerelerinde gelinen son noktada, ortak beklenti, güneydeki Enosis anması kararının bertaraf edilerek görüşmelerin yeniden başlaması…

 Müzakerelerde yaşanan gelişmeleri ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın dünkü liderler görüşmesine katılmaması konusunda, siyasiler ve sivil toplum örgütleri, YENİDÜZEN’e değerlendirmelerde bulundu.

Güneydeki ENOSİS plebisitinin okullarda anma programlarına dahil edilmesi kararının müzakere masasına etkisini gösterdiğine işaret eden ilgili çevreler, bu kararın etkisiz hale getirilmesinin önemine vurgu yaptı.

“Süreç yeniden başlatılmalı”

Müzakerelerde gelinen son noktanın iç açıcı olmadığını dile getiren 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, iki liderliğin de karşılıklı adım atarak sürecin yeniden başlatılması gerektiğini ifade etti.

Cumhuriyetçi Türk Partisi ise müzakerelerin federasyon temelinde başarıyla sonuçlanması için liderlerin samimi çaba göstermesini talep etti.

Güneydeki ENOSİS plebisiti kararının müzakere masasına zarar vereceğinin bile bile kasıtlı olarak yapıldığını söyleyen Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit, bu kararın biran evvel bertaraf edilerek müzakere masasının yeniden tesis edilmesi gerektiğini vurguladı.

“Samimiyetsizlik var”

Halkın Partisi Genel Başkanı ve eski müzakereci Kudret Özersay, müzakerelerde gelinen noktanın kendileri için sürpriz olmadığını, gereksiz yere bir umut pompalaması yapıldığını söyleyerek, ortada bir samimiyetsizlik olduğunu savundu.

Müzakerelerin hiçbir noktasında anlaşma sağlanmadığını savunan Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar, ENOSİS ile ilgili alınan karardan dolayı Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın dünkü liderler görüşmesine katılmaması yönündeki tavrını doğru bulduğunu dile getirdi.

Demokrat Parti Lefkoşa Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu, çözüm sürecini gerçekten savunan birisinin ENOSİS ile ilgili kararı meclisten geçirtmemesi gerektiğini belirterek, Kıbrıs Rum tarafının çözüm konusunda ‘samimiyetsiz’ olduğunu ifade etti.

“Müzakereler devam etmeli”

“Müzakerelerde yaşanan tıkanma noktasını iki liderin hak etmediği bir tıkanma” olarak nitelendiren Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros, DİSİ partisinin ENOSİS ile ilgili alınan kararı etkisiz hale getirmek için başlattığı girişimin başarılı bir sonuç vermesiyle müzakerelerin yeniden ivme kazanacağına vurgu yaptı

Avrupa Birliği Derneği Başkanı Ali Erel, görüşmelerin güneyde alınan ENOSİS kararından da önce Cenevre’de tıkandığını belirterek, liderlerin bilerek ve isteyerek provokasyonlara geldiğini ancak Akıncı’nın bu provokasyonlara gelmeden ve tüm vatandaşları da infiale sürüklemeden müzakerelerdeki yoluna devam etmesi gerektiğini ifade etti.

 


2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat:
“Temennim müzakere sürecinin bütün başarı koşulları sağlanarak yeniden başlamasıdır”

Müzakerelerde gelinen son noktanın iç açıcı olmadığını dile getiren 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, iki liderliğin de karşılıklı adım atarak sürecin yeniden başlatılması gerektiğini ifade etti.

Talat, şöyle konuştu: “Müzakerelerde gelinen son durum iç açıcı değil. Sonuçta bu sürecin sonu 2017 yılı başında gelecek diye herkes bekliyordu. Ancak görünen o ki bir son geliyor ama mutlu son olmuyor. Bu tabi üzücü bir durum ama sonuç olarak geldiğimiz noktada bunu doğru rayına oturtmak oldukça zor olacak. Benim temennim müzakere sürecinin bütün başarı koşulları sağlanarak, yeniden başlamasıdır. Bu tabi tek taraflı olmaz. Bir tek Türk tarafından bir tek Rum tarafından beklemek adımı doğru değil, iki tarafın da adım atması lazım. Ve bu bir şekilde sürecin yeniden başlatılarak sonuna kadar götürülmesi gerekir. Benim arzum ve temellim budur. Mustafa Akıncı’nın dünkü liderler görüşmesine katılmaması konusunun ise ben bütün ayrıntılarını bilemem. Sonuçta müzakereleri yürüten Sayın Cumhurbaşkanıdır ve değerlendirmesi buysa bana göre ona saygı göstermek lazım. Dediğim gibi sürecin sıkıntılar aşılarak başlamasını isterim. En büyük temennim budur. Umarım ki bir noktaya taşınabilir. Dünkü görüşme olmasa bile ondan sonra görüşmeler tekrar başlatılır ve başarılı bir sonuca ulaştırılır. Bu konuda süre vermek de yanlış olur. Rum tarafında seçim kampanyaları başladı sayılır, birkaç ay içinde biterse biter ama bitmezse seçim sonrasına kalır. O da başka bir durumdur”  

 


TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit:
“Güneydeki karar bertaraf edilerek müzakere masası yeniden tesis edilmeli”

Güneydeki ENOSİS plebisiti kararının müzakere masasına zarar vereceğinin bile bile kasıtlı olarak yapıldığını söyleyen Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit, bu kararın biran evvel bertaraf edilerek müzakere masasının yeniden tesis edilmesi gerektiğini vurguladı. Özyiğit, şunları aktardı:  “Ne hikmetse sonuç alınacak dediğimiz, sonuç alınmasını beklediğimiz anda bir takım güçler devreye giriyor ve birilerini kullanarak, müzakere sürecini bertaraf etmek veya etmek için canla başla uğraşıyor. Özellikle sayın Akıncı’nın seçiminden buyana yoğun müzakereler yaşandı. Bazı konular ete kemiğe büründü, ucu açık olan başlıklar aza indirildi. Artık beklentimiz TDP olarak 5’li konferansın sürmesi ve tarafların karşılıklı al-ver ile sonuç alınmasıydı. Rum tarafından faşist kimliğiyle bilinen bir partinin peşine düşen birileri maalesef, müzakere masasını berhava etmek için ortaya 67 yıl önce yapılan ve Kıbrıslı Türklerin onaylamadığı tek yanlı bir karar olan ve kilise öncülüğünde alınan plebisiti anma günü olarak Meclisten geçirildi. Bunun sürece zarar vereceği biliniyordu ve bunlar kasıtlı olarak yapıldı. Tabi burada DİSİ’nin tavrını anlamadığımı, çekimser kalarak bu kararın alınmasına destek verdi. DİSİ son dönemlerde ikili temaslarımızın olduğu, bir takım ortak etkinliklere çözüm ve barış için çabaladığımız iki partiden bir tanesiydi. Bu nedenle üzüntü duyduk. Sonuçta etkisi görüldü ki yarın (bugün) ki liderler zirvesi yapılamıyor. Oysa biran önce ENOSİS plebisiti kararının bertaraf edilmesi gerekiyor. Sayın Anastasiadis’in bazı açıklamaları var, bunlar olumlu gelişmeler. Ama bu kararın uygulamaya konmayacağına, yok hükmünde olduğunu bir şekilde ortaya konulması gerekiyor. Bunun yapılması gerekir ki müzakereler de daha rahat ve huzurlu bir şekilde sürdürülebilsin. Sayın Akıncı’nın bu durumda yapacak başka bir şeyi yoktu çünkü Kıbrıs Türk toplumunun hassasiyeti oluştu. En uç noktalardaki kesimler dahi bu ENOSİS kararını kesinlikle protesto ediyor. Elbette liderimizin de bu hassasiyeti görmezden gelmesi mümkün değil. Bu hassasiyet konusunda bir tavır sergiliyor. Bu karar doğru bir karardır. Beklentimiz Rum liderliğinin biran önce bu kararın bertaraf edilmesi için ortaya bazı adımlar atması ve bu kararın bertaraf edilerek müzakere masasının yeniden tesis edilmesidir”


HP Başkanı Kudret Özersay:
“Kıbrıs Rum liderliğinin önceliği Kıbrıs meselesinin çözümü değildi…”

Halkın Partisi Genel Başkanı ve eski müzakereci Kudret Özersay, müzakerelerde gelinen noktanın kendileri için sürpriz olmadığını, gereksiz yere bir umut pompalaması yapıldığını söyleyerek, ortada bir samimiyetsizlik olduğunu savundu. Özersay, şunları ifade etti: “Müzakerelerde gelinen nokta bizim için sürpriz olmadı çünkü gereksiz yere bir umut pompalaması yapılıyor, bir halkta "bu iş bitti" algısı yaratılmaya çalışılıyordu. Enosis kararı sadece bir turnusol kağıdı oldu, yani Kıbrıs Rum liderinin önceliğinin bu sorunun çözümü olmadığını görmek istemeyenlerin de daha kolay görmesini sağlayan çok sayıda faktörden sadece birisi oldu. Müzakere sürecinde maalesef gereksiz bir beklenti yaratıldı, beklenti gerçekle örtüşmeyecek şekilde yükseltildi, sonrasında da bazıları için hayal kırıklığına dönüştü. Ortada bir samimiyetsizlik olduğunu düşünüyorum. Kıbrıs Rum liderliğinin önceliği Kıbrıs meselesinin çözümü değildi, güneydeki seçim süreci yaklaştıkça bu daha da bir ortaya çıktı. Sayın Anastasiadis tribünlere oynamaya ve çözüm karşıtı siyasi güçlerin desteğini almaya daha da bir yöneldi. Müzakere sürecinde örneğin harita alma ve benzeri adımları da ileride bir seçim yatırımı olarak kullanmayı planlıyordu. Biz bunu şimdi söylemiyoruz, Mont Pelerin zirvesi sırasında da bu uyarıları yapmıştık. Kıbrıs Rum liderliğinin ve toplumunun siyasi eşitliğimizi henüz içlerine sindiremedikleri saptamasını yapıyor sayın Akıncı. Hal böyleyse ki bu saptamaya biz de katılıyoruz, o halde birkaç toplantı ya da birkaç ay içinde bu toplumsal ve siyasal dönüşümün olmasını beklemek gerçekçi mi? Bize göre değil. Bizi asıl düşündürmesi gereken şey Rum tarafında başkan seçilebilmek için çözüme açıkça karşı olan kesimlerin anahtar bir rolde bulunuyor olmalarıdır. Geldiğimiz noktada müzakere sürecine olan güven temelden sarsılmış durumdadır. Yakın gelecekte bunun toparlanabileceği inancını taşımıyorum. Bu bağlamda sayın Akıncı’nın Kıbrıs Rum tarafının bazı somut adımlar atmalarını talep etmesi ve karşılık bulmaması durumunda da görüşmeye dair tereddütlerini dile getirmesi anlaşılır bir durumdur”


Cumhuriyetçi Türk Partisi:
“Çözüm için samimi çaba gösterin”

Cumhuriyetçi Türk Partisi ise yaptığı yazılı açıklamada, müzakerelerin federasyon temelinde başarıyla sonuçlanması için liderlerin çaba göstermesini talep etti. CTP’nin açıklaması şöyle; “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Temsilciler Meclisi’nin “enosis” ile ilgili kararının ardından yaşananlar müzakere sürecini kesintiye uğratmış, gelişmeler bir an önce kapsamlı çözüm beklentisi içinde olan tüm kesimlerde derin endişe yaratmış, umutları zayıflatmıştır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Temsilciler Meclisi’nin kararı içerik ve uygulama alanı açısından son derece yanlış ve kesinlikle kabul edilemezdir ve bunu sadece zamanlama açısından yapılan bir yanlış olarak değerlendirmek hatayı hatayla düzeltmeye çalışmak anlamına gelecektir. CTP, kararın alındığı ilk günden itibaren tepkisini ortaya koymuş ve Sayın Anastasiadis’e, bu yanlışın düzeltilmesi için, “eşitleme çabası”na girmeksizin, derhal üzerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getirme çağrısı yapmıştır. Başta Sayın Anastasiadis olmak üzere Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yetkilileri farklı zamanlarda kararın yanlışlığına ilişkin saptamalar yapmış olsalar da bu açıklamaların iki lider arasında olması gereken koordinasyon sağlanarak yapılmamış olması istenilen sonucun doğmasına engel olmuştur. Müzakere sürecinde bugüne kadar çok ciddi bir çaba ortaya konulmuş, birçok konuda önemli ilerlemeler sağlanmış, asla azımsanmaması gereken bir adım atılarak beşli konferans açılmıştır. Bu kadar çabanın ve emeğin heba edilmesi hem Kıbrıslı Türklere hem de Kıbrıslı Rumlara yönelik büyük bir haksızlık olarak tarihin sayfalarına geçecek bir davranış olacaktır. Bu aşamada tüm taraflara düşen görev, bu sorunun ancak diyalog yöntemiyle aşılabileceğini fark etmek, bir an önce sağlıklı bir iletişim mekanizması kurmak, zedelenen güven ortamını tamire hizmet edecek bir dil kullanmak ve hatta yaşanan bu krizi önemli bir eksiklik olan ve eksikliği çözüm karşıtı güçlerce kullanılan barış eğitimini ciddiyetle gündeme getirmek için bir fırsata çevirmektir. CTP, bu düşüncelerden hareketle, müzakere sürecinin sağlıklı bir zeminde yeniden başlatılması için üzerine düşeni yapmaya devam edeceğini açıklar ve Sayın Anastasiadis’e, Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı ile koordineli bir biçimde, GKRY Temsilciler Meclisi’nce alınan kararın yanlışlığını açıkça ortaya koyma ve hayata geçmemesi için gereken girişimleri başlatma tavrını netleştirme, iki lidere de bir an önce iletişime geçme, müzakere sürecinin devam etmesinin yollarını bulma ve müzakerelerin, iki toplumlu, iki kesimli, siyasi eşitliğe dayanan bir federasyon temelinde başarıyla sonuçlanması için samimi çabalarda bulunma çağrısında bulunur.”


UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar:
“Akıncı’nın tavrı doğru bir karardır”

Müzakerelerin hiçbir noktasında anlaşma sağlanmadığını savunan Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar, ENOSİS ile ilgili alınan karardan dolayı Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın dünkü liderler görüşmesine katılmaması yönündeki tavrını doğru bulduğunu dile getirdi. Tatar, şunları belirtti: “Bir kere Rum tarafının ENOSİS kararı kabul edilecek gibi değil. Sayın Akıncı’nın duruşu ya bu kararın iptal edilmesi ya da buna yakın bir durum gelişene dek tavrını ortaya koymuştur. Bu yönde bir netice alınamadığı için Sayın Akıncı’nın yarınki (bugünkü) toplantıya katılmadığını düşünüyorum, ben de bunu açıkçası doğru buldum. Rum tarafı bizi bu konuda ciddiye alması lazımdır. Çünkü bunun yanında gaz olayı da var, tek taraflı olarak araştırmalara ve kazmalara devam ediyorlar. Bu zenginliklerde bizim de payımız ve hakkımız olması lazım ama hiç dikkate almıyorlar. Dolayısıyla bir tavır konulması gerekir. Müzakerelerde de bir durum yok. Dünya kadar toplantılar yapıldı. Hangi noktada anlaşılamadı, biri bana söylesin? Toprak da? Mülkiyet de? Özgürlükler de mi? Avrupa Birliği prensiplerinde de bir anlaşma yok. Garantörlükler de bir anlaşma yok? Anastasiadis, Akıncı’ya “ENOSİS’e tepkin koyacağına a bize çağdışı garantörlüklerden nasıl kurtulacağız onu söylesin” der. Bizim halkın % 90’ı Türkiye’nin garantörü olmadan bir anlaşamaya ‘evet’ demeyecek. Bu ortaya çıktı, Akıncı da bunu söyler. CTP’liler de bunu söyler. Olaya baktığımız da hiçbir noktada anlaşma yok ama insanların yüreğini kaldırdılar. Akıncı’nın ve Nami’nin hatası buradaydı, 3 ay içinde referanduma gidilecek ve bu iş bitecek dediler. Bu halkta bir şey olacak diye inandı ama hiçbir şey yok”


DP Lefkoşa Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu:
“Kıbrıs Rum tarafı çözüm konusunda samimiyetsiz”

Demokrat Parti Lefkoşa Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu, çözüm sürecini gerçekten savunan birisinin ENOSİS ile ilgili kararı meclisten geçirtmemesi gerektiğini belirterek, Kıbrıs Rum tarafının çözüm konusunda ‘samimiyetsiz’ olduğunu ifade etti. Arabacıoğlu, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanın dünkü  liderler görüşmesine katılmaması konusundaki kararıyla ilgili yorum yapmam doğru değil, saygı duyarım. Çözüme yönelik hep umut pompalandı ve bu umut pompalama içerisinde de İsviçre’de üç tur da görüşme yapıldı. Müzakerelerle ilgili ve tutanakları inceleyen biri olarak bu üç turun sonunda bir şey elde etmediğimizi söyleyebiliriz. Bu olayda hep Rum tarafının mentalitesi önemliydi. Bilgilendirme toplantısında, ben, Cumhurbaşkanına çözüm konusunda Rum tarafına inancının ne olduğunu, samimiyetini sordum. Bu konuyla ilgili görüşünü aktardı. Bu süreçteki handikap güneyin mentalitesidir. Çözüm konusundaki gerek liderlerinin gerekse halkının samimiyetsizliğidir. Bu konuda bizimle zamana oynuyorlar. Görüşür gibi yapıp da görüşmeme. Çözüm sürecini gerçekten savunan birisi, ENOSİS ile ilgili kararını Meclisi’nden geçirtmez. Bu kararı geçirdikten sonra Sayın Anastasiadis ne isterse söylesin. Önemli olan mentalitenin ne olduğudur, söylemi değil. Ağızdan her türlü söylem çıkabilir ama arkasındaki gerçek düşüncedir önemli. Açıkça bu bağlamda görüşme yapsan ne olacak yapmasan ne olacak”


Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros:
“Güneydeki karar etkisiz hale getirilmesiyle süreç yeniden bir ivme kazanacaktır”

“Müzakerelerde yaşanan tıkanma noktasını iki liderin hak etmediği bir tıkanma” olarak nitelendiren Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros, DİSİ partisinin ENOSİS ile ilgili alınan kararı etkisiz hale getirmek için başlattığı girişimin başarılı bir sonuç vermesiyle müzakerelerin yeniden ivme kazanacağına vurgu yaptı. Toros, şunları belirtti: “ Birçok kritik, barış sürecinde yaşandığı gibi maalesef bu tür tıkanma noktalarına varmak mümkündür. Bu tıkanma aslında iki liderin hak etmediği bir tıkanmadır. Çünkü müzakere süreci başladığı günden beri bu yana her iki lider de kararlılıkla, yapıcı bir tutumla çok ciddi bir miktarda yakınlaşma kaydettiler. Tabir caize bir siyasi anlaşmaya varmaya 1 kilometre kaldığı anda bu talihsiz olay yaşandı. Bu talihsizlik olay Rum Temsilciler Meclisi’nde ENOSİS halk oylamasının tarihte kutlanacak bir olayı kararlaştırmasıdır. Tabi ki Kıbrıs Türk tarafından çok ciddi bir güvensizlik çok ciddi bir endişe yarattı ve müzakere sürecine dinamit etkisi yaptı. Sayın Cumhurbaşkanının bu kararın geri alınması veya etkisiz hale getirilmesine yönelik bir beklentisi vardı, bu beklentisi Rum liderine iletilmiştir. DİSİ partisi de bunu haklı bularak, bunu etkisiz hale getirmek için bir girişim başlatmıştır, bunu memnuniyetle öğreniyoruz. Umuyorum ki DİSİ’nin girişimi başarılı bir sonuç verecektir. Ve gelecek hafta iki liderin müzakereleri yeniden başlayacaktır ve daha önceden planlanan Mart ayındaki Kıbrıs müzakeresinin ikinci seansı yer alacaktır ve süreç yeniden bir ivme kazanacaktır”


AB Derneği Başkanı Ali Erel:
“Marifet bu provokasyonlara gelmeden hedefe doğru yürümek olmalıydı”

Avrupa Birliği Derneği Başkanı Ali Erel, görüşmelerin güneyde alınan ENOSİS kararından da önce Cenevre’de tıkandığını belirterek, liderlerin bilerek ve isteyerek provokasyonlara geldiğini ancak Akıncı’nın bu provokasyonlara gelmeden ve tüm vatandaşları da infiale sürüklemeden müzakerelerdeki yoluna devam etmesi gerektiğini ifade etti. Erel, şunları belirtti: “Geldiğimiz bu noktada durumu ve sorunu yöneten faşist bir parti ELAM’dır.  ELAM’ın ortaya attığı bir el bombasından müzakere masasının dağıldığı gibi görünüyor. Ama bence güneyde alınan bu karar, mazeret olarak kullanılıyor. Görüşmeler zaten Cenevre’de tıkanmıştı, orada bir kopma noktası vardı. Oradaki kopma noktası ise Türk politikasının garantilerde ve TC vatandaşlarına dört özgürlüğün sağlanması talebinde, bir pozisyonda durmasıydı. Sayın Akıncı’nın da bunu ısrarla, geçmişten başlayarak ‘Kıbrıslı Türkler korkar, Kıbrıslı Rumlar saldıracak‘ gibi bir alt yapıyı yapmış olmasından dolayı geldiğimiz nokta maalesef müzakerelerin durduğu noktadır. Bu noktadan Anastasiadis, Meclisinin aldığı kararı kaldırabilir mi? Kaldıramaz. Cumhurbaşkanlarının gücü Meclislerinin aldığı kararları kaldırmaya yetmez. Alınan bu karar yeni bir karar mı? Hayır. Güneyde bu zaten 1 Nisan’da kutlanıyordu. Bunun kutlanması bence yanlıştır. Ama bu yanlışı yapacak olan her zaman çözüm karşıtları veya demokrasi karşıtlarıyla da faşist gruplar olacaktır. Bu her zaman olacaktır, çözümden sonra da olacaktır. Marifet bu provokasyonlara gelmeden hedefe doğru yürümek olmalıydı ama bence bilerek ve istenerek bu provokasyonlara gelindi. Liderler de birbirlerini karşılıklı suçlama oyununa başladılar. Bu dediğim gibi müzakereler Cenevre’de sonuç vermeyeceği ortadaydı. Sadece bunu kamufle edip, suçu karşı tarafa atma denemesinden başka bir şey değil. Cumhurbaşkanı Akıncı bu provokasyonlara gelmeden, mercek altına almadan, tüm vatandaşları da infiale sürüklemeden yoluna devam etmeliydi. Bugün de yapılması gereken müzakerelerin dün ve daha sonra da devam etmesi gerekir. Devam etse ne olacak? Sadece şekilsel devam etme hiçbir şeyi değiştirmez” 

Bu haber toplam 2499 defa okunmuştur