Bana göre  siyasetçi kandırma sanatkarıdır.  Allı pullu laflar söyleyip karşısındakini etkileyendir.

İçeriğini değerlendirme hakkı olmadan bunlara inanlar ise halktır. 
Neden değerlendirme hakkı yok bu noktayı açalım.
Çünkü, halk, siyasetçiye inanmak zorundadır. Hele hele de beklentisi varsa karşıısndaki politikacı siyaha beyaz dese heşayı basar.  Siyah beyazdır artık ona göre...
Böyük adamdır  siyasetçi onun gözünde...
Çünkü bilinç altına öyle yerleştirilmiştir hayatın torpil üzerine kurulu olduğu...
*** 

Futbola trilyonların aktığı bir ülkede yaşıyoruz.
Karşılığını alamıyoruz.
Şampiyon takımın başkanı görevini bırakıyor aday bulamıyoruz.
Her yere salon yapılacak deyip, alkışlanıyoruz yapmıyoruz.
Karışık gelebilir size bu söylediklerim ama temelinde laflarla yürütmeye çalıştığımız peynir gemileri olduğunu görürsünüz.
Futbolun gelirlerinin artırılması için çalışmalar yapacağını söylemişti Maliye'nin esi bakanı Ersin Tatar.
2008 yılında Spor Yazarları Derneği'nin düzenlediği bir seminerde "Digitürk'ten futbola para aktaracağım" sözünü vermişti.
Yapmadı.
Unutuldu gitti.
Ama Tatar, maçlarda, sporun her alanında ciks kıyafetlerle dolaşıyor ya "vay be diyoruz sporu ne kadar çok sever" lafını patlatıyoruz.
Bilinen rakamlar 2-3 milyon TL arasında futbola aktarılan.
Bilinmeyenler bunun 3 katı nerdeyse. Gelin görünki, son iki sezonun şampiyon takımı Çetinkaya başkan bulmakta zorlanıyor. Çünkü, yöneticilerin cebinden çıkan paranın haddi hesabı yok.
Sistemsizliğin ortasında kalıp, anda arada bir gazetelerde resimleri çıkıyor o kadar.
***

Federasyonların sıkıntıları yıllardan beri aynı, dönüp arşivlerin karıştırın. Göreceksiniz ki, 20 yıl önce söylenenler, yapılan eleştiriler ve vade dilenler aynı.
Bıkıp usandık veya gelenle giden ayni demekten başka birşey diyemeyen bir durumdayız. Ancak sporun daha çağdaş ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması şarttır.
Lafların havada kalmayacağı bir spor yapısını hayata geçirmediğimiz sürece, günü birlik yaşamaya devam eden bir halk olacağız.