Al sana bir büyük başarı daha!
Bugün sayfayı, Ersin Tatar’ın dediği gibi “KKTC’nin başarı öykülerine” ayırdım... Ve bu yazıda, ülkemiz tarihinin belki de en büyük başarı öyküsünden söz etmek istiyorum!
-*-*-
Nedir en büyük başarı öykümüz?
Hemen cevap vereyim; “Hapishanenin dolup taşıyor olması!”
-*-*-
Ülkelerin, devletlerin en büyük başarısı, suç oranlarının, mahkum ve tutuklu sayılarının az olmasıdır...
KKTC’de şu anda 750 kişi için yapılan yeni cezaevi ful kapasitede!
Peki 850’den fazla mahkum ve tutuklu var!
100’den fazla tutuklu, mahkum ve mülteci, eski hapishanede tutuluyor!
Bu arada eski hapishanenin de “peşkeşi” gündemde!
Tıpkı Kervansaray Plajı gibi!
-*-*-
Ne acıdır ki, ülke battıkça, leş yiyici akbabalar ve çakallar çoğalıyor!
-*-*-
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), Kamu Görevlileri Sendikası (KAMUSEN), Kamu İşçileri Sendikası (KAMU-İŞ) merkezi cezaevindeki sorunlara dikkat çekmek amacıyla dün tam gün grev uyguladı.
Sendika başkanları, dün sabah saat 09.30’da yeni cezaevi önünde basın açıklaması yaptı…
Sorunları dile getirdi…
-*-*-
Sorunlar, hangi açıdan bakarsanız bakın, tam bir “başarısızlık öyküsü”nü işaret ediyor…
Cezaevi tam kapasite dolu… Cezaevinde bulunması gerekli 25 teknik-mekanik personel yerine 4 kişi görev yapıyor…
-*-*-
Peki neden?
Birincisi, devletin parası yok, istihdam yapılamıyor; ikincisi anladığımız kadarıyla, Türkiye, bizimkilere, “böyle idare edin” diyor!
-*-*-
KTAMS Başkanı Güven Bengihan hapishanenin esas görevi olan mahkûmları topluma kazandırma ve ıslah etme görevini yerine getiremediğini kaydetti.
-*-*-
Bengihan’ın anlattıklarından çıkan sonuçların bazıları şöyle:
725 kişilik yeni cezaevinde 100 mahkûmun açık cezaevi olarak planlanan yerde, 625’inin kapalı alanda tutulması planlanmıştı!
Bu plana uyulamadı!
Eski hapishane de kullanımda!
Eski cezaevi binasında 130 kişilik mülteci tutuklu ve mahkûm bulunduğunu açıkladı.
Mahkûmları ıslah edip topluma kazandıracak personelin henüz istihdam edilemediğini ifade eden Bengihan, bir yıl önce değiştirilmiş şekliyle yürürlüğe giren yeni Cezaevi Yasası’nda kadrosu bulunan eğitmen, öğretmen, alanında uzman öğretici usta, sanatkâr ve teknisyenlerin yeni cezaevinde eksik olduğuna değindi.
-*-*-
4 olması gereken sıhhi tesisatçı sayısı 1…
6 olması gereken elektrik-elektronik teknisyeni sayısının 0…
Bilgisayar teknikeri yok!
Aile ve sosyal hizmet uzmanı yok!
Uzman psikolog sayısının 1…
Psikoloğun kadrosu hapishanede ama hastanede görev yapıyor…
-*-*-
Cezaevinde doktorluğu, hemşireliği hatta mutfakçılığı dahi gardiyanlar yapmaya çalışıyor… Hapishanede hukukçu kadrosu var ama hukukçu da yok!
-*-*-
Kadrolu diş hekimi ve doktor var ama Bengihan’a göre, haftanın belirli günleri sadece “canı istediği zaman” geliyorlar!
-*-*-
Su kesik…
Eski hapishane binasında elektrik altyapısında sorunlar var…
Ve ayrıca eski cezaevi binasının peşkeş çekileceği söylentileri de ayyuka çıkmış durumda…
-*-*-
Gelelim esas meseleye!
Üçüncü dünya ülkelerinden gelip ülkede suça karışan “öğrenci” adı altındaki şahıslar, cezaevinin yetersizlikleri nedeniyle ıslah edilemiyor…
Ve Bengihan diyor ki, “… bu kişiler fahiş uçak bileti fiyatlarıyla sınır dışı ediliyor…”
-*-*-
KKTC neydi?
Ersin Tatar’a göre KKTC bir başarı öyküsüydü!
Al sana en büyük başarı!
Elektrik işleri!
El – Sen, Kıb – Tek’in bir özel şirket ile yaptığı anlaşmayı Yüksek İdare Mahkemesi’ne (YİM) taşıyor...
Neden?
Mızırlık ve hainlik olsun diye değil tabii ki!
-*-*-
Sözleşmede ne enterkonnekte sistemden söz ediliyor ne de yeşil enerjiden!
Bir çeşit, “yine kandırıldık” olayı var işin içinde!
El –Sen, bu yüzden sözleşmeyi YİM’e taşıyacak!
-*-*-
Lefkoşa’ya 500 yataklı hastane, Girne Hastanesi, Güzelyurt Hastanesi gibi bu enterkonnekte meselesi de “ne zaman biteceği bilinmeyen uydurmalar”a dahil olmuş gibi duruyor!
-*-*-
Bu arada, Ercan Havaalanı’nın Yapım Sözleşmesi’ne göre, “Enerji Nakil Hattı ve Trafosu ile yüksek gerilim hattını yapımı; KIB – TEK’in değil T&T şirketinin sorumluluğundadır...
Enerji nakil hattının ve trafosunun, yüksek gerilim hattının bedelini ödeme sorumluluğu da ilgili şirkete aittir...
Ortalık başarı öyküsü gaynıyor!
Sadece dünkü gazetelerden bazı başarı öyküleri!
KKTC bir başarı öyküsüdür ya!
O başarı öyküsünün başarılarıdır söz ettiğim!
-*-*-
Mesela bir tanesi; KKTC devletinin yaşlılarını koruyacak, onlara bakacak, onları yaşatacak bir sistemi, uygulaması yoktur...
-*-*-
İkincisi; her gün en az 10 kişinin Dev – İş’e başvurup, Güney’de iş araması...
KKTC müthiş bir başarı öyküsü değil mi?
15 bin 750 TL’lik asgari ücret neyimize yetmez ki!
-*-*-
Ve hem halkını, hem Atatürk’ü, hem laikliği satan bir hükümet!
Türkiye’de var olan ve Kıbrıs Türk toplumunun inanç kültürünü çekemeyen yobaz yapı...
Bu yobaz yapıya ses çıkaramayan Eğitim Bakanı!
Gık bile diyemeyen bakanlar!
Başarı öyküsü değil mi?
-*-*-
Ve hepsinden acısı, şampiyon meleklerin ailelerine verilen sözlerin de tutulmaması...
Ne anıt mezar yaptılar; ne okul; ne de spor salonu!
Söz verirken endamları yerindeydi; bu olayda bile yalan söylediler!
Gerçek bir başarı öyküsü değil mi?
-*-*-
Babutsalar tükenmiş!
DAÜ batmış!
Çöplüklerimiz zehir saçıyor!
Elektrik kesintileri bitmiyor, bitmeyecek!
Suyu da eksildik gibi!
İzinsiz Kuran kursları, “öğretmenlik” ya da “hocalık” yapmaması gerekenlerle devam!
Kısacası, Kıbrıslı da der ki; “Ortalık başarı öyküsü gaynıyor!”
Yaşasın KKTC, sonsuza dek!
İrlandalı ünlü şarkıcı ve aktivist Sinead O’Connor, geçtiğimiz Çarşamba günü yaşamını yitirdi... İngiliz gazeteleri acı haberi ön sayfalarından duyurdu... 2018’de Müslüman olan ünlü şarkıcı, geçen yıl 17 yaşındaki oğlunu kaybetmişti... O’Connor’un ölüm sebebi açıklanmadı... Ancak bir çok kişi, 56 yaşındaki kadın sanatçının, oğlunun ölümüne dayanamadığını yazdı... Allah rahmet eylesin, huzur içinde uyusun...