31 Ekim 1955 yılında, Kıbrıslı Rumlarının Türk takımlarını Kıbrıs (RUM) Futbol Federasyonu (KOP)’ndan atmasının ardından kurulan Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun kuruluşundan bu yana tam 56 yıl geçti.

21 Aralık 1963 yılındaki Kanlı Noel diye anılan toplumsal çatışmalar nedeniyle zorunlu olarak verilen dört yıl aranın ardından da 51 sezondur futbol oynamaya çalışıyoruz.

Her şeye rağmen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir ortağı kabul edilmemiz nedeniyle, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983 yılına kadar ambargosuz olarak dünya ile futbol oynamamızın üzerinden de 28 yıl geçti.

Bu sürede futbolumuz dünyadan izole edilirken, 28 yıldır adeta “GAZOZUNA LİG” oynuyoruz. Kendi futbolcularımızın küçük bir kısmına verdiğimiz astronomik transfer ücretlerinin yanı sıra, zaman zaman TC uyruklu futbolcular da dahil üçüncü ülkelerden dengeyi sağlamak adına güya daha küçük rakamlarla (!) yabancı futbolcu ağırlıklı transferler aldı başını gidiyor.

Ne var ki özellikle, bu sezon bir TC uyruklu futbolcunun transferine verilen imkanı değerlendiren kulüplerimiz Ceyhun Eriş, Fatih Sonkaya, Gustave Bebe ile Feridun Sungur gibi profesyonel futbolcuları transfer etmekten çekinmediler.

Tabii, bu transferler yapılırken yaşanan komedi de ayrı. Her sezon, maddi zorluklar nedeniyle, kulüplerini idame ettirmekte, yani yaşatmakta zorluk çektiklerini iddia eden hatta kulüpleri kapatmakla tehdit eden ve adeta “Timsah Gözyaşları” döken, her fırsatta hükümetlere siyasi şantaj bile yapan kulüpler, bir anda transferde astronomik rakamlarla transfer yapabiliyorlar. Eee, buna ne demeli?

FİFA’nın tanımadığı ve hiçbir uluslar arası müsabakalarda yer alamayan, sözde KKTC’yi tanıdığını iddia eden Türkiye Cumhuriyeti’nin bile karşılaşma yapmaktan imtina ettiği bir ortamda şikesi, dopingi ve kavgası bol bir lig oynuyoruz yıllardır.

Şampiyonlarımızın, “KEBABINA VEYA BALOSUNA” yaptığı maçlardan sonra, bu izolasyonları hafifletmek adına, eski KTSYD Başkanı Mustafa Özsoy’un önerisiyle başlayan Londra Kupası’nı da sonunda yüzümüze gözümüze benzettik.

2006 sezonunda başlattığımız önce KKTC Lig ve Federasyon Kupası şampiyonlarımızı Londra’da oynattığımız Londra Kupası’na sonradan Londra Türk Toplumu Futbol Ligi şampiyonlarımızı da dahil etmemize rağmen, 300 bin kişi olduğu iddia edilen Londra Türklerinin ilgisini bile çekemedik.

En çok 250 kişinin izlediği bu turnuvayı, bu sezon gerek Milli Eğitim, Spor ve Gençlik Bakanlığının, gerekse Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun beceriksizliği nedeniyle iptal edilmek zorunda bırakıldı.

İşte, bu ortamda dünyanın tanımadığı ve kendimizi avuttuğumuz futbol ligimizin 51’inci sezonuna giriyoruz. Kim şampiyon olmuş, kim küme düşmüş, acaba birilerinin umurunda mı?