“Amerika ilk kez sahaya indi!”
“ABD tüm enerjisi Kıbrıs’ta yoğunlaştı. Çünkü Kıbrıs, Akdeniz ve Ortadoğu’nun kilit taşı haline geldi… Amerika ilk kez müzakere sürecinde bu kadar sahaya indi”
Mehmet Altan, ‘İç siyaset’ten, ‘Kıbrıs Sorunu’na bir çok konuda YENİDÜZEN’in sorularını yanıtladı… Altan’ın ‘Kıbrıs Yorumu’…
“Amerika ilk kez sahaya indi!”
Ayşe GÜLER
Türkiye’nin önde gelen gazeteci ve yazarlarından Mehmet Altan, Amerika’nın tüm enerjisi Kıbrıs’ta yoğunlaştırdığını dile getirerek, Kıbrıs’ın Akdeniz ve Ortadoğu’nun kilit taşı haline geldiğine işaret etti.
Altan, “Amerika, Kıbrıs sorununu çözerek Türkiye-İsrail dengesini sağlamak ve Ukrayna’daki gelişmelere alternatif yaratmak istiyor” şeklinde konuşarak, Amerika’nın ilk kez müzakere sürecinde bu kadar sahaya indiğini kaydetti.
Çözüm sürecinin sadece Cumhurbaşkanı iradesi ile belirlenmeyeceğini de belirten Altan, “Ondan daha yüksek bir irade çözüm için uğraşıyor. Bu duruma yerel bakmamak gerekiyor. Rauf Raif Denktaş hiçbir zaman çözüm istemedi ama sonunda hayat öyle bir sıkıştırdı ki kapıyı açmak mecburiyetinde kaldı” şeklinde konuştu.
Altan, Kıbrıs’ta çözüm sürecinin, yerel nüfusun iç siyaset dengesine göre şekillenmeyeceğini söyledi.
Haziran’da yapılacak yerel seçimlerin siyasi dinamizm adına yeni bir resim olacağını vurgulayan Altan, yerel seçim sonuçlarının Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük rol oynayacağını ifade etti.
Altan, YENİDÜZEN’e konuşarak ülke ve Türkiye gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Amerika’nın tüm enerjisi Kıbrıs’ta yoğunlaştı”
• YENİDÜZEN: Kıbrıs’ta devam eden müzakereler ‘ivme’ kazandı. İlk defa dış ülkeler, Kıbrıs sorununa bu kadar ilgi gösterdi. Çözüm yakın mı?
• M.ALTAN: Avrupa Birliği her zaman bu sürece dahil oldu. O da ivmesini, hızını artırdı. Ancak Amerika’nın bu denli sahaya girdiği ilk dönemi yaşıyoruz. Çünkü Amerika, Akdeniz ve Ortadoğu coğrafyasına baktığında şu anda en rahat çözebileceği yer olarak Kıbrıs’ı görüyor. Amerika, Kıbrıs’ı rahatlatarak bölgede yeni bir denge kurulabilir. Amerika, Kıbrıs’ı çözerek Türkiye-İsrail dengesini sağlamak ve Ukrayna’daki gelişmelere alternatif yaratmak istiyor. ABD’nin tüm enerjisi Kıbrıs’ta yoğunlaştı. Çünkü Kıbrıs, Akdeniz ve Ortadoğu’nun kilit taşı haline geldi. Tabii ki bu duruma petrol aramalarının etkileri de mevcuttur.
“Uluslararası sistem, Kıbrıs’ta ciddi aktör olarak sahaya indi”
• YENİDÜZEN: Peki bu ‘nefret, kin ve hukuk dışılık’ Kuzey Kıbrıs’a nasıl yansıyacak?
• M.ALTAN: Uluslar arası sistem, Kıbrıs’ta ciddi aktör olarak sahaya indi. Amerikan dış politikası, ilk Kıbrıs sorununu çözerek, Ortadoğu ve Akdeniz’i rahatlatmak istiyor. Oyunu güçlü oynarken, Türkiye’yi de bu işin içerisine çok da müdahil etmeden süreci yürütecek. Amerika’nın bölgede sahaya inmesi, başbakan ile mesafeli tavrı, süreci etkileyecekmiş gibi görünmüyor. Amerika’nın Kıbrıs sorununu 10 ayda çözme gibi bir niyeti vardır.
“Kıbrıs değişiyor…”
• YENİDÜZEN: İktidardaki koalisyon hükümetinin icraatlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
• M.ALTAN: Koalisyon hükümeti cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ateşi ile kendi içinde olmaması gereken çok akortsuz sesler veriyor. Eğer siz başka bir parti ile ortaksanız bunun gereğini yapmalısınız. Eğer olmuyorsa siyasi ahlak açısındansa sıkıntı var demektir. Kıbrıs değişiyor…
Kıbrıs günlük hayatına dönmeye başladı. Burada kendi meselelerine daha öncelikli dikkat sarf eden bir toplum oluştu. Partiler, kadrolar, siyaset ve toplum değişiyor. Gençlerin algıları farklılaşıyor.
• YENİDÜZEN: Türkiye’de yakın zamanda yerel seçim yaşandı, halen tartışmalar devam ediyor…
• M.ALTAN: Türkiye’de yerel seçimlerindeki sistem değişti. Bu yüzden seçimlerin sonuçlarını bir önceki yerel seçim sonuçları ile kıyaslarken, yeni bir sistem oluşturuluyor. Büyükşehir belediye meclisleri ile büyükşehirler dışındaki farklı 30 belediye meclislerinin hepsi toplanıyor. Kıyaslama yapılamıyor. AKP’nin oyları 2 milyona aşkın bir düşüş yaşadı. Bu da yüzde 6,5 oranına denk geliyor. Aslında bu açıdan yapılan değerlendirmede, seçimde en fazla MHP’nin oylarını artırdığını söylemek mümkün. CHP ve BDP pozisyonlarını korudu. Türkiye’de 17 Aralık, büyük bir çalkantıya neden oldu. Çünkü iktidarın rüşvet ve yolsuzlukla ilgili 4 bakan istifa etmek zorunda kaldı. Ortaya çıkan sonuç çok çarpıcıydı. Gerçek demokratik devlette, o hükümetin iktidarda kalma olanaklarının olmadığı, hükümetin bu soruşturmanın önünü engellemek için hukuku, Anayasayı çok zorladığı bir dönem yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. AKP’nin oylarında düşme olmasına rağmen bu kadar büyük bir skandal ortada iken yüzde 43,5 oyun ciddi bir başarı olarak değerlendirildi. AKP ilk defa düşüşe geçti. Çünkü yoklamalar yüzde 52’yi gösteriyordu, referandumda ise bu oran yüzde 58’e yükselmişti. Kendi içinde bakıldığında daha önceki seçimlerdeki oylarla kıyaslandığında AKP’nin oylarında azalma var.
“Türkiye hiçbir zaman hukuk devleti olmadı…”
• YENİDÜZEN: Türkiye’deki iktidarın hukuk dışına çıktığına yönelik tepkiler var. Önümüzdeki süreçte ülkedeki dengeler nasıl değişecek?
• M.ALTAN: Türkiye’de siyasal iktidarın gittikçe hukuk dışına çıktığını, hukuku yok saymaya başladığını görüyorum. Hükümet, 25 Aralık’ta gayri meşru bir duruma düştü, mahkeme tutuklama ve arama emri çıkarttı. Hükümet, polisi engelleyerek, mahkeme kararının yürürlüğe girmesini engellemeye çalıştı. Türkiye hiçbir zaman hukuk devleti olmadı. Ama görüntüsü bile 25 Aralık’ta yıkıldı. MİT Yasası gayri meşru yapı ve ‘gestapo anlayışının’ taçlandırılmasıdır. Ülkede şu anda ciddi bölünme nefret var. Bu nefret sürerse, kaotik ve şiddet barındıran ortamdan ürkerim. Türkiye’nin geleceğini iç acıcı ve parlak görmüyorum.
• YENİDÜZEN :Bunun yanı sıra medya üzerindeki ‘baskı’ ciddi şekilde arttı. Halen cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci sayısı da oldukça fazla. Bu süreç nasıl işleyecek?
• M.ALTAN: Türkiye’nin cari açığı çok yüksektir. Dışarıdan sıcak para ve yatırım gelmediği zaman ayakta duramıyor. İçerde de zaten bölünmüşlük ve nefret durumu yaşanıyor. Baskı, şiddet ve hukuk dışı anlayışının devamı halinde kargaşanın daha da büyüyeceğini düşünüyorum. Karanlık ve zorlu bir istikamete doğru gitme riskini görüyorum. Ancak Türkiye sürprizlerle dolu bir ülkedir. Bir taraftan siyasal iktidarın gestapo yasası çıkarma eğilimlerine karşı direnç de artıyor. Askerler devlet adına hükümetlere darbe yapardı. Bizde ilk defa siyasal iktidar yargıya karşı bir darbe yaptı. Şimdi devlet ve Erdoğan’ın dövüştüğü bir süreç görüyorum. Devlet içerisinde ciddi bir kızışma vardır.
“Uluslararası dinamiklerin hedefleri ile bireysel hesaplar arasında farklılıklar yaşanıyor…”
• YENİDÜZEN: Liderler, ayda 1 kez bir araya geliyor. Bu sizce yeterli midir? Cumhurbaşkanı Eroğlu 3,5 ayda Kıbrıs sorunun çözüleceğine, Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis ise önümüzdeki seneyi işaret etti. Süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
• M.ALTAN: Dünya dinamikleri, ekonomik kalkınmayı sağlayan unsurlardır. Kendi seçim sürecini düşünüyorsanız, eski alışkanlıklarınızı ön planda tutuyor ve görüntüde de söz sahibiyseniz, barışın yeni dengelerden dolayı deprem yaratacağından ürküyor ve zamana yayıyorsanız tabloya uygun olma ihtimalinizi azaltıyor. ABD’nin Kıbrıs sorununu 10 ayda çözme gibi bir planı vardır. Bunu dışlamak, aksatmak isteyen unsurların tabloya bir daha bakmaları gerekiyor.
• YENİDÜZEN: Bazı kesimler Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun ‘tarafsızlığını’ yitirdiğini, UBP ile yakın ilişkiler içerisinde olduğunu savunarak, bu duruma tepki gösteriyor. Siz Eroğlu’nun tarafsızlığını yitirdiğine inanıyor musunuz?
• M.ALTAN: Kuzey Kıbrıs’ta ilk planda yerel seçimler vardır. Cumhurbaşkanlığı seçimleri bunun arkasında gelir. Uzun vadede de parlamento seçimleri gündemdedir. Cumhurbaşkanı olan birisi en büyük enerjisini yerel seçim yaklaşmışken yeniden seçilmeye harcar. Bu durumda aslında başka bir tablo ortaya çıkarıyor. Geleneksel politikacı için seçim en önemli hedeftir. Uluslar arası dinamiklerin hedefleri ile bireysel hesaplar arasında farklılıklar yaşanıyor.
• YENİDÜZEN: Bu durum çözüm sürecini nasıl etkiler?
• M.ALTAN: Süreç, sadece Cumhurbaşkanı’nın iradesi ile belirlenmez. Ondan daha yüksek bir irade çözüm için uğraşıyor. Bu duruma yerel bakmamak gerekiyor. Rauf Raif Denktaş’ta hiçbir zaman çözüm istemedi ama sonunda hayat öyle bir sıkıştırdı ki kapıyı açmak mecburiyetinde kaldı. Bununla birlikte Kıbrıs’ta hala çözüm olmadı, Denktaş’ın izleri toplumda duruyor. Çözüm süreci, yerel bir nüfusun iç siyaset dengesine göre şekillenecek tablo yoktur. Yapılacak yerel seçimler siyasi dinamizmin yeni bir resmi olacak. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük bir rol oynayacaktır.
• YENİDÜZEN: Dıştan bakıldığında şu anda Kıbrıs Türk toplumunun en büyük sorunu nedir?
• M.ALTAN: Burada yaşamın ne kadar değerli olduğunu içselleştiremedi. Temel bir sorundu. Ama şu anda aşılmaya başlandı.