18 yaşından beri oy kullanıyoruz.

Bir ara, arşivlere de bakarak ‘hesaplamak’ içimden geçmedi değil.
Kaç genel seçim, kaç yerel, Cumhurbaşkanlığı...

***

Oy verme işlemim, on beş bilemedin yirmi saniye sürmezdi genelde…
Çünkü “mühür” basar, çıkardım.
Yani  kalemle, “tik”le olmazdı işim.
Ne iç tercih, ne dış…
Böyle öğrettiler, mühür sadece…

***

Son Lefkoşa seçiminde, ilk kez kalemi elime aldım…
“Eğer belediye meclisine girerlerse, daha geniş bir demokrasi, daha iyi bir iç denetim olur” dedim kendi kendime, “Herkes gözünü daha bir dört açar”…
Ve mührümü bastıktan sonra...
Üç gence; Merter’e, Görkem’e ve Faika’ya birer “tik” koydum…
Bir de, belediyenin bu mali krizinde, tecrübesine ve birikimine son derece saygı duyduğum, “Bu Meclis’te olmalı” dediğim, iktisatçı Bülent Berkay’a…
Heyhat dördü de kaybetti…
Yani, ilk kez mühür kırdım, işe de yaramadı…

***

Söz belediye meclisinden açılmışken…
Meclis üyelerine dair sonuçlar, ülkedeki “siyasi tablo”nun en gerçekçi “kamuoyu araştırması”nı ortaya çıkardı.
• CTP: % 35.5 n UBP: % 27
• DP: % 20  n TDP: % 13
Oy sayılarına bakınca tablo biraz daha farklı tabii...
• CTP, “akmazsa damlar” bir artış sağladı, aslında oylarını korudu... Yani onca kirliliğe karşı, oyunu patlatamadı.
• UBP son sürat inişe geçti… ‘Az bile’ hissini yaşattı.
• UBP – DP oyları “akıllanmadık” dedirtti toplamda...
• TDP yol aldı ama umut olamadı.
Ve sandığa gitmeyen seçmen... –ki şüpheliyim hâlâ, ne kadarı gerçekten Lefkoşa’da yaşıyor, ne kadarı Lefkoşa’ya kayıtlı ama yaşamıyor, uyduruk yurttaş-
Bu kitle ya ‘usandı’ artık...
Ya da tümden yitirdi umudunu: “Nasılsa yönetim başkalarında...”

***

Biliyor musunuz, seçimin en kârlısı medya oldu… (Kimi etik yorumlarda, kaybedeni olsa da…)
Kıbrıs Türk medyası, bu ‘propaganda’ döneminde, iyi reklam geliri elde etti.
Umarım bu kaynak, medyanın kurumsallaşması ve insan kaynağına yatırım anlamında değerlendirilir…
Başka mecraları bilemem de, YENİDÜZEN adına bir açıklama yapmak okura borcumuz açıkça…
Seçim döneminde, siyasi reklamlardan gelirimiz 22.000 TL oldu…
Ne diyelim...
Akmasa da damladı, sonuçta!..