Zürih’teki gelişmeler olumlu ve önemli bir adım bence…
Eğer ‘daha iyisini öneren’ yoksa!..

***

Çünkü ‘var’ olanı koruyacak, ‘yok’ olana da sahip olacağız…
Nedir var olan?
Kendi federasyonumuz, liglerimiz, futbol organizasyonumuz.
Aynen devam edecek.
Nedir ‘özlediğimiz’ yani ‘sahip olamadığımız…’
Uluslar arası açılım.
İşte buna da, dolaylı bir KOP üyeliği ile kavuşacağız.

***

Biliyorum, şimdi meseleye iki noktadan karşı bakacak olanlar var.
Bir grup, hiçbir uzlaşıyı istemiyor.
‘Ayrılık’ istiyor körü körüne…
‘Çatışma’yla beslenerek, milliyetçiliğe uşaklık ediyor bunlar…
Güneyde de var, kuzeyde de…
Bir diğer grup da, ‘korkular’ besliyor ve ‘endişeler’…
Onlara hak vermek de gerekiyor.

***

Kıbrıslı Türkler, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin de dolaylı üyesidir…
Hani “KOP’un altına gireceğiz” diyorlar ya!..
“Vatandaşlık”tan daha güçlü bir bağ mı bu?
Kıbrıslı Türkler’in neredeyse 100 bini, bu ‘Cumhuriyet’in yurttaşıdır…
Cebimizdeki KC pasaportunda ‘seçtiğimiz’ hiçbir siyasinin imzası yoktur.
Ama pasaportu alıyoruz.
Ve seyahat ediyoruz.
Dünyaya daha kolay ulaşıyoruz, bu sayede…
Eğer ‘KOP’ da buna aracılık edecekse…
Ve ‘geçici’ bir ‘uzlaşı’ysa bu, Kıbrıs sorununun çözümüne dek…
Kendi yapımızı korurken, yeni bir kazanım elde edeceksek…
O halde…
Ayağa kalkalım…
Ve yıkalım tabuları…

***

Yoksa, yaşantımıza dokunmayan “statü” kavgalarıyla çürüyecek…
“Oyna Ge-Ge” diye bağıracak…
Ama Fenerbahçe’nin AEL Limasol’la maçını uzaktan izleyeceğiz sadece…

***

‘Siyasi eşitlik’ kaygılarını anlasam da.
Unutulmasın bu ‘sportif’ bir anlaşmadır… Ve derdimiz, dünyaya dokunmaktır artık.
YETER UYUTULDUĞUMUZ…