Alkışlar Sertoğlu ve ekibine…
Hasan Sertoğlu ve ekibini kutlamak gerek.
Bir süreç sonunda Zürih’te futbol adına yapılan geçici düzenleme ve altına atılan imzalar bana göre Kıbrıs Türk futbolunun da artık Avrupa’ya ve dünyaya açıldığını gösteriyor.
Hemen olaydaki başarılı sonucun üstünü örtüp mide bulandırmak için yapılan çabaları dikkate almamak gerek.
Ha şu madde şöyle olsaydı, bu madde böyle olsaydı denebilir ancak zaten Sertoğlu da söylüyor, maddeler üzerinde görüşmeler sürecek, iyileştirme yapılmaya çalışılacak.
Aylardır süren bir çalışmanın sonunda futbolun başkenti Zürih’te hem FIFA, hem de UEFA başkanlarıyla oturuldu ve geçici bir metin üzerinde imzalar atıldı.
Şimdi deniyor ki; “KOP altında olmaz. Mücadelemiz böyle sonlanamaz.”
Allah aşkına ne mücadelesi… Bu çabaya kadar futbol için ne zaman, nerede mücadele verilmiş, sonucu ne olmuş, bilen var mı?
Evet, maddeler daha iyiye getirilebilir belki ama ben kabaca baktığımda ‘tanınmamış’ bir ülkenin Futbol Federasyonu KOP’a bağlı olsa da takımlarını uluslar arası maçlara götürebilecek, kupalara katılabilecek.
Artık kalıpları içine sığamayan gençlerimiz bu kalıpları rahatlıkla parçalayabilecekler ve belki de bireysel anlamda da onlara Avrupa kapıları da açılabilecek.
Hiç olmazsa artık kişisel ve milliyetçi hırslarımızı bir kenara bırakalım ve yıllardır özlemi duyulan uluslar arası maç yapabilme imkânlarını gençlerimize tanıyalım.
İlerleyen zamanlarda baktık gördük ki KOP, patronluk yapmaya çalışıyor, KTFF ve takımlarını ve sporcularını kullanmaya çalışıyor, günlük politikalara yenik düşmüş, futbolu Rumların politikalarına göre yönlendirmeye çalışıyor o zaman şimdiki geçici metni veya yapılması olası antlaşmayı tek taraflı olarak fesh edebiliriz.
Zaten metinde de bu hak verilmiyor mu?
Eğer bizi öyle mutlu edecekse eskisi gibi mahallemizde oynamaya devam eder gideriz!
**************************
Özel’in böylesine!
Elektrikler geçtiğimiz gece yine kesildi.
Ülkenin dörtte üçü karanlıkta kaldı.
Nedenini sorduk;
“AKSA’dan kaynaklanan arıza…” dendi.
Şaşırmadık çünkü ilk değildi.
Üç de değil beş de değil… Oldukça fazla.
Teknecik yine elindeki jeneratör ve buhar türbinlerini tam kapasite devreye koydu, elektriğe kavuştu ülke…
Peki ‘özelleştirme’ baskıları yapılırken ve sürekli tartışılırken özelde kalite artışı beklentisi bu mudur?
Özelde, yani AKSA’de sürekli arıza, devletin tek elektrik kuruluşu KIB-TEK ve Teknecik de kurtarıcı ama yedekte…
Çünkü bir zamanlar AKSA’ya alım anlaşmalı sözü verilmiş, imzalar atılmış.
Şimdi o imzaya sadık kalmak gerekiyor!
AKSA satacak, devlet almak zorunda olacak ama arıza yapıp ülkeyi karanlıkta bıraktığında da hiçbir yaptırım olmayacak!
Oh ne ala…
Böyle özeli! herkes işletir.