Allah'ım neydi günahım!?
Allah'ım neydi günahım?
Günahım neydi Allah'ım?
Dualarımda yalvarmıştım
Onla olmaktı isyanım
Bitti dünyam ziyan oldum ziyan
Ah bir anlasam
Nerede, nerede, nerede?
Ben nerde yanlış yaptım?
Kayahan’ın bir şarkısı bu… Memlekette, siyasette olanları izledikçe bu şarkının sözleri geldi aklıma…
Normal hayatımızda çok kullanmasak da siyasette yapılanları gördükçe sık sık arar olduk Allah’ın adını!..
Meclis Başkanlığı’na aday gösteriyor UBP ama adayını 5. turda seçtirebiliyor… Onu da verdiği oyu telefonla ispatlama şeklinde başarıyor UBP.
Sucuoğlu’nun Töre’yi seçtirebilmek için milletvekillerini tehdit ettiği ve oylarını telefondaki fotoğrafla ispatlamalarını istemiş. İddialar bu yönde.
Hani seçimlerde verdiğin oyu telefonla çektiğin tespit edilirse ceza alırsın ya, hani suç olur ya… Mecliste bu suç alenen işlenebiliyor demek ki!
***
Sucuoğlu yeni/eski hükümeti için meclisten güven oyu alalı kaç gün oldu ki! Kabinede değişikliğe gidiyor Sucuoğlu… İlle de “Tahsin’in dağa çıkması lazım” dedi birileri, Çalışma Bakanı Oğuzhan Hasipoğlu istifa etti yer açmak için…
Tahsin bey Çalışma Bakanı olmayacak tabii… O Dışişleri Bakanı olacak, dağa çıkacak, onun için de Hasan Taçoy Çalışma Bakanlığı’na kaydırılacak.
Hani Başbakan Sucuoğlu, kabine değişikliğiyle ilgili haberlere “yalan makinelerine inanmayın” demişti daha geçtiğimiz gece ama bu yazı yazılırken kabinede değişikliğin olacağı söyleniyordu.
Dediğim gibi dün bekleniyordu, herhalde bugün kabine değişmiştir.
***
İşte böyle garip bir memleket, böyle tuhaf siyasetçiler… Bunlar olunca “Allah’ım neydi günahım!” kelimelerini fazla kullanır olduk.
Bizim memlekette bu garip siyaseti izlerken Ukrayna’da yaşanan savaşı, göçü, insanların yaşadığı eziyeti de izliyorum öte yandan…
Kuzeyimizde bir yerde savaş var ama bizde koltuk savaşları devam ediyor…
Bölgemiz zaten bir savaş alanı… Ortadoğu’da, Suriye’de, Irak’ta, biraz daha uzakta Afganistan’da savaşlar, gerilimler biçim değiştirerek devam ederken bu kez aslında söz konusu bölgede gerilimden öteye gitmesine çok ihtimal verilmeyen bir durum patladı.
Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi, Ukrayna’dan bugüne kadar 2 milyonun üstünde insanın göç etmesi, Putin’in “dibimde NATO istemiyorum”, “zaten biz bir halkız”, gibi gerekçelere sığınarak ve anlaşılan istediği olana kadar da sürdüreceği savaş varken, hemen dibimizde kargaşalar sürerken ve artık görmeyi, izlemeyi bıraktığımız, kanıksadığımız göçler bizim ülkemize de devam ederken hâlâ koltuk savaşlarından öteye geçemeyen …… siyasetçilerimizi gördükçe baştaki şarkının sözleri aklımıza gelmesin de ne gelsin!
Bir yeri bilerek boş bıraktım. O boşluk yere sözünü ettiğim siyasetçileri nasıl telaffuz etmek istiyorsanız siz o kelimeyi oturtursunuz artık…
Ben de; ‘Ben nerede yanlış yaptım?’ diye soruyorum haklı olarak…
Mutlaka bir yerlerde ben de yanlış yapmışımdır ama bakanlık savaşları yapan, müdürlük için yalakalık yapmaya çekinmeyen, verdiği oyu telefonda parti başkanına ispatlamaya çalışanları, kuklalar gibi oynatılanları ben seçmedim, bunu biliyorum en azından…
Ve işte yapılan bu yanlışların bedelini, garipliğini, saçmalığını ben de o yanlışı yapanlarla birlikte çekmek zorunda kalıyorum ya!
‘Allah’ım neydi günahım’ demeyi artık çok sık kullanır oldum maalesef!..