1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Aldanmayınız!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Aldanmayınız!

A+A-

Elektrikte yaşanan gerilimin sebebi “kabloyla elektrik” projesi değildir.
Böyle bir proje henüz ortada yok!
Çünkü öyle anlatıyorlar.
İnsanları böyle aldatıyorlar.

- “Türkiye’den kabloyla elektrik getirmek istiyoruz.”
- “İstemiyorlar.”
Gündem bu değil, yalan.

Onca krizin, karanlığın, gerilimin sebebi Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nu dönüştürmek, yapılandırmak ya da özerk bir anlayışla yeniden organize etmek için de değildir.
Böyle bir proje de yok!

Hükümetin Meclis’e sunduğu yasa tasarında ne Türkiye’den kablo ile elektrik ya da “enterkonnekte” diye bir ifade geçiyor, ne de Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nu yapılandırmak…

Tüm bu kaosun sebebi AKSA adlı özel şirkete ihalesiz on beş seneliğine sözleşme sunmak, imtiyaz sağlamak, ortaklık vermektir.
Ankara’nın Üstel’i bunu istiyor!

Kendi paramızla yabancı bir şirketi mal sahibi yapacağız.
Kamusal olanı özele devredeceğiz.
İstenen bu!

***

Bu hükümet "azınlık" olarak kurdurulmuştu, anımsayınız.
2021'den beri Ankara operasyonlu UBP-DP-YDP Hükümeti ülkeyi yönet/em/iyor ve bu süreçte iki "Başbakan" devrildi, birkaç bakan…
İşte o operasyonların sebebi, bu operasyonlardı (!)

Hepi topu üç senede Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’na atadıkları Yönetim Kurulu Başkanlarını anımsayalım mı?

Turan Büyükyılmaz
Meftun Orkun

Prof. Dr. Hasan Amca
Hasan Akyiğit
Hüseyin Paşa


İşte o çok övdükleri vizyonları budur!
“Bize inanınız ve güveniniz” diyenler 3 senede 5 başkan değiştirdiler.
Tek başına bu tablo dahi niyetlerini, becerilerini, yaklaşımlarını ortaya koymaya yeter sanırım...

***

Toplumda ciddi bir güvensizlik, tepki, öfke var.
“Paramı öderim, elektriğimi isterim” diyor insanlar…
Ödediği paranın satın aldığı elektriğin maliyetini karşılamadığını bilmiyor üstelik…

Ne hükümet duymak istiyorlar, ne muhalefet!
Ne sendika görmek istiyorlar, ne şirket!
Elektriğin kesintisiz, hesaplı ve güvenli olmasını istiyorlar sadece…

Herkesin birbirini suçladığı, kendine yontuğu, bireyci hesaplar yaptığı yerde azalıyoruz.
AKSA, 12 Temmuz 2000’de Eroğlu başbakanlığındaki UBP-TKP koalisyonu ile başlayan 23 senelik öyküsünde, neredeyse tüm partilerin ve tanınmış siyasi figürlerin önünden geldi, geçti.
Öyle de hakikat değişmedi: Yozlaşma, yabancılaşma ve çürüme büyüdü.

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun bu yapısı “sürdürülebilir” değildir, doğru…
Elektrikte yeni bir vizyona, altyapıya, yatırıma, yapılanmaya ihtiyaç vardır, doğru…
Yenilebilir, temiz, yeşil enerji ve Avrupa Birliği vizyonuyla yeni adımlar şarttır, doğru…
Enerji politikası uzmanlar eliyle, özerk, profesyonel, çağdaş, verimli yürütülmelidir, doğru…

Hükümetin ya da Meclis’in gündeminde bu doğrulara dair tek bir proje yoktur.
 

***

Yeniden altını çiziyorum: Bu kaosun sebebi Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nu yapılandırmak ya da ülkeye kabloyla elektrik getirmek değildir.
Satıştır!
Kendi ülkesine yatırım yerine toplumsal kaynakları bir şirkete teslim etmek girişimidir!

Evimizi satıyorlar parsel parsel…
Yerimizi, yurdumuzu, yarınımızı…
Kavga budur!

aksa.jpg


Yine yeridir: 'Sarı Öküz' hikayesi

Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış.
Aslan sürüsünün gözü bu öküzlerdeymiş.
Öküzler, her aslan saldırısında yan yana gelerek ve kenetlenerek kendilerini korurmuş.

Bir çare düşünmüş aslanlar, çünkü arsızmış, açmış.
Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.

Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
"Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama bunu isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz’'de. Onun rengi sizden farklı ve gözümüzü kamaştırıyor, saldırganlaşıyoruz. Verin onu bize, kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."

Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz''ü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz buna karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.

Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk'’u istemişler:
“Gördünüz mü ne kadar barışseveriz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça azıyoruz… Verin onu bize, konu kapansın…”

Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk’u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Derdini anlatamamış.
Böylece sürmüş talepler… Her seferinde farklı bahaneyle bir öküz istenmiş… Sonunda öküzler azalmış, zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Öküzlerin yan yana gelmesi de artık işe yaramamış.

Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride... İçlerinden biri liderlerine sormuş: "Ne oldu bize, biz bu kavgayı nerede kaybettik?”

Boz Öküz, Benekli Öküz’ün sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli konuşmuş.
"Biz" demiş, "O Sarı Öküzü vermeyecektik… Bu kavgayı o gün kaybettik”


Türkiye’deki seçim için Kıbrıs Cumhuriyeti’nden de gözlemci

Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak seçimleri sadece Kıbrıs değil Avrupa da merakla bekliyor.
Hatta dünya!
Demokrasi ve insan haklarının Türkiye’ye dönüşü herkese nefes aldıracak.
İşte bu nedenle seçimi Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) de gözlemleyecek.
450 yetkilinin seçimleri Türkiye’nin değişik illerinde takip etmesi öngörülüyor.


AGİT’e bağlı Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi, Türkiye seçim gözlem sürecini 29 Mart’ta başlatmış.
Hem de Türkiye’nin daveti üzerine!

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) de Türkiye seçimlerini izlemek için Alman sosyal demokrat milletvekili Frank Schwabe başkanlığında bir heyet oluşturmuş.

CNN’e göre bu heyette İngiliz, Fransız, Litvanya ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nden vekiller de var.

Kıbrıs Cumhuriyeti var.
“KKTC” yok galiba!

Herhalde olup bitenden Tahsin abinin haberi yok…
Mesele ciddi galiba!

tc-secim-foto.jpg

Bu yazı toplam 3165 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar