1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Ali mi Christos mu?
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Ali mi Christos mu?

A+A-

Christos Stylianides...

1958 doğumlu Kıbrıslı Rum...

Lefkoşalı bir rum bakkalın oğlu...

Hem Klerides hem Anastasiadis dönemlerinde “Başkanlık Sözcüsü” olarak görev yaptı...

DİSİ’den hem milletvekili hem de Avrupa Parlamentosu Milletvekili oldu...

2014 – 2019 yılları arasında Avrupa Komisyonu’nda İnsani Yardım ve Kriz Yönetimi’nden sorumlu Komiser’di...

Selanik’teki Aristotle Üniversitesi’nden diş hekimi olarak mezun oldu...

Harvard Üniversitesi’nde Uluslararası Gelişme bölümünde master diploması bulunuyor......

Uzun boylu, kirli sakallı, “artist gibi adam” tipli; her fotoğrafında gülümsüyor...

-*-*-

Yunanistan’da Küresel Krizler ve Sivil Koruma Bakanlığı diye çevirisini yapabileceğim bir yeni bakanlık kuruldu.

Bu bakanlık doğal afetler ve haliyle bu afetlerle birlikte yaşanabilecek krizleri çözmekle sorumlu olacak...

Başbakan Kyriakos Mitsotakis’in yeni bakanlığa atadığı isim mi?

Kıbrıslı Stylianides...

Yunan hükümet Sözcüsü Yiannis Economou, hükümetlerinin bu kararını geçtiğimiz gün açıkladı...

-*-*-

Ali isimli bir kardeş...

Türkiyeli...

50 yaşında, “genç” biri!

Stylianides’in aşırı saçlı ve sakallı görüntüsünün aksine, Denktaş bey, Talat bey ve Ersin bey gibi kel...

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldu...

Türkiye Cumhuriyeti Başkan Yardımcısı Fuat Oktay’ın basın danışmanı...

-*-*-

Bir basın danışmanı, normal şartlarda, kendisine danışacak olanın yanında durur değil mi?

Değil işte...

Ali bey şu anda KKTC’yi yönetmekle meşgul...

KKTC’yi Ersin ve Ersan beylerle birlikte bu arkadaş yönetiyor...

UBP’ye başkan falan ayarlıyor...

Faiz olmaz, Hasan ve Zorlu hiç olmaz.

Ersan olsun...

Falan ve de filan...

-*-*-

Christos mu Ali mi?

Ben Christos diyorum!

Rumcuyum ya, ondan!

(Bu soruyu yazının sonunda yeniden soracağım)...

-*-*-

Ersin bey ne diyor?

Hani Türkiye’de herkese “haklı” ve de “egemen eşit devlet” talebimizi anlatıyor ya!

Ne gerek varsa!!!

Ve ayrıca, “Federal çözüm imkansız” da diyor ya!!!

Bence de imkansız; “haydi buyurun hazır Ali bey de iş başındayken, meşhur dizi de başlamak üzereyken, bağlayın Anavatana gitsin ya hu, neden uğraşıyorsunuz?”...

-*-*-

Vallahi ve de billahi; aha yemin ediyorum ki; Erdoğan, Mevlut Çavuşoğlu ya da her hangi bir TC Büyükelçisi, gitsin BM Genel Kurulu’nda, “biz Kuzey Kıbrıs’ın TC’ye ilhakı için referanduma gidiyoruz” desin, Ersin Tatar bunu onaylasın; ilk referandumda “bağlanmayan adi ve alçaktır” sloganıyla sokak sokak gezeceğim!

-*-*-

Ya da gitsin Ersin Tatar veya Tahsin Ertuğruloğlu, bir şekilde izin falan alarak, BM Genel Kurulu’nda “biz egemen eşit ve de bağımsız devlet istiyoruz” desin... Hadi bu olmaz ama Erdoğan çıksın ve bunu BM Genel Kurulu’nda dile getirsin; Sami Özuslu’nun lafıdır, ben de katılıyorum, “New York’a çadır kurar, bağımsız KKTC’yi desteklerim!”

-*-*-

Ama mesele o değil!

Mesele, çözüm falan değil!

Mesele, çözümsüzlüğü sürdürmek ve bir miktar da Ersin bey üzerinden Tayyip beye seçim desteği sağlamaktan başka hiç bir şey değildir!

-*-*-

Türkiye’nin “Kıbrıs” diye bir sorunu yoktur...

Mevcut durumun arızasız devamı için yürütülen çirkin bir oyunu vardır sadece...

Ali beyler de bu sebeple görevdedir.

-*-*-

Türkiye’nin, garantörü olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’ni bölüp, egemen eşit bir devlet kurma gibi bir niyeti ya da hedefi yoktur; başına iş açar ve bu riske asla girmez.

Bunu defalarca yazdık...

Mesele, çözümsüzlüğün, tüm Kıbrıslı Türklerin tükenmesi pahasına sürdürülmesidir.

-*-*-

Yandığım da budur!

-*-*-

Dolayısıyla bir daha sormak zorundayım:

Ali mi Christos mu?

Vallahi da billahi da Christos!


Notlarım...

Avrupa’da dün KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil’in iddiaları Tüyleri diken diken ediciydi...

Hükümet, her türlü koronavirüs varyantına karşı en etkili olduğuna inanılan bir marka aşı getirmiş ve sadece kendi çevresi ile torpillilere yapmış...

“Kıyamet oluyor ve sadece seçkinler kurtulacak” ana fikrinde yapılmış bir film senaryosu gibi!

“Doğruysa, bunu yapanların kurşuna dizilmesi gerekir” dedim.

Başbakan Ersan Saner, sevgili Hüseyin Ekmekçi’ye açıklamış, “öyle bir şey yoktur, aha benim aşı kartım, üç adet aynı marka aşı” demiş...

Benim iki aynı marka bir de farklı markam var...

Saner’e güveniyor muyum?

“Ersan” olarak evet.

“Başbakan” olarak; hiç!

Ama açıklamayı doğru kabul ediyorum...

Yine de içimde bir kurt vardır ve Saner’in açıklaması doğru değilse, söylemeden edemeyeceğim, “lütfen bu ülkeden defolun gidin”...

-*-*-

En kolay, en ucuz ve en karlı turist, Güney’den gelecek olandır...

Onlarca kez yazdım...

Geçen her Rum kardeşimize, ipe dizilmiş yasemin hediye ederdim...

Bir daha gelmesi için, elimden gelen her şeyi yapardım...

Bey gibi, paşa gibi ağırlardım...

Hani eskiden “öncelik askeri araçların” diye yazardı ya yollarda; vallahi da billahi da, yollara “öncelik Kıbrıs Cumhuriyeti plakalı araçların” diye yazardım.

Neden mi?

Yok canım, Rumcuyum diye değil, bu ülkenin paraya ihtiyacı var da ondan!

-*-*-

Gazimağusa Şoför Okulları Birliği’nden bir mesaj aldım...

Mesaj aynen şöyle:

“Beş yıl önce rüşvet olayından dolayı 3 müfettiş görevden alındı. Yerlerine kimse atanmadı. Koronaydı, tüzük değişikliğiydi darken bir buçuk yıldır ehliyet sınavına girmek, Kuzey Kutbu’na yürüyerek gitmekten daha imkansız hale geldi. Maliye Bakanı’na defalarca söyledik. Mağusa ve Girne’de şu anda 3 binden fazla vatandaş sürüş ehliyeti için sınava girmeyi bekliyor. 3 bin carpi 600 TL; eşittir 1 milyon 800 bin TL… Maliye’de para yok diye bağırmasınlar. Becerikli olsunlar…”

 

 


 

zorlu-othello.jpeg

Bu kadar küçük coğrafyada, bu zenginlikte tarihi eser, sanırım Dünya’da başka ülkede yoktur... Fotoğraftaki Othello Kalesi, paha biçilmez tarihi değerinin ötesinde, Dünya Edebiyatı ve opera sanatı açısından da çok bilinen bir markadır. Ve sadece bu büyük marka değil, tüm tarihi değerlerimiz ciddi anlamda bakıma, onarıma muhtaçtır... Kütahya’da Hayme ana müzelerini gezmek yerine, masrafı bunlara yapmayı başardığımız gün, “eşit egemen bağımsız devlet” olduğumuza ben da inanacağım...

Bu yazı toplam 4925 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar