1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Alkım: “'Öldürün, yakın' şeklinde bağrışmalar duyuyorduk”
Alkım: “'Öldürün, yakın' şeklinde bağrışmalar duyuyorduk”

Alkım: “'Öldürün, yakın' şeklinde bağrışmalar duyuyorduk”

22 Ocak’ta Lefkoşa’daki şiddet olaylarına yönelik, bu kez Afrika gazetesi içerisinde bulunan ve görüntü alan tanıklardan Yusuf Alkım konuştu

A+A-

Eylemcilerin “parmak verildi diye tahrik edildiler” iddiasına yönelik, dinlenen tanıkların şahadeti tamamlandı. Savcılığın son tanıkları tahkikat memuru Ömer Karadağlı ve Afrika gazetesi içerisinde görüntü alan Yusuf Alkım oldu.

Didem MENTEŞ

Afrika gazetesi önünde yaşanan şiddet olaylarıyla ilgili “parmak verildi diye tahrik edildiler” iddiasına yönelik hafifletici maksatlar bakımından dinlenen tanıkların şahadetleri tamamlandı. 

Savcılık iddialara yönelik son tanıklarını dün dinletirken, dava bugün ‘tahrike yönelik’ savunmaların yapılmasına kaldı. 

Savcılığın son tanıkları olayın tahkikat memuru Ömer Karadağlı ve 22 Ocak’ta Afrika gazetesi içerisinde bulunan ve görüntü alan Yusuf Alkım oldu.

Alkım, “Dışarıdan tekbir sesleri geliyordu. 'Öldürün, yakın' şeklinde bağrışmalar duyuyorduk. İçerde canlı yayın yaptık. Yumurta atılmaya başlandı. İlaç şişesiyle cam kırıldı, taşlar ve pense gibi bir şey atıldı. İçerde tedbir aldık. Tedirginlik hissettik. Polis neden müdahale etmiyor diye konuşuyorduk. Tahrik olmamaları için de o pencereye yaklaşmadık” diyerek, gazetenin içinden birinin parmak verdiğine şahit olmadığını vurguladı.

Polis memuru Karadağlı ise ne eylem yerinde ne de sonrasında parmak verildiğine dair kimseden bir şey duymadığını, eylemcilerin de böyle bir şey söylemediğini, sanıkların da sözlü ya da yazılı herhangi bir beyanda bulunmadığını, kendisinin de bu yönde tespiti olmadığını açıkladı.

Mahkeme, hafifletici maksatlar bakımından ‘tahrike yönelik’ hitapların yapılması için duruşmayı bugün saat 11:00’e erteledi.

İddia Makamı son tanıklarını dinletti

Merkezi Cezaevinde hükümsüz tutuklu olarak bulunan sanıklar Ümit Taş, Ahmet Türkmen, Bayram Ak, Mehmet İpek, Oktay Güney ve Abdülhadi Doğan yine geniş güvenlik önlemleri altında dünkü duruşma için Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ne getirildi.

Kıdemli Yargıç Tacan Reynar huzurunda görüşülen davada, İddia Makamında Savcı Ayşe Kaymak Şadi ve sanıkları temsilen avukat Enver Öztürk mahkemede hazır bulundu.

“Parmak verildi” yönünde savunma avukatının ortaya attığı “tahrik” iddiasıyla ilgili hafifletici (mitigation) maksatlar bakımından, geçen celse iddia makamı iki polis memurunun tanık olarak dinletmesi ardından dünkü duruşmada da tahkikat memuru Ömer Karadağlı ve 22 Ocak’ta Afrika gazetesi içerisinde bulunan Yusuf Alkım’ı tanık olarak dinletti.


 

Alkım: “İlaç şişesiyle cam kırıldı, taşlar atıldı… Tedirgindik!”

İddia Makamı'nın 3'üncü tanığı 22 Ocak'ta Afrika Gazetesi'nde bulunan Yusuf Alkım oldu. Alkım, o gün saat 9:00 civarında gazeteye geldiğini, gazete çalışanlarının içerde olduğunu aktararak, o esnada binanın aşağısında da 20-30 kişinin toplanmaya başladığını söyledi.

Alkım, saat 9:15-9:30 sıralarında gazetenin balkonuna çıktıklarını belirterek, şunları aktardı: "Polis tedbir aldı mı diye balkona çıktık. O sırada aşağıdaki birkaç kişi laf attı. 'Rum ajanısınız', 'güneye gidin' gibi şeyler söylediler. Gerildik, sinirlendim. Ben de onlara, 'burada bulunan her Kıbrıslı Türk insanların ailelerinde de şehit olanlar var. Benim amcam da şehittir. Bunları söylemeye ne hakkınız var. Bunlara gerek yok' deyip sürgüyü çekip, içeri geçtik. İçerde beklemeye başladık, durumu değerlendirmeye ve polisin ne tedbir aldığını izlemeye başladık. Dışarıdan tekbir sesleri geliyordu. 'Öldürün, yakın' şeklinde bağrışmalar duyuyorduk. İçerde canlı yayın yaptık. Yumurta atılmaya başlandı. İlaç şişesiyle cam kırıldı, taşlar ve pense gibi bir şey atıldı. Biz içerdeki masayla kırılan camları kapatmaya çalıştık ki içeriye daha fazla zarar verici şeyler gelmesin diye tedbir almaya çalıştık. Tedirginlik hissettik. Biz içerde 15- 16 kişi aşağıda da yüzlerce kişi öldürün yakın diye slogan atıyor, neden polis müdahale etmiyor diye konuşuyorduk. Çevik Kuvvet'in neden Meclis'in arkasından gelmediğini soruyorduk. Bizler 10-15 kişi eylem yaptığımız dönemlerde polis güvenlik alarak, bize müdahale ediliyordu, çeşitli defa davalık olup yargılandığımızı biliyoruz"


 

“Hakaret etmek, küfür etmek bizim anayasal eylem bakış açımızla uyuşmaz”

Yusuf Alkım, olay günü gazetenin içerisinden canlı yayın yaptıklarını, canlı yayın kesintiye uğradıktan sonra video kaydı almaya başladıklarını belirtti. Alkım, bu kayıtların kısa süreli olanının olaylardan hemen sonra, uzun süreli kaydın da bir gün sonra sosyal medyada paylaştıklarını ve birçok basın organının da bu kayıtları yayınladığını aktararak, bu kayıtları içeren görüntüleri CD şeklinde sundu,  Mahkeme bu CD'yi emare 14 olarak kayda geçirdi.

Yusuf Alkım, gazetenin içerisinden çekilen söz konusu görüntülerle ilgili de bilgi verdi.  Savcının, "içerde eylemcilere parmak işareti veren birini gördünüz mü" şeklinde soru yöneltti. Alkım da "görüntülerden de görüldüğü gibi biz tedbir amaçlı pencerelere yaklaşmamız için birbirimizi uyarı yapıyorduk" dedi.

Alkım, "Politik bir kişilik sahibiyim. Afrika gazetesi içerisindeki insanlar yazarlar sanatçı insanlardır. Biz Kıbrıslı Türklerde küfürlü ya da böyle hakaretler yoktur. Biz düşüncelerimizi yazı yazarak aktarırız. Anayasal eylem haklarını kullandıkları söylenir. Hakaret etmek, küfür etmek, yurdunda kovulmak istenmesi bizim anayasal eylem bakış açımızla uyuşmaz. O gün yüzlerce kişi vardı ve taşlar atılırdı. Biz o gün pencereden uzak durmaya çalışırdık. Tahrik olmamaları için de o pencereye yaklaşmadık” şeklinde konuştu.

 



“Faşist olan ve köpeği kendisine sembol eden bir kitle”

Yusuf Alkım, daha sonra avukatın sorularını yanıtladı. Video görüntüleri üzerine sorularına başlayan Avukat Öztürk, "siz Kıbrıslı Türklerin kültüründe küfür olmadığını söylediniz. Ancak görüntülerinde 'faşist köpekler' kelimesi kullandınız. Bu küfür değil mi" diye sordu.

Alkım da “saldırıya geçen azgın bir köpek için insanların bu terimi kullandığını ve bunun küfür olmadığını söyleyerek, "yaptıkları işaretleriyle onlar köpek kelimelerini kendileri sahipleniyor. Onlar faşist olan ve köpeği kendisine sembol eden bir kitledir Ben köpekler diyerek küfür etmedim, köpeği sembol olarak belirttim" dedi.

Avukat Öztürk, Afrika gazetesinin yapmış olduğu yayının Türkiye halkı rahatsız edip etmediğini sordu. Alkım, "bu gazetenin yayınları halktan insanları rahatsız etmez çünkü insanların barış ve kardeşlik içinde yaşamalarını savunur. Türkiye halkını ezen insanları ise rahatsız eder bu nedenle de bu tür eylemlere başvurur" cevabını verdi.

“Polis eylemciyi bizden korumak için müdahale etti”

Alkım, bir soru üzerine ise "eylemde Afrika'nın balkonuna çıkan eylemciyi polis bizden korumak için müdahale etti. Çünkü Şener Levent'in silahı vardı herhalde onu düşünerek eylemciyi bizden korudular" şeklinde konuştu.

 


 

“Parmak verildiğini görmedim”

Avukat Öztürk'ün neden gazetenin içinde canlı yayın yapma ihtiyacı duyduğunu sordu. Yusuf Alkım da "tarihe geçmek, tarihe not düşmek için canlı yayın yaptık" dedi. Bunun üzerine avukat Öztürk, "gazete içinde bulunanlardan biri eylemcilere parmak verip tahrik etti ve tepki geleceğini bildiğiniz için de bu kayıtları yapma ihtiyacı duydunuz" dedi. Alkım da şu yanıtı verdi : "Bizim bu tip eylemlerde başından sonuna kadar yayın yapma alışkanlığımız var. Bu olay öncesinde de saldırı olabileceği düşündük. Çünkü Erdoğan'ın çağrısı gerekenin yapılması şeklindeydi, linç amaçlı geleceklerini bildiğimiz için kayda aldık" dedi. Avukat Öztürk’ün bazı güçlere mesaj vermek ve provokasyon amaçlı bu görüntüleri aldıklarını söylemesi üzerine, Alkım, "Facebook'ta canlı yayın yapmak her şekilde alışkanlık oldu. Her türlü eylemde de bu alışkanlık haline geldi. Biz de bu tip kesimlerin ne yapacakların göstermek, teşhir etmek amaçlıdır" yanıtını verdi. Avukat, eylem yapıldığı esnada Afrika gazetesinin içerisinden bir kişinin, dışarıdaki kalabalığın görebileceği şekilde pencereden parmak verdiğini görüp görmediğini sordu. Yusuf Alkım, "Ben böyle bir şeye tanık olmadım. Arkadaşlara da sordum öyle bir şey yok. İddia sizindir, sizin bunu kanıtlamanız boynunuzun borcudur. Ben gazetenin içinde bulunduğum konumdan dolayı birinin pencereye gidip geldiğini görmedim. Biri böyle bir şey yapsaydı veya atak da bulunsaydı farkına varırdık diye düşünüyorum" şeklinde şahadetini tamamladı.


 

Tahkikat polisi:
“Parmak verildiğine dair hiçbir beyan yapılmadı, tespitim de olmadı”

İddia Makamı'nın 4'üncü tanığı ise olayın tahkikat memuru Ömer Karadağlı dinlendi. Karadağlı, 22 Ocak'ta Afrika Gazetesi önünde eylem olacağına dair bilgi aldığını ve orada gerekli tedbirlerin alınması için emir aldığını söyledi. 9:00 gibi eylem yerine gittiğini, 9:30 gibi bir grubun toplandığını ve sloganlar attıklarını aktaran Karadağlı, " 'biz ölmeye geldik', 'bunlar düşmandır', 'Rumcular', 'vatan haini' diye sloganlar vardı" dedi. Olaydan sonra tahkikat memuru olarak atandığını belirten Karadağlı, soruşturmayla ilgili ifadeler temin ettiğini, albüm ve kamera görüntülerini temin ettiğini aktardı. Olaylarla ilgili kamera görüntülerini izleyerek savcının sorularını yanıtlamaya devam eden Karadağlı, eylemcilerin birçok kez gazetenin binasına girmek için kanunsuz olarak topluluk oluşturduğunu, polisin görevini yapmasını engelleyerek ayaklanmaya çalıştıklarını söyledi.

Karadağlı, eylem günü Afrika gazetesi içerisinden birinin parmak verdikten sonra kanunsuz topluluğun ayaklandığı yönünde bir husus tespit etmediğini vurgulayarak, "ben dışarıya parmak verildiğini görmedim" dedi.

 

“Sanıklar ne sözlü ne de yazılı bu yönde beyan vermedi”

Karadağlı, ne eylem yerinde ne de sonrasında parmak verildiğine dair kimseden bir şey duymadığını, eylemcilerin de böyle bir şey söylemediğini, çevre şahadetlerinde de bu yönde bir beyan yapılmadığını aktardı. Olay yerindeki polislerden de ifade aldığını, bu ifadelerde de parmak verildiğine dair bir şahadet de bulunmadığını belirtti. Karadağlı, soruşturma kapsamında yapılan incelemeler sonucu 29 Ocak'ta sanıkların derdest emri gereği tutuklandıklarını belirterek, tutuklandıklarında sanıkların parmak verildiğine dair hiçbir beyanda bulunmadığını söyledi. Sanıkların oraya gazetenin yayınını protesto etmek için gittiklerini, herhangi bir suç işlemeye gitmediklerini söylediklerini aktaran Karadağlı, sanık Abdülhadi Doğan’ın verdiği gönüllü ifadesinde de bu konuyla ilgili bir şey söylemediğini kaydetti. Karadağlı, sanıklara yasal ihtar tahtında suçlarını beyan ettiğinde de sanıkların parmak verildiğine dair beyan vermediğini vurgulayarak, sanıkların ne sözlü olarak ne de yazılı dava tebliğlerinde parmak verildiği yönünde beyanları bulunmadığını belirtti. Karadağlı, bu sürede ne sanıkların avukatlarından da parmak verildiği yönünde beyan almadığını ifade etti.

Hafifletici maksatlar bakımında hitaplar bugün yapılacak

Tanıkların dinlenmesi sonrasında Savcı Ayşe Kaymak Şadi, hafifletici maksatlar (mitigation) bakımından, tahrik iddialarına yönelik başka tanık dinletmeyeceğini beyan etti. Şadi, bu yöndeki hitabını yapmak için bugüne tehir talebinde bulundu ve sanıkların tutukluluğunun da devamını istedi. Avukat Enver Öztürk, tehir talebine itiraz etmezken, daha önceki duruşmalarda yaptığı beyanlara yönelik sanıkların tutuksuz yargılanmalarını talep etti. Yargıç Tacan Reynar da huzurunda yapılan tüm beyanları değerlendirerek, hafifletici nedenler bakımından tarafların hitaplarını yapmak üzere davayı bugün saat 11:00'e tehir etti ve sanıkların tutukluluğuna emir verdi.

 

 

Bu haber toplam 6934 defa okunmuştur
Etiketler : ,
İlgili Haberler