Allah böyle bir ağrıyı en faşistimize vermesin!
Gıda zehirlenmesi de olabilir, klima da çarpmış olabilir!
Her neyse, üç gündür beni paralize etti!
Sabah televizyona gidiyorum, eve dönüyorum ve yatıyorum!
-*-*-
45 derece sıcakta, vücudum titriyor!
Bir karın ağrısı, anlatamam!
Ve tabii ki yoğun ishal durumu!
-*-*-
Allah, böyle bir ağrıyı, böyle bir halsizliği en faşistimize vermesin!
-*-*-
İngiltere’ye geçelim…
Devlet, 50 yaş üzeri insanların, bisikletli dağıtmcı olarak istihdam edilmesini teşvik ediyor…
-*-*-
Gençler yerine, orta yaşı istihdam edin!
Neden?
İnsanlar bisiklet sürecek, daha sağlıklı olacak ve parasını da kazanacak diye düşünüyorlar herhalde…
-*-*-
İnsanların, özellikle 50’li yaşlarında mutlaka bisiklet sürmesi tavsiye ediliyor…
Yürüyüş yapmaları öneriliyor…
Kesinlikle yılda en az ik kez tatile gitmeleri isteniyor…
Bol bol okuyun deniyor…
“Yüzün” tavsiyesi de var…
-*-*-
Bizde mi?
Ekonomik sıkıntılar pek yakında suç oranlarını daha da artıracak!
Özellikle aile içi şiddet kesinlikle artacak!
Hükümet mi?
Hadi canım!
Bir sahte devletin soyuluş hikayesi!
Doğan Boransel dün Sim TV’deki sabah programımda konuğumdu…
Doğan Boransel, Lapta Alsancak Çamlıbel (LAÇ) Belediyesi Meclis Üyesi…
Aynı zamanda emlakçı…
-*-*-
Çok ilginç hesaplamalar yaptı…
Ve aynı zamanda çok basit…
-*-*-
Çok fazla konut satışı var şu anda değil mi?
Hem de 10 bini aşkın!
Alıcıların büyük çoğunluğu yabancı!
-*-*-
Satıcı şirketin reklam ettiği konut fiyatı 350 bin Sterlin, Tapu Dairesi’ne beyan edilen 50 bin Sterlin!
Bu nedir?
Bu açık hırsızlıktır!
Vergi kaçakçılığıdır!
-*-*-
Program sırasında soramadım sevgili Doğan Boransel’e; buradan mesajımı ileteyim; “KKTC, Ersin beyin dediği gibi gerçekten bir başarı öyküsüdür değil mi?”
Hem de ne başarı!
350 bin Sterlin’in vergisi, tapu harcı, stopajı kaçtır, 50 binin kaçtır?
Ve devlet, bu oyunda, bu oyuna kesinlikle göz yummaktadır!
-*-*-
Bir de dönüyorlar, milliyetçilik, kahramanlık taslıyorlar!
Her bayram, her tören iş yerlerinde mutlka büyük büyük bayraklar asılıdır!
Şükür ki bize en azından gaz bulduk demiyorlar!
Bizden vergileri topladınız!
Büyük olasılıkla Türkiye’den parayı da aldınız!
Ama Güzelyurt Hastanesi’ni bitiremediniz!
-*-*-
Girne Hastanesi daha da kötü durumda!
Orada Müteahhitler Birliği’nin mutlak hatası ve ihmali var yoksa o hastane bitecekti!
-*-*-
Değirmenlik – Girne Dağ Yolu da yarım kaldı…
İlgili şirket ortada yok!
-*-*-
Lefkoşa Çevre Yolu da tamamlanmadı!
İlgili şirket oradan da ayrıldı!
Ama geçenlerde yine bir törencik yapıldı oralarda!
-*-*-
Diyeceğim odur ki; işiniz fasafiso!
Altı parçalanmış lengersiniz!
-*-*-
Ama buna da şükür; Türkiye’deki insanları, petrol bulduk, gaz bulduk, haftaya herkesin evine gaz vereceğiz, otomobil yaptık diye de kandırıyorlar!
DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu istifa etmelidir
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Vakıf Yöneticiler Kurulu, bir başkan, sekizi üye, toplam dokuz kişiden oluşur…
Tamamı erkektir…
İki akademisyen dışında, ötekiler siyasidir…
Ve siyasiler ya Ersin beyin adamıdır, ya UBP, ya DP, ya da YDP’lidir.
-*-*-
Aralarında biri DP’den biri UBP’den iki belediye başkanı vardır…
Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı da Mağusa’ya belediye başkanı olmak istemiş ama kaybetmiştir…
-*-*-
Bu kurul, üniversitenin en yüksek düzeyde karar organıdır…
Ve en önemli görevleri, üniversiteye maddi kaynak yaratmaktır…
-*-*-
DAÜ şu anda iflas etmiş durumdadır…
Aslında hep iflastadır…
Ve Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun tek bir üyesi, en küçük bir sorumluluk üstlenip istifa etmemektedir…
-*-*-
Haaa, başkan ve üyeler, Bakanlar Kurulu’nun önerisi üzerine Cumhurbaşkanı tarafından atanır…
Ve altı yıl, isterlerse taş taş üstüne koymadan, etrafı seyredebilirler…
Nitekim, gayet açıktır ki bizimkiler, en başta da başkanları, resmen etrafı seyretmektedir…
Ve bu ülkenin en güzide üniversitesi karanlığa doğru gitmektedir!
-*-*-
Ve bu acı durum, ne bu 9 kişinin, ne hükümet üyelerinin, ne de Cumhurbaşkanı’nın umurundadır!
Ve ne ilginçtir, bunların hepsi milliyetçidir!
Eşit egemen devletçi!
Tümü golyandro sapı!
Doğrusu Başpiskopos Georgios’tan bunu beklemezdim… Ne mi yaptı başpiskopos? Dün Kıbrıs’ın ilk Cumhurbaşkanı Makarios’un (Fotoğraf) ölümünün 46’ıncı yıldönümüydü… Georgios bana göre iki önemli şey söyledi… Birincisi, “Makarios, Kıbrıs'ı bölme ve Türkleştirme planlarının önündeki en büyük engel ve tam da bu nedenle Temmuz 1974'teki hain darbenin hedefiydi” dedi... EOKA B ve Yunan Cuntası’nı, Kıbrıs’ı bölen hain cıntayı yapmakla suçladı... İkincisi daha da önemliydi; Kıbrıs'ın ilk cumhurbaşkanının Kıbrıslıları birleştirmeyi büyük ölçüde başardığını ancak bunların hepsinin Atina cuntası tarafından yok edildiğini söyledi...