‘ANALI YAVRULU’ senaryolar
Kimlik kontrolüne Akıncılar’da veda ettik.
Derinya’da yeniden kavuştuk (!)
Plaj için “barikat” aşacak, “kimlik” ibra edecek ve mutlaka ya KKTC olacaksınız, ya TC!
Elbette “askeri bölgeler halka açılıyor” sevinci üzerinden de bakabiliriz meseleye (!)
Böyle böyle “Maraş” dahi açılabilir belki...
* * *
Bu akşam zirve var.
Daha doğrusu “çalışma yemeği...”
“Analı Yavrulu” çalışma bu...
* * *
TC Dışişleri Bakanı da katılıyor ya...
İster istemez bir “patron geldi” havası oluşuyor.
Klişe elbette (!)
Yoksa dünya alem biliyor, aslında “figüran” olmadığımızı!
İsviçre zirvesinin “başarısızlıkla sonuçlandığını” Çavuşoğlu’ndan duymuştuk, en önce... Ve Birleşmiş Milletler parametreleri “kalktı” demişti, aniden!
O nedenle bu “çalışma yemeği” önemli...
* * *
Bu akşamki “Analı Yavrulu” çalışma şeysine dair senaryolar epey fazla... Neler olabilir?
1- MEŞHUR ‘B’ PLANI AÇIKLANIR
Böylece artık “iki toplumlu, iki kesimli, tek uluslararası kimlik ve egemenliğe dayalı, Birleşik Federal Kıbrıs” seçeneği ortadan kalkar! KKTC tanıtılır ya da “iki devletli çözüm”le konfederasyon istenir.
Bu senaryonun gerçek olması Kıbrıslıların “mangal”dan vazgeçmesi kadar mümkündür!
2- MARAŞ açılımı ilan edilir
MARAŞ, sorunun çözümüne kadar "Kıbrıs Türk” yönetiminde olmak kaydıyla ve belirlenecek ekonomik kriterler çerçevesinde yasal sahiplerine iade edilir...
Zor! Hele de bu “fetihçi” zihniyetle!
3) GUTERRES Çerçevesi'ne sahip çıkılır
En mantıklısı bu elbette... İsviçre’de (güya) kabul edilmişti. Yeni genel sekreterin çizdiği çerçevede Dönüşümlü Başkanlık, Türk-Yunan yurttaşlarına eşit muamele var… Yeni bir ‘güvenlik rejimi’nden söz ediliyor. ‘Omorfo’ dahil edilirse Kıbrıslı Türklerin % 29.2’lik haritası destekleniyor. Tek yanlı müdahale hakkının sonlandırılması isteniyor.
4) TÜRKİYE "açılımlarını" resmen duyurur
Öyle ya “tarihi açılımlar” deniyor da hiçbiri resmi değil, ne yazılı ne sözlü...
5) AY MARİNA (Gürpınar) köyü sakini Maronit ve Kıbrıslıların çok kültürlü bir yapıda yeniden yaşamaları için tüm engellerin kaldırılacağı açıklanır... Olur mu olur !
* * *
Peki bunlar değilse!..
Yine suçlama oyunlarıdır, tekerlemelerdir, laftır... Ve mutlaka: “Ne güneye yama, ne Türkiye’ye ilhak...”
Hiçbiri yoksa, Tahsin bey “dağa çıkacağını” açıklar, olur, biter...