1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Algılar, sorumluluklar ve dengeler
Algılar, sorumluluklar ve dengeler

Algılar, sorumluluklar ve dengeler

Geçen hafta ertelenen Lapta maçını Salı gün oynadıktan sonra, dün de kendi evinde konuk ettiği Türk Ocağı’nı üç gole geçen Yenicami yoluna devam ediyor. Aslında puan açısından kayıpsız yoluna devam ederken, oyun olarak ortaya pek bir şey koyamıyor

A+A-

 

Geçen hafta ertelenen Lapta maçını Salı gün oynadıktan sonra, dün de kendi evinde konuk ettiği Türk Ocağı’nı üç gole geçen Yenicami yoluna devam ediyor.

Aslında puan açısından kayıpsız yoluna devam ederken, oyun olarak ortaya pek bir şey koyamıyor. Gereksiz top kayıpları, pas noktalarındaki verimsizlik, gol noktalarındaki beceriksizlik, kaliteli bir takımın yapmaması gereken hareketlerdir.

Üç gol atan bir takımın gol noktalarında verimsiz ve beceriksiz olmasından nasıl söz edebilirsiniz demeyin.  Atılan golleri incelediğimizde, büyük bir kısmının duran toptan geldiği apaçık ortadadır. Salı günkü maçta Lapta’ya atılan dört golün üç tanesi duran toptan gelmişti. Dünkü maçta ise, atılan üç golün biri duran toptan, diğeri altı pas içerisinde savunanın hatasından kaynaklanan karambolden gelirken, atılan gollerin sadece bir tanesi organize ataktan gelmiştir. Murat Gertik’in getirdiği ve Massa’nın tamamladığı gol hazırlanış bakımından mükemmeldi. Joseph’in dört sarı kart cezalısı olması nedeni ile ilk on birde görev alan Erdoğ takımın en iyisiydi. Hata yapmadan oynadı ve Joseph’i aratmadı. Evren çok koştu iyi mücadele etti, zaman zaman hatalı paslar verse de vasatın üzerinde oynadı.

Erken gelen gol aslında takımın rahatlamasına ve iyi pas yapmasına neden olacağına, ne yazık ki gereksiz hareketler ve top kayıpları ile oyunu zora sokuyorlar. Zaman zaman topu yere oturtup pas yaptıklarında, futbol adına çok güzel hareketler izleyebiliyoruz. Böyle oynadıkları zaman rakibini bunaltıyorlar, oyuna ağırlıklarını koyuyorlar ama, ne yazık ki, bu oyun anlayışı da fazla uzun sürmüyor. Ancak ben maçla ilgili yazımı yazarken, Yenicami antrenörü  Osman hoca, BRT’ye bağlandı. Maç ile ilgili değerlendirme yaparken, aniden bazı spor yazarları Yenicami’nin geldiği bu noktayı “şansa” bağladığından söz etmeye başladı. Yazımı bırakıp kendisini dinlemeye başladım. Çünkü söz konusu spor yazarlarının başında benim geldiğimi biliyorum. O yüzden kendisine köşemden cevap verme gereği duydum. 

Aslında gelinen bu noktaya baktığımızda Osman hocanın başarısız olduğunu iddia etmek yanlış olur. Ben oynanan oyunun kaliteli kadroya sahip bir takımın oynamaması gerektiği iddiasındayım. Alınan galibiyetlerin birçoğu, tamamen şansa bağlıdır. Bu konudaki düşüncemi kimse değiştiremez ve bu konuda iddialıyım. Ancak sanırım Yenicami’nin bulunduğu bu nokta Osman hocanın başını döndürmeye başladı.

Yenicami’nin başarılı olmasını herhalde benden daha çok isteyemez. Yıllarımı verdiğim, sahalarda terimi, kanımı akıttığım bir takımın başarılı olmasını kim istemez ki. Elbette kendisinden daha çok ben isterim. Teknik direktörlük yapmadığım için Osman hocanın yerinde de gözüm yoktur. Ancak sahada yapılan yanlışlıkları ve takımın başarısı için ortaya koyduğum eleştirileri algılayamıyorsa o da Osman hocanın sorunudur.

Ben Yenicami’nin  30 yıl aradan sonra yakalamış olduğu bu fırsatı, geçen yıl olduğu gibi kaybetmemesi açısından uyarılarda bulunuyorum. Fakat ne yazık ki Osman hoca, yaptığım eleştirileri yanlış algılayıp olayı farklı boyutlara çekmeye çalışıyor. Ben eleştirilerimi ve uyarılarımı, genelde Yenicami’nin, özelde de Osman hocanın daha başarılı olması için yapıyorum. Ne yazık ki bunu anlayamayacak kadar kendini kaptırmıştır.

Aslında sahada yaşananların gözümden kaçmadığını, eğer olayları kötü niyetli eleştirecek olsaydım, Salı gün oynanan Lapta maçında, oyundan alınan İbrahim’in, kaptanlık bandını savurtmasını eleştirmem gerekirdi. Bu hareket Osman hocaya yapılmış bir hareket değilmiydi? Bu disiplinsizliği bir başka bir futbolcu yapmış olsaydı ne yapardın çok merak ediyorum. Sanırım dünkü maçta oynatmazdın. İbrahim gibi bir oyuncuyu kimse kaybetmek istemediği için bu eleştirimi yapmamıştım. Ben eleştirmiş olmasam da, senin diğer futbolcular üzerindeki otoriten ve etkinliğin açısından ceza vermen gerekmez miydi? Bu davranışla futbolcular arasında ayrım yapmış olmuyor musun?

O yüzden bu konu üzerinde fazla durmamıştım. Çünkü senin de takımının da başarılı olmasını istememdendi. Bir telefon kadar uzak olduğum Osman hocanın yazdıklarımdan rahatsızlık duyması durumunda beni arayabilecek kadar çağdaş olduğunu düşünüyordum. Fakat yanılmışım. BRT’ye bağlanıp da şikayet etmensini kendisine hiç yakıştıramadığımı belirtmek isterim. Ayrıca spor yazarı arkadaşlarımın da konuyu bilmeden, eleştiri yapmalarına hiç anlam veremedim.

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1309 defa okunmuştur