1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Alevkayası’ndaki Ermeni Manastırı’nın son durumu
Alevkayası’ndaki Ermeni Manastırı’nın son durumu

Alevkayası’ndaki Ermeni Manastırı’nın son durumu

Yıllardır, kaynak ayrılmayan, ilgi gösterilmeyen Manastır’ın bugünkü hali içler acısı…

A+A-

Fayka Arseven KİŞİ

Alevkayası’ndaki Sourp Magar Ermeni Manastırı, ‘turizme’ kazandırılması gerekirken, yok olup gidiyor. Yıllardır, kaynak ayrılmayan, ilgi gösterilmeyen Manastır’ın bugünkü hali içler acısı…

Hiçbir koruma önlemi alınmayan ve değer gösterilmeyen Manastır’ın hem içi hem de dışı yıkıldı, bazı bölümleri ise yıkılmamak için direniyor.

Yıllar önce odalarının kiralandığı Manastır’da o günlerden kalan izlere ve pisliğe de rastlamak mümkün…

Yıllar önce turistik tesis olmuştu…

Manastır, 1997 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile turistlik tesis yapması için Derviş Sönmezlere 49 yıllığına kiralandı ancak sözleşmenin 2005 yılında feshine karar verildi.

Manastır, 2005 yılından itibaren atıl vaziyette kaldı, gerekli merciler, buranın turizme kazandırılması için herhangi bir çalışma yapmadı.

Nice tarihi değerler gibi, Manastır’da kaderiyle baş başa kaldı.

Alevkayası Sourp Magar Ermeni Manastırı

Alevkayası’ndaki Plataniotissa Ormanında bulunan ve Sourp Magar (Magaravank – kutsanmış aziz Makarios) adıyla bilinen manastır Aleksandria’da (İskenderiye)  münzevi bir hayat yaşayan kutsanmış aziz Makarios’a (Macarius - M.S 306 – 395) adanmıştır. Rivayete göre bu aziz belli bir süre civardaki mağaralarda da inzivaya çekildiğinden, isim günü olan Mayıs ayının ilk Pazar günü manastırda anısına kutlamalar yapılmaktadır. Yaklaşık olarak IX’uncu yüzyılda Kıbrıs’ta sayıları az olan Mısırlı Hıristiyanlar (Kıpti-Koptik) tarafından inşa edilmiş, 1425 yılında ise Ermeni kilisesinin eline geçmiştir. Çok uzun yıllar dünyada, özellikle de Suriye, Lübnan, Ermenistan ve Kıbrıs’ta yaşayan Ermenilerin dini bir merkezi ve önemli bir ziyaret yeriydi. Osmanlı döneminde (1571 – 1878) kapı ile pencerelerinin renginden dolayı ‘Mavi Manastır’ adıyla bilinmekteydi. 1642 yılında tapusu Osmanlı İdaresi tarafından Ermeni kilisesine vermiş ve bu tapu 1660 ile 1701 yıllarında yenilenirken vergiden de muaf tutulmuştur. Bu nedenle 1650-1750 yılları arasında altın çağını yaşadığı kabul edilmektedir. Deniz seviyesinden yaklaşık 530 metre yükseklikte bulunan manastırın denize kadar uzanan yaklaşık 8500-9000 dönüm arazisi bulunurken, buna 1 kilometre uzunluğundaki sahil şeridi de dahildi. 1974 öncesi bu arazilerde Ermeni Piskoposluğuna yılda 8000 Kıbrıs lirası gelir getiren 30.000 zeytin ile harnıp ağacı bulunmaktaydı.

Manastır 1734-1735, 1814 ve 1947-1949 yıllarında büyük oranda yenilenmiştir. 1814 yılında orta avluya bir kilise yapılırken, çan kulesi ise 1926 yılında yapılır. Bir zamanlar burada tarihi, dini ve milli değere haiz el yazması birçok kitap bulunmaktaydı. Kitapların en eskisi 1202 yılına, en yenisi ise 1740 yılına aitti. 1947 yılında bunların 56 tanesi Lübnan’daki Antelias kentinde bulunan ‘Kilikya Katolik Evi’ne götürülmüştür.

Yaz aylarında Kilikya’dan gelen Katolik patrikler ile papazların bir dinlenme ve tedavi merkeziydi. Ayrıca yaz aylarında buraya tatil ve dinlenme amacıyla bazı Kıbrıslı Ermeni aileler de gelirlerdi. Melkonian Eğitim Enstitüsü öğrencileri ile Ermeni izciler manastır çevresinde kamp kurarlardı. Aziz Makarios’un isim günü olan Mayıs ayının ilk Pazar günü ise hemen hemen tüm Ermenilerin bir buluşma yeriydi. Bu günde HERİSA adıyla bilinen Herse yapılıp gelenlere ikram edilirdi. 1974 sonrası geleneksel yıllık ziyaretler kesilmiş olmasına karşın, 2007 yılından itibaren yeniden yığınlar halinde ziyaret edilmeye başlanmıştır. (Tuncer BağışkanAdres Dergisi)

Bu haber toplam 15530 defa okunmuştur
İlgili Haberler