Alpay Raşit Adanır Kütüphanesi
Kitap okuma alışkanlığımı lise döneminden sonra kazandığımı rahatlıkla söyleyebilirim.
Bizim dönemimizde dünyamız farklıydı. Ama ilk kitabımı okuyup bitirdiğimde kendime söylediğim ilk şey; "keşke daha önceden keşfedebilseydim kitap okumayı" olmuştur. Ardından okudukça okudum ve okudukça sadece bilgilenmekle de kalmadım, yazılarımda ve ekran karşısında konuşmalarımda da ne kadar etkisi olduğunu gördüm.
Geçmiş lise yıllarıma dönüp baktığımda ve bugünümü göz önüne getirdiğimde gülümsememem imkansız. Lise sonrası kitap okumaya başlayan biri olarak bugün, nacizane 11 kitaba imza atarken, 30 yıla varan bir süredir de gazetelerimizde yazılar yazdım, yazmaya devam ediyorum. Ve kendime bakarak şunu anladım ki; hiçbirşey için geç kalınmış değildir...
***
Babam, rahmetli Alpay Raşit Adanır, bir öğretmen çocuğuydu. Rahmetli büyük babam Raşit hoca, tayin olduğu her köye ailesiyle birlikte gitmiş, çocukları da o köy okullarında okumuştu, ta ki Lefkoşa'ya gelene kadar. Emekliye ayrıldığı Yenicami İlkokulu'nda en son müdürlük, yani eskilerin değimiyle "Başöğretmen" olmuştu. Bundan dolayıdır ki okumak, eğitim ve kitap, babamında da doğal olarak içine işlemişti. Bankacılık mesleği içerisinde üst düzey görevleri süresince eğitime ve kitaba karşı elinden geldiğince yaptığı yardımları, yaşamını yitirmesinin ardından dile getiren nice insanlar vardır. Zaten kalıcı olan da bu değil midir?
1989 yılında rahmetli abim Mete Adanır adına kurduğumuz Mete Adanır Vakfı vasıtasıyla, kendi maddi desteğiyle oluşturmaya çalıştığı Vakıf bütçesinden nice çocuklar okuttu, nicelerinin eğitimine destek oldu. 2013 yılında kendisini yitirdiğimizde geride bıraktığı ve kurucusu olduğu Vakfı'mız için herşeyiyle tüm mesuluyeti tek başıma üstlenerek özelde Mete Adanır'ın adını yaşatıp tanıtmak ve ardından Kıbrıs Türk gençliğine, kültürüne, sporuna elimizden geldiğince katkı koyabilmek için çalışmalarımıza devam ettik. Bu sefer, maddi kaynak yaratmada kendi maaşımızdan da arttırmaya çalıştıklarımızla oluşturduğumuz küçük meblağ'ın, toplumun ve özellikle genç öğrencilerimizin yararlanabileceği bir adıma dönüştürmek en güzeli olacaktı. Öyle de oldu.
Babamın adını verdiğimiz, devlet okulumuz Girne'deki Oğuz Veli Ortaokulu'nda bir kütüphaneyi hayata geçirmeye karar verdik. Biliyoruz ki yaşadığımız bu çağda internet tutkunluğumuz, araştırmalarda, öğrenmede de ön saflardadır. Ama inancım odur ki, bir kitabın sayfalarını karıştırıp bilgiye ulaşmanın doğruluğunu, gerçekliğini ve zevkini yine de çocuklarımıza aşılayabilme imkânımız vardır. Bu inançla, okul müdürü sn. Murat Borataş ve Müdür Muavini Sibel Kıraç Uludağ hocanımla yoğun bir iletişimle, yer parkesinden kütüphanesine, perdesinden, bilgisayarından, çalışma masalarına ve ilk etapta gerek bizim Vakıf ve özel yayınlarımızdan oluşan kitaplarla, gerekse Kıbrıs Türk Yazarlar Birliği, Samtay Vakfı, Girne Belediyesi ve Cumhurbaşkanlığımızın kitap katkılarıyla, Alpay Raşit Adanır Kütüphanesi'ni oluşturabildik. Hiç de zor olmadı. Gönül birliğiyle adım adım yolumuzu yürüdük ve bir okulumuzda "yeniden" bir kütüphaneyi yeşerttik.
Açılış gününden itibaren özellikle sosyal medyada kütüphaneye kitap bağışı yapmak isteyen dostlar çığ gibi büyümektedir. Bu da şunu göstermiştir ki; bu toplumda kitap okuyan ve okuduklarını da böylesi toplumsal kültüre katkı adına bağış yapabilecek insanlarımız hiç de az değildir. Her zaman bir umut vardır. Yeter ki "umut etmeyi" unutmasın insan.
Günün sonunda, bu hayattan göçtüğümüzde ardımızda, kendimiz için değil, bu toprağın insanları için neler yaptığımızla anılacağız.