Kırk yılı aştı, şu Kıbrıs sorunu çözülemedi, çözülemiyor, çözülemeyecek de galiba... 1974’teki çocuklar, bebeler orta yaşa dayandı, gençler yaşlandı, sorunun “Türk babası” Rauf Denktaş ile ekibinden pek çoğu vefat etti. Aynı şekilde Rum başkan ve görüşmecilerden Kliridis, Papadopulos bu dünyadan göçtü gitti… Evini köyünü terk etmek zorunda kalan Türk, Rum, Maronit toplumları bir daha yuvalarına, topraklarını dönemediler. Ada kanlı bıçakla ortadan bölündü; bir toplum kuzeye, diğeri güneye yerleştirildi.

Bilmem kaçıncı Kıbrıs görüşmesi, her seferindeki gibi umutlar saçarak başladı, hüsranla bitti. Ne olacak şimdi? Toplumlar birbirlerini suçladığı gibi, kendi liderliğini de eleştiri yağmuruna tutuyor. “Filler dövüşür, çimenler ezilir” cümlesi toplumların haline çok uygun düşmüş.

Öyle bir psikoloji sarmış ki buraları, insanlar bir yolunu bulup birilerini dövmek istiyor. Aslında öfke kendilerine... Çözüm olmayacağı halde neden havaya girip kandırıldıklarını sorguluyorlar.

Uzun yıllar içinde, Kıbrıs toplumları, çözümsüzlükten midir, siyaset gündeminin kavga ve ayrılık sarmalına girmekten midir nedir yorgun düştü. İki halk da, “anlaşma ister misiniz*” sorusuna önce “tabii ki” der, sonra şartlarını sıralar sonra da gider Anastasiadis ve Akıncı’ya  barış yapacak diye oy verir... Annan planına evet diyen iki lider bari orta yol olarak benimsedikleri o plan üzerinde görüşselerdi belki anlaşma yapabilirlerdi. Sanki beğenip oy verdikleri plan hiç olmamış, unutulup gitmiş gibi davranmayı yeğlediler. Diğer yandan liderlerin iki yıllık yakın dostluklarının çözümsüzlük ortamında yitip gitmesi acı oldu.

Dahası var, gün geldi bu Kıbrıs halkı, buranın en soldaki parti başkanları M.A.Talat ve Hristofiyas’ı Cumhurbaşkanı-görüşmeci olarak seçti. Onlar da hayallerindeki, ideolojilerindeki barış/kardeşlik yolunu açamadılar, sonunda eski dostluklarının bu yolda berhava olduğunu gördüler.

Şimdi bir iddia var, Anastasiadis çözümü gerçekleştiremediği için 2018 de yeniden başkan seçilemezmiş. Aklı başında insanlar söylüyor. Ne çelişkili bir durum! Anastasiadis uzlaşmazlık yanlısı partilerden, Enosis’cilerden korkup seçilemeyecek diye taviz verip anlaşma yapamıyor.

Peki ne olacak? Şu kavurucu sıcaklar bir bitsin, herkes tatile gidip hava değişsin, bizim “mağlup” pehlivanlarımız yine ringe çıkar, yine güreşir.! Kıbrıslıca söyleyelim: Alli Fora/Başka Defa!