Dila ŞİMŞEK

Doktora öğrencisi ve eğitim görevlisi Özge Altay, Avrupa Eğitim Araştırmaları Birliği’nde Kıbrıs’ın kuzeyini ve Yakın Doğu Üniversitesini tek başına temsil ediyor, eğitim ve öğretim alanında birçok köklü çalışmada yer alıyor. Altay, ‘eğitim aşkını’ anlatıyor, modern öğretimin önemini vurguluyor.

Özge Altay, aynı zamanda yoga eğitmenliği de yapıyor. İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu Altay, 2010’da Kıbrıs’a gelmiş. 2013’te ise Yakın Doğu Üniversitesi’nde Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim dalında doktora yapmaya başlamış.

“Avrupa ülkelerinden 70 farklı kişi, eğitimi geliştirmek adına bir araya geliyor”

İngiliz Dili ve Edebiyatı’nı çok severek ve isteyerek okuduğunu söyleyen Altay, “Eserlere tek bir açıdan bakarak okuyamayacağımı fark etmemle, Shakespeare’in eserlerindeki ırkçılık ve siyah feminizm üzerine tez yazdım” diyor.

Eğitim alanından kopamayacağını fark ettiğini dile getiren Altay, çok kültürlü eğitime yönelerek, ‘öğretmen eğitimini’ irdelemiş.

Doktoraya başladıktan sonra, danışmanlarından birisinin tavsiyesiyle Avrupa Eğitim Araştırmaları Birliği’ne 2017’de kabul edilmiş.

“Bu birlik, farklı ülkelerdeki eğitim araştırmacılarını bir araya getiriyor. Sizin bulunduğunuz ülke bu birliğin üyesiyse katılabiliyorsunuz. Ben Kıbrıs’ı ve YDÜ’yü temsilen iki senedir bu çalışmalarda yer alıyorum” diyor.

Altay, bütün Avrupa’dan en fazla 70 kişinin davet edildiği okullara kabul edildi. “Beni en çok etkileyen şey, eğitimin çok üst düzeyde olduğunu düşündüğümüz Finlandiya’da bile birlikte yaptığımız çalışmalar sonucu ‘değiştirmemiz gereken çok şey var’ demiş olmalarıydı. Son iki senedir bu çalışmalara katıldığım için, Avrupa’nın her ülkesinden eğitim alanında girişimde bulunan kişileri tanıyor ve çalışmalarını takip edebiliyorum” diye devam ediyor.

Çok kültürlü bu toplulukta yer almanın, eğitim anlayışını tamamen etkileyen bir deneyim olduğunu vurgulayan Altay, burada Kıbrıs’ın kuzeyini ve YDÜ’yü temsil etmesinin gururunu yaşıyor.

“Eğitim ve öğretim benim hayattaki en büyük tutkum, vazgeçilmez bir parçam oldu”

Altay, “Eğitim ve öğretim benim hayattaki en büyük tutkum, vazgeçilmez bir parçam oldu. İleride de üniversitede olmaya devam etmek, sınıfa girdiğimde bütün öğrencileri kucaklayabileceğim, onlar için yeterli olabileceğim bir bilgi birikimine sahip olmaktır…” şeklinde konuşuyor.

Öğretmenlerin eğitiminde yaratılan farklılığın, nesilleri etkileyeceğini dile getiren Altay, “Eğitimi değiştirmek istiyorsak, öğretmenlerin eğitimini etkilemeliyiz. Bu sebeple öğretmen eğitimini geliştirmeyi seçtim. Geçmişten gelen yanlışlarımız öğretmenlerin kafasından silinmedikçe bir yere varamayız” diye anlatıyor.

“İçimde her zaman haksızlığa uğrayan veya dezavantajlı gruplar için bir şey yapabilme güdüsü vardı”

Altay sözlerine şöyle devam etti: “İçimde her zaman haksızlığa uğrayan veya dezavantajlı gruplar için bir şey yapabilme güdüsü vardı. Bugünün sınıflarını düşünecek olursak, çok heterojen, farklı geçmişlere, kökenlere, cinsel, dinsel, dilsel kimliklere sahip öğrencilerimiz var. Bu sebeple öğretmenlerin çok kültürlü bir eğitim verebilmesini ve bu farkındalığa varması gerektiğine inanıyorum”