Aktivizm ve Hamster
Evet tanıyorum seni, sen aktivistsin, biliyorum, dedi. Ne yapıyorsun sahi? Ne yapar ki bir aktivist?
Kendimi tanımlamak için kullandığım terimlerden en sevdiğimi aktivist. gülümsetti beni bu yorum.
Değişim için çaba sarf ediyorum diyelim dedim. İlerlemek için, hak için, eşitlik için, adilce paylaşmak, insanca yaşamak için, doğayı korumak için, barış için…
‘Kıbrıs’ta? Kolay gelsin dostum’ derken gözlerindeki anlamı takip etmekte zorlanıyorum, şaşkınlıktan, umutsuzluğa, oradan acımaya geçiyor, hızla. Kafasından ‘yazık bu da pek bir naif, hatta hafif kaçık’ diye geçirdiğini tahmin ediyorum. Onun nezaketi, benim heyecanım, bunların söze dökülmesini engelliyor, biliyorum.
Haklısın diyorum, değişim yaratmak havanda su dövmeğe benzer. Ne kadar hızlı koşarsan tekerleğin içinde, o kadar çok döndürürsün çemberini. Çember döner, sen olduğun yerde paralanır durursun, kafese tıkılmış bir hamster misali. Hele diyorum o kafesin dışını tanımışsan bir kez, çemberin dışına uyanmışsan tek bir sabah bile, daha bir hızlı koşasın gelir, hiç hazmedemezsin ki gördüğünü, duyduğunu. Bu kadar saçmalığa anlam yüklemeye çalışmalar nafiledir.
Durmadan denersin, durmadan yenilirsin. Yine ayağa kalkar, yine denersin. Düşmeler, kalkmalar üzerine söylenmiş bir dolu özdeyişe tutunup yine kalkarsın, daha güzel bir yenilmenin ardına.
Çelik gibi sağlam sinirler, daha da sağlam bir inanca ihtiyacın vardır. Yalnızlıktan korkmamalı, arkanı dönüp baktığında bulacağın kişilerin bir elin parmaklarını geçmeyeceğini kabullenmelisin bir kere.
Beraber yürüdüğünü sandığın kişiler açar, sırtındaki en derin yaraları. Ama şunu da öğrenirsin, toz toprak oturunca, hayatta yapabileceğin en anlamlı şey başka bir insanın hayatında bir değişim yaratmaktır.
Öyle çok büyük beklentilerin olmayacak, yine de denize teker teker atıp güneşte kavrulmaktan kurtardığın her bir deniz yıldızı ile ayrı gurur duyacaksın. Yaşama sevincin bu olacak, devrim falan bekleme yani.
Ve inanacaksın, bazen tek bir kıvılcım yeter, kocaman bir ateşi tutuşturmaya. Rosa Parks’tan, Martin Luther King’e geçen özgürlük meşalesini Malala Yousafzai daha da ileriye taşıyacak, adın gibi bileceksin.
Hayal mı diyorsun? Olabilir. Ama her şey önce hayal ederek başlamaz mı?
En az Martin Luther King kadar hayalperest olmalı bir aktivist zaten, Rosa kadar inatçı, Malala kadar cesur.
Yıllarını verse de yürekleri kir pas tutmuş egemenlere, öfkeden arındırmalı kalbini bir özgürlük savaşçısı, Mandela gibi. Dünyada görmek istediği değişim olmalı, direnmekten hiç vazgeçmemeli, Gandhi gibi.
Görüyorsun diyorum, umut her zaman var, her yerde.