Ali Rıza Binboğa “Özgürlük ve Barış”
Yine yaşamımızda bazı şarkıların bize hatırattıklarıyla geçmiş anılara yolculuk ediyoruz bugün.
1975 yılında Leymosun’u terk etmek zorunda kalıp yeni bir yaşam kurmak için Girne’de yaşamaya başladığımızda, o günlerin Girnesini bilenlerin, bugünkü haline baktığında dudağının uçuklamaması hiçtendir.Hani deyimi yerindeyse; in cin top oynuyordu o yıllarda. Yerleştiğimiz evin etrafında çokça bir yerleşim yoktu. Zaten apartman olarak tek tükler vardı çevrede. Milopetres apartmanı, (sonradan adı değişen) Polis apartmanları dışında birkaç tane daha. Gerisi tek veya en fazla iki katlı evler vardı. Savaşın sessiz ve kendine özgü kokusu daha burnunuzun içindeydi. O sessizlikten ve “bakirlikten” kendine olan payı da almış Girne Limanı elbette. Tarihi limandan bahsediyorum. Hele ki kış günlerinde oralarda dolaşanları parmakla sayabilir ve herkesi tanıyabilirdiniz. Limanın restoranlarından biri de Canlı Balık idi. Sevgili Aydın abinin işletmesinde olan ve özellikle ‘70’li-‘80’li yıllarda çok popüler olan bu balıkçı restoranında eski Rum sahiplerinden kalma ahşaptan masalar sandalyeler vardı iç düzenlemesinde. Hatta yılbaşıları özel günler gerçekleştirilip canlı müzikle insanlar eğlenirdi. Sanatçılar da getirtilirdi Türkiye’den. Zaten bildiğim kadarıyla Aydın abi bu işini İskele’de de yapıyordu. O da göçmenlerden biri olarak burada yaşamını sürdürmek için bildiği mesleği yapmaya başlamıştı. İşte nedense Ali Rıza Binboğa’nın “Özgürlük ve Barış” şarkısını her duyduğumda orası aklıma geliyor. Bilmiyorum, belki ailemle bir gece orada Ali Rıza Binboğayı da dinlemiş olabilirim, ja da Juke Box’unda, hatırlamıyorum. Ama 1975 yılında parlayan bu şarkı ve özellikle Ali Rıza Binboğa’nın o koskocaman elini açıp selamladığı plak kapağı, hep Girne limanıyla özdeştirdi düşüncelerimi. Bugün düşününce şarkının “Özgürlük ve Barış” ismi ve sözleriyle, 20 Temmuz 1974’ün sloganı “Özgürlük ve Barış için geliyoruz” mu çağrıştırdığından bizlerde de bu kadar popüler oldu, bilemiyorum. Ama ben çok sevmiştim. Hâlâ daha öyle. O günlerdeki savaş ortamına denk düşse de şarkı, yine o yıllarda Türkiye için demokratik haklar anlamında da bir slogan-şarkı olarak kullanılmaya-algılanmaya başlanmıştı. Biraz şarkının tarihine inelim isterseniz...
Ali Rıza Binboğa’nın, müzikte adını ilk duyurması 1970 yılına rastlar. 1970 yılında TRT tarafından yapılmış bir yarışmada “Türkü Düzenlemesi” dalında birincilik ödülünü kazanırken, ilk 45’lik plağını da “Mihriban” adıyla 1971 yılında yayınlar. Bu plağın ilgi görmesi ile Türkfon plakçılık Ali Rıza Binboğa’ya plak teklifi ile gelir ve 1972 yılında “Kem Gözlerden” ile “Yaralı Deli Gönül” adlı şarkıları kaydeder ancak beklenen ilgiyi görmez. Nedeni de, tiyatro alanında aldığı eğitimden kalma ses tonlaması ile yani “opera” şekliyle şarkıları okumasıydı. Böyle olunca da yapım şirketi plağı piyasaya sürmekten vaz geçer. Anlaşılan bu türdeki yorumlar daha Türkiye dinleyicisi ve piyasası için fazla gelmekteydi.
1975 yılında ise, yazımıza da konu olan “Yarınlar Bizim” şarkısı çıkar ve müthiş bir beğeni kazanır. Bu arada hemen belirtelim, plak ve kapakta şarkının adı sadece “Yarınlar” olarak belirtilmektedir. Ama bu parçadan söz edilirken her zaman “Yarınlar Bizim” denilmektedir. Bu kısa notumuzdan sonra şarkının serüvenine devam edelim.
1975 yılında İstanbul’da PTT’de elektrik mühendisi olarak çalışmakta olan Ali Rıza Binboğa, Ankara’da yapılacak olan Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye ön elemelerine katılmaya karar verir. Elektrik mühendisliği yapmış olsa da müzik aşkı peşini bırakmıyordu anlaşılan. “Yarınlar Bizim” şarkısının bandını Şerif Yüzbaşıoğlu’nun yardımı ile yarışma organizasyonuna gönderir. Yarışmaya 500’ün üzerinde şarkı başvurmuştu. Buna rağmen Ali Rıza Binboğa “Yarınlar Bizim” şarkısıyla ilk ön elemede 16 şarkı içerisinde yer alır. Ardından her zaman yapıldığı gibi ikinci bir elemeye tabi tutulan şarkılar bu kez 8’e indirgendi ve “Yarınlar Bizim” yine o listede yer aldı. Artık her şey final gecesine kalmıştı. Finale kalan 8 yarışmacı arasında 30 Aralık 1974 tarihinde final yapılır. Böylece Türkiye’nin ilk defa katılacağı 1975 yılının Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye ön elemelerine “Yarınlar Bizim” şarkısıyla Ali Rıza Binboğa sesini çok iyi şekilde duyurarak profesyonel müzik yaşamına da tam manasıyla başlamış olur. O yıl Semiha Yankı, “Seninle Bir Dakika” şarkısı ile yarışmada birinci seçildi. Bu şarkının da bende başka hatıraları var ama neyse diyelim (gülüyorum). Semiha Yankı bu şarkısıyla Eurovision Şarkı Yarışması’nda sonuncu olur. Ali Rıza Binboğa’nın şarkısı Eurovision seçmelerini kazanamamıştı. Fakat çok güzel bir teklifle karşılaşmıştı. Şerif Yüzbaşıoğlu ve Timur Selçuk’un isteği üzerine, bu şarkının plağı Diskotür’den çıktığında gerçekten de çok satmıştı. Daha bitmedi, bu popülerlikle Yeşilçam da harekete geçip şarkı adına bir de film yapar. Şarkının serüveni devam ediyor. “Yarınlar Bizim” şarkısı TRT tarafından soruşturma konusu edilir meselâ. Böylece Ali Rıza Binboğa uzun bir zaman TRT’nin yasaklılar listesinde yer alır ama “Yarınlar Bizim/Sen De Katıl Bize (1975)” 45’lik plak olarak herkesin evine girmeye devam eder. Peki niçin “yasaklı” konumuna düşürüldü şarkı? Neydi ki özelliği de TRT tarafından “uygun bulunmadı”? Bunun cevabı da Ali Rıza Binboğa’nın verdiği bir röportajda yer alıyor...
“(...) şimdi “Yarınlar Bizim” o dönemlerde, 12 Mart’ta oluşan bir şarkı: “Özgürlük ve barış tüm insanların özlemi olacak yarınlarda/yarınlarda ağlamak yok dostluk var’.(...) demek ki o dönemlerde türk toplumu hep bunu özlemiş! Nitekim şarkıyı ilk kez tv’de söylediğim zaman Türkiye’de yer yerinden oynadı. (...) 1975’ten sonraki seçimlerde ‘Yarınlar Bizim’ CHP’nin bayrak şarkısıydı. Yüzlerce çoğaltıp, bütün birimlerine göndermişlerdi. Her ilde ‘Yarınlar Bizim’ söyleniyordu. (...) bu şarkı, özgürlük ve barış özlemini halk katında götüren bir kulvardı.(...)”
Böyle işte... 1975-76’da daha 10-11 yaşında bir çocukken kulağıma hatta dilime takılan bu şarkıyı her duyduğumda beni geçmişe, bir mekâna ve zamana götürmesi devam ediyor. O mekân da Girne Limanı idi. Demek ki sadece bir “aşk”la ilgili değildir şarkılardaki hatıralarımız. Mekânsal ve zamansal gerçekliği ve onun taşıdığı hatıralar da var diyerek, bu kadar bahsettiğimiz şarkının sözleriyle noktamızı bu haftalık koyalım...
“Özgürlük ve Barış/Tüm insanların özlemi olacak yarınlarda.
Anam bacım kardeşim, Eşim dostum yandaşım
Daha da mutluyuz yarınlarda.
Ağlamak yok gülmek var, Düşmanlık yok dostluk var
Yarınlarda seni sevmek var, Yarınlarda mutlu günler var.
Yarınlar benim yarınlar senin, Yarınlar onun yarınlar bizim...”