Girne-Alsancak-Lapta Yolu’nun genişletilmesi ve trafik kenetlenmesini aşmak için uzun bekleyiş sürüyor…

Alsancak ve Lapta Belediye Başkanları Türkiye’yle imzalanan Mali Protokolde yol için mali kaynak konulmadığını gördüler.

“Kandırıldık” dediler.

İsyan ettiler.

Gerçekten de isyan edilecek bir durum var orada…

Girne’nin batısı için de doğusu için de aynı durum söz konusu…

Doğuda bir çevre yolu düşünülürken, batıda var olan yolun çift şerit yapılması için beklentiler vardı ancak verilen sözlere rağmen böyle bir hazırlığın olmadığı görüldü.

Yani ne doğuda, ne de batıda çözüme yakın bir durum görülmüyor.

Oysa ki konumuz batı iken yani Girne-Lapta yolu iken, Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan yanına ekibini de alarak yol üzerindeki Alsancak (Karava) ve Lapta esnafına yapılacak yol projesini göstermiş, görüşlerini almıştı.

Ortada para yoksa bu şovun amacı neydi?

Oyalamak mı, gelen tepkileri dindirmek, kandırmak için miydi?

Zaten Alsancak Belediye Başkanı Fırat Ataser “kandırıldık” derken, Lapta Belediye Başkanı Mustafa Aktuğ “bizi oyalamasınlar, net takvim versinler” dedi.

***

Alsancak-Lapta Yolu gerçekten de artık bir işkence yoluna dönüştü.

Sabah da aynı sorun var, akşam da…

Hatta neredeyse günün her saati.

Sabahları işe giderken, Girne’ye doğru uzun saatler trafik kilitli… Öğleden sonra iş çıkışları sadece akşamüzeri değil, onun için öğleden sonra diyorum; trafik yine kilitli. Bulunan ara yollar, alternatif yollar da kilitlendi artık.

İnsanlar işe ve evine erken gidişin yollarını arıyorlar ama o ‘yol’ bulunamıyor.

Kullandığım bir tanım değil ama burada kullanmak gereği doğdu; Siyasiler o sıcak koltuklarından kalkıp bu soruna bir çare üretmeliler. Çözüm belli, yeni yol, dört şerit ama parası hemen bulunmalı… O kadar da zor olmamalı. O kadar yere boşuna gidiyor ki paralar… İstenirse çok kolay bulunabilir.

***

Köy kahvesi formatında kullanılan veya boş olan bölge siyasi parti ocak-bucak örgütleri, şimdilerde o da olmayan klasik işlevlerinin dışına çıkarak bölgenin şu anki en büyük sorununa el atmalılar… O bölgedeki diğer sivil toplum örgütleri ve bölge sakinlerine de bu konuda iş düşüyor… İşkenceyi onlar çekiyor madem, çözüm için baskı yapmayı da sadece iki belediye başkanına bırakmamalılar…

Bütün siyasi partiler, ister hükümette olsunlar, isterse muhalefette birlikte bu yolun parasının bulunması için baskı oluşturmalılar, çözüm önerileri üretmeliler. Aslında sadece şimdinin konusu değil bu… Önceki hükümetler ve muhalefetleri de kastediyorum. Yalnızca bu dönemin hükümeti ve muhalefeti için değil… Yol sorunu yıllardır var ve büyüyerek devam ediyor…

Muhalefetteki partiler, “hükümet partileri bu işi yapsın, yapamazlarsa da biz puan toplarız” gibi ilkel bir anlayışıyla hareket etmemeliler. Hükümet partileri de “partimiz hükümette, onlara karşı bir işbirliğine girmek doğru olmaz” gibi basit bir anlayıştan kurtulmalılar.

Bölgedeki siyasi örgütler, sivil toplum örgütleri ve halk mutlaka ki örgütlenmeli, acil olarak yolun yapılması için hemen bir işbirliğine gitmeli.

Bu işbirliği bölge için,

Bu işbirliği, kendileri için,

Bu işbirliği işkenceyi azaltmak için,

Bu işbirliği yıpranan sinirleri iyileştirmek için,

Bu işbirliği harcanan akaryakıtı azaltmak için,

Çağdaş bir yaşam, olması gereken yol için.

***

Daha önceleri de yolu defalarca yazdım, kısa bir süre önce bölgeye taşındıktan sonra daha yoğun yazmak durumunda kaldım çünkü o işkenceyi ben de yaşar oldum.

O işkenceyi uzun yıllardır yaşayan insanlar, örgütler ayaklanmalı, belediyelerin sesine kulak vermeli, eylemse eylem, işbirliğiyse işbirliği, fikirse fikir, ellerinden ne geliyorsa ortaya koymalı ve mutlaka soruna çözüm üretilmeli…

Bu işbirlikleri sadece yol için değil, toplumun bütün sorunları için olabilmeli. Tek bir kişinin çıkarına değil, toplumun çıkarına…

Sabahları Girne’ye doğru trafik kilitli… Araç kuyruğu kilometrelerce uzuyor.

Akşamları da bu kez ters yönde işkence devam ediyor… Çevre yolu bitmeden trafik kilitlenmeye başlıyor… Kilometrelerce kuyruk bu kez Alsancak-Lapta’ya doğru…