Akıncı’yı Çarmıha Germe Zamanı…
Kıbrıs sorunu görüşme süreci çok ilginç bir batağa saplanmış durumda… Liderlerin son New York ziyaretleri BMGS’ye görüşmeleri hemen başlatmak için cesaret vermediği bir yana, Anastasiadis’in ‘yaratıcı fikirleri’ akılları karıştırmış; RR. Denktaş’ı mezarından çıkarmış durumda: Gevşek federasyon veya konfederasyon modeli ile Kıbrıs sorununu çözmek…
Anastasiadis bu gündemi boşuna yaratmadı. Stratejisini okuyabilmek gerek… Açıktan cephe alamıyor ama Guterres Belgesi’nden kurtulmaya ihtiyacı var, çok sevmiş olsaydı Crans-Montana Konferansı’nı çökertmezdi. BM’nin Kıbrıs operasyonu UNFICYP’in devamını sağlaması gerek… Hidrokarbonları ihale ettiği firmalara sıkıntısız çalışma ortamı yaratması, dolayısıyla Türkiye’yi bir şekilde angaje etmesi gerek… Federal çözüme de hazır değil, yani sürece elastikiyet kazandırması gerek… En kolayı da Türkiye’ye yanaşmak ve “Halkım federal çözüme henüz hazır değil, ben şu anda buna imza atamam, siz de zaten BM parametreleri çöktü diyorsunuz, Guterres Belgesi’ne de sıcak değilsiniz; en iyisi siz konfederal çözümü masaya getirin ve ben de ona karşılık gevşek federasyon diyeyim ve sürece ‘yaratıcı fikirler’ adı altında yeni bir yön verelim” diyerek stratejinin ilk taktiğini uygulamak.
Türkiye’nin buna hevesle katılacağını bilmek üstün zeka gerekmiyor; ya istediği olacak, ya da statüko sürecek; aynen Anastasiadis gibi… Doğal olarak, Akıncı’ya ‘niyet yoklaması’ diyerek danışan Çavuşoğlu Anastasiadis ile görüştü… Senaryo kurgulandı, roller paylaşıldı, sahneye çıkıldı… Gündem: Türkiye için Konfederal çözüm, Kıbrıs Rum tarafı için de gevşek federasyon… Peki, Kıbrıs Türk tarafı için?! Soran yok… İşte burası Anastasiadis’in strateji planının en can alıcı noktası; yıllardan beri ısrar ettikleri doğrudan Türkiye ile görüşüp Kıbrıs sorununu çözme arzusu yerine geliyor, görüşü sorulmayan Türk tarafının görüşmecisi Akıncı saf dışı bırakılıyor…
Türkiye bunu yapabilir; Kıbrıslı Türklerin seçilmiş liderini sürece katmayarak, kendi vizyonu doğrultusunda kendi adımlarını atabilir… Ancak, Türkiye’nin bu girişimlerine KKTC Hükümeti’nin Dış İşleri Bakanı da katılır ve destek verirse, burasını tüm Kıbrıslı Türkler ve özellikle hükümetin koalisyon ortağı partilerin organları on defa düşünüp kırk defa sorgulamalıdır. Bir buçuk yıl sonra KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak diye bugünleri Akıncı’yı çarmıha germe zamanı olarak görenler, aslında Kıbrıslı Türkleri çarmıha gerdiğini bilmelidir. Bu satırların yazarı olarak, ne Akıncı’nın avukatlığına soyundum, ne de Akıncı’nın benim avukatlığıma ihtiyacı var. Ancak, Kıbrıs’ta federal çözümün ulaşılabilir ve sürdürülebilir bir çözüm olduğuna ve Kıbrıslı Türklerin adada varlığının bu çözümle mümkün olduğuna inanarak uzun yıllardan beri elinden gelen çabayı ortaya koymayı sürdüren biri olarak, Anastasiadis’in yazdığı ve Türkiye’yi de can damarından yakaladığı senaryo ile Kıbrıslı Türklerin çözüm sürecinin avare dişlisi olmasına muhalefet etmek de bir ödevdir.
Biri de çıkmış, “Boşluk yaratırsan böyle olur” diyor ve Anastasiadis – Türkiye ikilisinin Kıbrıslı Türkleri saf dışı bırakan girişimini meşru görüyor, gösteriyor. “Hata Akıncı’da, boşluk bıraktı ama gelecek seçimlerde beni seçin boşluk bırakmam“ demeye getiriyor. Halkın zeka düzeyi ile dalga geçmektir bu… Gelecek seçimler on sekiz ay sonra, arada Kıbrıslı Türkler kaynayıp gidecek; bunu dahi göremiyor. Ve onun için de şimdi Akıncı’yı çarmıha germe zamanı…
Akıncı’ya sahip çıkmak değil konu; konu Kıbrıslı Türklerin kendi kendine sahip çıkmasıdır. Görüşme süreci yeniden başlarken, ne üzerinden süreceği ve nasıl gelişeceği senaryosu Anastasiadis – Çavuşoğlu ikilisi tarafından yazılmışsa, bu görüşmenin masasına Akıncı oturmayı reddederse, gerçek bir Kıbrıslı Türk’tür… Bu masaya oturmaya hevesli olanların sıfatını Kıbrıslı Türklerin tarihi yazacak. İsa’yı iki bin yıl önce çarmıha gerdiler ama adam hala daha peygamber… Bu satırları okuyanlar bilgilerini yoklasın, yetmiş yıl öncenin Tayfur Sökmen’i kimdi?
Kıbrıs sorununun içine girdiği bu safhanın oyun kurgulayıcısı Anastasiadis’tir, girişim ondan başladı… Türkiye oyunu beğendi, katılımcı oldu; Akıncı bu oyunda rol almak istemeyecek diye rolü benimseyecek başka hevesliler buldu, kimi hevesliler de “ben de varım, ben de varım” dercesine mesajlar veriyor. Kuyusu kazılan Kıbrıslı Türklerdir. Onların büyük çoğunluğunun vizyonunu temsil eden seçilmiş lider, hoyrat bir tavrın sahipleri ve hevesli işbirlikçileri ve işbirlikçi adayları ile devre dışı bırakılmaya çalışılıyor. Akıncı’yı çarmıha gerip Kıbrıslı Türkleri eritmeye çalışılıyor.
Bu satırların yazarı olarak, bu satırları yazacağımı rüyamda görsem hayra yormazdım ama bu satırlar Akıncı’ya dair gailelerin değil, Kıbrıslı Türklere dair dertlerin tezahürüdür. Kıbrıslı Türklerin devre dışı bırakıldığı bir görüşme sürecinin referanduma sunacağı anlaşma metnine daha şimdiden “Hayır”.