Erdinç Gündüz

Erdinç Gündüz

Allem Gallem

A+A-

Açıkçası, hiçbir şey yazmak gelmiyor içimden.  Yazacak konu, olay olmadığından değil. Galiba artık bende güç kalmadığından.

Sakın yanlış anlamayın, bu bir  pes etme değil.  Bambaşka bir şey. Adını bile koyamıyorum.  Sizin aklınız başınız yerindeyse hala,  varın siz koyun benim adıma adını. Kabulümdür.

***

Konu mu yok ? Konu öyle çok ki…

Babavatanımız ABD’deki  ‘Seçim’ rezilliği mi ?  Yaz yazabildiğin kadar. Söyleyecek o kadar çok şey var ki… Kavganın esası sadece dünyaya hakim olma sevdalısı bir ülkenin en üst koltuğunda oturmak sevdası  mı ? Rant’ın kimin elinde olacağı kavgası mı ?

***

Covid-19 mu ? Yaz yazabildiğin kadar.  Bilgisayarın tuşları nereye götürürse bırak gitsin. Öyle, üç-beş satırla bitecek bir konu değil.

Virüsün hızla yayılmasının hala neden önlenemediğini mi sorgulayalım ? Yeniden toplu karantinaya götürülen insanları mı yazalım ? Hala, ‘işin içinde başka işler var’ iddialarını mı yazalım ?

***

Azerbaycan-Ermenistan Savaşı’nı  mı  yazalım ? Bu savaşta, er meydanında (!) görünmemelerine karşın, perde gerisinde  başrolleri kimlerin paylaştığını mı yazalım ?

Yoksa Ege’de, Doğu Akdeniz’de ‘araştırma’ adı altında savaş tamtamları çalanları mı ?

İzmir’i mi yazalım ? Avazının çıktığı kadar bağıra bağıra gelen tehlikeye karşın umursamazlığı mı anlatalım ?

***

Yoksaaa,  bunların hepsini bir kenara itip KKTC’mizden mı söz edelim ? Tarihimize altın harflerle (!!!) geçen Cumhurbaşkanı Seçimi’mizi mi yazalım ?  Yoksa gerçek değerini  (!) belirlemeye ‘ölçüler’in yetmediği Cumhurbaşkanı Seçimi’den sonra,  en büyük (!) ve en iddialı (!)  ve en milliyetçi (!) ve de en vatansever (!) siyasi partimiz UBP’de olup bitenleri mi ?

***

Yok yok… En iyisi hiçbirinde, hiç ayrıntılara girmeyelim. Ne suya dokunalım ne sabuna.  Çünkü insanlar artık çıldırmak üzere. Bazıları çıldırmak üzere olduğunun farkında, bazıları  farklında bile değil.  Bazıları, neden çıldırmak üzere olduğunun bilincinde,  bazıları ise çıldırtanların kimler olduğunu bile hala anlamamış.

***

Velhasıl….. Gençler bilmez bunu ama hatırlatalım bilenlere….  Hani şu, 1964 yılında Türk Hava Kuvvetleri’nin Dillirga’daki bombardımanı sırasında bir Arap radyosundaki anonstan söz ediyorum….  ‘Allem gallem Mansura’.

İsterseniz  birazcık değiştirebilirsiniz….. “Allem gallem Dünya” da diyebilirsiniz, “Allem gallem KKTC” de. Beğenin beğendiğinizi…..


Sokak Ağzı

“İzmir’e çok üzüldük. Hem de çok çok. Önce müteahhitler ile mühendisleri soksalar ya içeri.”

***

“İzmirdeki felaketin nedeni yapılar. Bizde durum nedir çok merak ettik. Bizdeki yapılar depremlere dayanıklı mı ? Biliniyor mu ?”

***

“İşte KaKaTeCe. Başbakan yok. Hükümet yok. Ama zam var. Var mı dünyada bir benzerimiz ?”

***

 “Biz ailecek artık Fransaya küsük. Ne arabalarına binerik, ne elbislerini geyerik ne da içgilerini içerig.  Hadda sularını bile içmeyig. “

***

“Anastasiadis görüşmesinde,  Cumhurbaşkanımızın heyecandan ayakları titrermiş duyduğumuza göre. Haa bir de, Anastasiadis Ers’in ne dediğini anlamakta çok zorlanmış sohbetleri sırasında. Doğru mu ?”

***

“Bir tarafta Anastasiadis bir tarafta da Ersin Tatar. Bence tencere tekerlendi kapağını buldu.”


Anlayana

“Emeksiz zengin olanın sermayesi din olanın rehberi şeytan olmuştur.” (Yunus Emre)

Bu yazı toplam 2466 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar