“Geçici görmezden gelme”…
Bu bizim toplumsal hastalığımız.
- Süpür halının altına!
O halı gün gele gitmeyecek mi yıkamaya?

***

SAĞLIKTA yazdım, durdum, senelerce.
‘KÖTÜ çocuk’ oldum.
Görmezden gelmenin, yasayı takmamanın, günü yaşamanın sonu yok!
Yasa değişikliği için mücadele verir, kitleleri ikna eder, çalışırsınız, anlarım.
Ama yasa orada duruyorsa, uyarsınız.
Bir düzen olur, düzensizlik yerine.

***

Sağlık bakanından örgütüne, sendikasından birliğine herkes kendinden yiyor.
Geç değil hâlâ!
Kamu hekimleri kamuya dönmeli.
Tam mesai!
İkinci iş yapmamalı.
Yasa değişikliği için mücadele etmeli.
Hastanelerde kötü koşullara başkaldırmalı.
Ama yasalara da uymalı.
Sağlık Bakanlığı ‘etkin’ denetim yapmalı.
Göz yummamalı.
“Sempatizan” siyaseti gütmemeli.
“Skandal” beklemeden adım atmalı.
“Hukuk devleti’nin farkına varmalı.

***

Sağlık sistemine “güvensizlik” vardı.
Daha da arttı.
Kimse de inanmıyor ‘kürtaj skandalı’ndaki iki doktorun “sağlık gerekçesi” ile hastanede tutulduğuna...
Tümüyle doğru olsa da inanmıyorlar.
Bir değil üç basın toplantısı da düzenlense, başhekim ya da bakan değil ordinaryüs profesör de gelse, bu toplum inanmıyor...
- “Hekim dayanışması” diyor sokak.
- “Birbirlerini kayırıyorlar” diyor...
Niye?
Çünkü hep öyle oldu.
Çok yakın zamanda “ölümle” sonuçlanan ameliyatın ardından ne oldu soruşturma?
Ne bakanlık “tıs” dedi, ne yasal örgüt.
İnsanlar bunu sorguluyor, inanmıyor, güvenmiyor toplum ve sebepsiz değil.
Ama aynı toplum, kendi de bu sistemi besliyor içten içte...

***

Herkes kendi statükosunu yaşarken, “görmezden gelme” huyları öylesine büyük yaralar açıyor ki toplumsal bedende, kangrene dönüşüyor gelecek.

***

Polisin ‘huzur operasyonu’nu duydunuz mu?
Halı aynı halı!..
“KKTC”!..
Ve altına süpürülen de benzer pislik.
Polis huzur operasyonu yapmış.
Kahveler kontrol edilmiş!..
İki kişi yakalanmış, kumara girişi yasaklı.
Hepsi bu !..
Bir haftada dört mekanın yakıldığı, bombaların patladığı, pompalı silahların çekilip insanların kaybolduğu, mafyanın adeta kol gezdiği memleketin huzur operasyonu da bu işte…

***

Ucu, bucağı bu!..
Halı bu...
Halının altı bu!..
Ve herkes, elinde bir süpürge!