Amsterdam nasıl dünyanın bisiklet başkenti oldu
Hollandalılar her zaman bisiklet yollarının mevcut olduğunu düşünmekle birlikte bu böyle değildir. 1950 ve 1960’larda bisikletliler Hollanda'da şehirlerinden artan arabalar sayesinde yavaş yavaş atılmaktaydılar.
Dr. Kenan Arifoğlu
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı
1960'larda Hollandalılar arabaların istilasına uğramıştı. Arabalar geleceğin ulaşımında önemli görünüyordu. Birçok çocuk ölümünün ardından ve ciddi kampanyalardan sonra Amsterdam bugün bisiklet başkentine dönüştü. Herhangi bir kişi Amsterdam'a arabayla gittiğinde şehrin bisikletlerin olduğunu görür. Sokaklardan acele bir şekilde giderler. Trafik kuralları onlar için sorun değildir. Öncelik onlarındır ve sayıları ile araba sürenleri güçsüz kılmaktadırlar. Bisikletliler Amsterdam’ı idare ederler, onları bu şekle sokmak için büyük acılar yaşanmıştır. Şehir ince düşünülmüş bisiklet yolları ile döşenmiş, oldukça güvenli ve konforludur. Çocuklar ve yaşlılar bile en kolay ulaşım aracı olarak bisikleti kullanmaktadırlar. Sadece bunu Amsterdam’da değil tüm Hollanda şehirlerinde bulabilirsiniz. Hollandalılar her zaman bisiklet yollarının mevcut olduğunu düşünmekle birlikte bu böyle değildir. 1950 ve 1960’larda bisikletliler Hollanda'da şehirlerinden artan arabalar sayesinde yavaş yavaş atılmaktaydılar. Birçok kararlı tutumdan ve olaylardan sonra Amsterdam tartışmasız bisikletlerin başkenti olmuştur.
Amsterdam bisiklet yapılan yolculuklar 1950-1970'lere kadar olan sürede her yıl %80’lerden yüzde 20'lere düşmüştür.
Yirminci yüzyılın başlarında Hollanda şehirlerinde arabalardan çok bisiklet mevcuttu. Bisiklet, erkek ve kadınlar için saygı duyulacak bir ulaşım aracıydı. Savaştan sonra Hollanda ekonomisi ilerlemeye başlayınca çok daha fazla insan araba almaya başladı ve şehir tasarımcıları arabayı geleceğin Transport aracı olarak görmeye başladılar. Tüm Amsterdam çevresi yok edilerek arabalara trafik için düzenlemeye başlandı. Bisiklet sayısı her sene yüzde altı azalmaya başladı. Düşünce, bisikletlerin tamamen yok olacağıydı. Aynı zamanda büyüyen trafik sonuçlarının vermeye başladığı trafik yaralanmaları 1971’de 3300 ölüme yükseldi. 400'den fazla çocuk trafik kazalarında öldü. Bu dikkat çekici kayıp birçok sivil toplum grubu tarafından protesto edildi. En önemli grup Stop de Kindermoord (Stop the child murder) grubuydu. Çocuk cinayetlerini durdurunuz demeye başlandı. İlk başkanı eski Hollanda milletvekili Maartte Van Putten Amsterdam’da yaşayan genç bir anneydi. “Çevremizde birçok küçük çocuğun yaralandığı trafik kazaları gördüm” demişti, “bir çok şehrin bir kısmının yıkılıp arabalara yol açıldığını gördüm. Toplumda meydana gelen bu değişikliklerden çok rahatsız oldum. Hayatlarımızı etkiliyordu. Sokaklar orada yaşayan insanlara ait değildi. Büyük trafik akışları beni çok sinirlendiriyordu.”
1960 şehir planlayıcılar arabaları geleceğin ulaşım aracı olarak görüyorlardı ve şehirde birçok yer yıkılarak arabalara yol açmak için hazırlanıyordu.
1970’de bir çok insanın kızgın olduğu bir zamandır… Sivil itaatsizlik ve olaylar fazlaydı. Stop the kindermoord hızlı bir şekilde büyüdü. O yıllar bisiklet protestoları yapıldı. Kazaların olduğu yerler işgal edildi ve özel günler düzenlenip çocukların oynamaları için yollar kapatıldı. Dışarıya masalar koyup sokaklarımızda gece yemekleri düzenlediler. Gülünç olan ise polislerin de çok yardımcı olmasıydı. 1970'lerde Hollanda otoritelerinin oldukça ulaşılabilir olduğunu söylüyor, milletvekilleri ile çaya gidiyorduk ve ne söylediğimizi gerçekten dinliyorlardı. Bir grup bisikletli aktivistle ve propogandist ile Başbakan Cup’ın evine gittik. Şarkılar söyleyip çocuklar için daha güvenli sokaklar için konuştuk. Evin girişinden öteye gidemedik ama bizim ne demek istediğimizi anlamak için dışarıya çıktı. Stop dikim Derimod Hollanda Hükümeti tarafından desteklendi, bir dükkanda merkezi yerini kurdu ve insanlar şehirler için fikirler üretmeye devam etti. Arkadaş canlısı sokaklar kasisler ve eğilimler ile beraber arabaların hızını azaltmak için faaliyetler yapıldı. Bugünlerde bunlar moda olmaktan çıktı fakat yine de birçok Hollanda şehirlerinde bulunuyor. Stop de Kindermoord kurulduktan 2 yıl sonra başka bir grup “gerçek Hollandalı bisikletliler sendikasını” kurup halkın olduğu yerlerde bisikletliler için daha fazla yer istediler tehlikeli yollarda bisiklet sürüşleri organize ederek bisikletliler için olan problemleri belgelediler.
64 yaşındaki Tom Godefrooit bu konu ile ilgilenmiş, gürültülü kitle gösterileri yapıldığını hatırlıyor. Üç tekerlekli bisikletler ve megafonla ve geceleri sokaklarda korumasız bisiklet yollarını boyayarak oldukça tehlikeli işler yapıldı. İlk önce polis tarafından tutuklanıyorduk. Ondan sonra tüm olaylar gazeteye yansıyordu ve belediye politikacıları bizleri dinliyorlardı. Oldukça güçlü bir savaşma isteğimiz vardı ve fikirlerimizi nasıl seslendireceğimizi biliyorduk ve sonunda bisiklet yollarımıza kavuşuyorduk. 70'lerde bile arabalar üzerine yoğunlaşmanın problem olacağını bilen politikacılar vardı. Stop de kindermoord aktivistleri oldukça yaratıcı ve inatçıydı. Fakat fikirleri için verimli topraklar yaratacak başka işler de vardı. Hollanda’nın az tepeleri olması ve iklimin ılıman olması, bisiklet sürmenin başlaması için bir olanaktı ve kabul edilemez sayıda trafikteki ölümler ciddi bir konuydu ve hava kirliliği başka bir faktördü. 1970'lerdeki petrol krizi Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerinin İngiltere ve Katar, Japonya ve Hollanda'ya İsrail'in Yom Kippur Savaşı'ndaki desteklerinden dolayı ambargosu ile beraber petrol fiyatları 4 katına çıktı. Bir televizyon konuşmasında Başbakan Den Uye halkın yeni bir hayat tarzı belirlemelerini ve enerji tasarrufu konusunda ciddi olmalarını önerdi. Hükümet arabaların olmadığı pazar günleri düzenledi. İnsanlar böyle günlerde otoyollarda oynadılar ve arabasız hayatın ne kadar iyi olduğunu gördüler.
Arabanın olmadığı pazar günü bir grup aktivist ve bir grup ebeveyn çocuklarla beraber bir tünelden Amsterdam'ın kuzeyine bisikletle gittiler. Burada bisikletlerin gitmesi kesinlikle yasaktı. Bunun ne kadar tehlikeli olduğunu anlamadık. Çünkü yolda yine de bazı arabalar vardı diyor bir bisikletçi. Seyahatimiz Polis Karakolu'nda bitti ama istediğimiz fikri göstermiş olduk. Yavaşça Hollanda politikacıları bisiklet sürmenin avantajlarının farkına vardılar ve onların ulaşım politikaları değişti. Neticede arabalar geleceğin ulaşım aracı değildi. 1980'lerde Hollanda şehirlerinde bisiklet sürüşleri kolaylaştı. Başlangıçta fikir bu kadar ciddi değildi. Bisiklet yolları yapıldı. Yolları parlak kırmızı boyandı. Bu yollar tamamen yeni bir şeydi diyor Godefrooij. Bisikletliler bu yolları kullanmak için yollarını değiştiriyorlar, insanlar bisikletlerinin üstünde kalmaya devam ediyorlardı. Fakat sonunda bir bisiklet yolu başka bisiklet yoluna sebep oluyordu. Sonunda Delft kentinde bir bisiklet Network'ü oluşturdu ve bu da daha fazla insanın bisiklet üzerinde kalmasını sağladı. Diğer şehirler bunu takip etti, şu anda Hollanda'da 22000 mil bisiklet yolu mevcuttur. Seyahatlerin ¼’ten fazlası bisiklet ile yapılmaktadır. Bu oran İngiltere'de % 2, Amsterdam'da %38, üniversite şehri Groningen’de ise %59’dur. Tüm Hollanda şehirlerinde bu işlerle ilgili memurlar vardır. Amaçları Network’ü idame ettirip geliştirmektir. Bisiklet merakı halen büyümektedir. Özellikle elektrikli bisikletlerden sonra daha da artmıştır. Bisiklet Sendikası rastlantısal bir grup olmaktan çıkmış, saygıdeğer bir organizasyon olmuştur. Toplam 34000 üyesi mevcuttur. Uzmanlığı dünyada istenmektedir. “Birçok şey başardık fakat halen daha baş etmemiz gereken şeyler vardır” diyor sözcü Win bot. “Eski bisiklet yolları tekrardan yapılmalıdır/ Standart dışıdırlar/ Bazılarını çok insan kullanıyor ve yeterince gelişmiş değildirler. Bisikletleri fark etme sorunu halen vardır. Bu konuda uğraşlar devam etmektedir. Savaş devam ediyor. Halen şehir planlayıcıları arabalara öncelik vermeye çalışıyorlar. Bisikletler için ekstra tünel, ekstra proje parası demektir. Uzun yol kat ettik, ama uğraş devam etmelidir.”
Çeviri: Dr. Kenan Arifoğlu
Kaynak:https://www.theguardian.com/cities/2015/may/05/amsterdam-bicycle-capital-world-transport-cycling-kindermoord