Anastasiades dönemi...
Hristofiyas dönemi kapanırken Niyazi Kızılyürek’in dün haklı olarak yazdığı gibi aslında Kıbrıs sorunu için yeni bir şüreç başlamaktadır. Geçmiş süreci iyi değerlendirmek ve en azından Kıbrıslı Türk ve Rum solunun bundan sonraki döneme dair görüşler
Hristofiyas dönemi kapanırken Niyazi Kızılyürek’in dün haklı olarak yazdığı gibi aslında Kıbrıs sorunu için yeni bir şüreç başlamaktadır. Geçmiş süreci iyi değerlendirmek ve en azından Kıbrıslı Türk ve Rum solunun bundan sonraki döneme dair görüşlerini, dünün deneyimi üzerine okumak ve kurmak gerekir.
Neden başarılı olamadık sorusunu bugüne dek “derinlemesine” yanıtladığımızı söylemek pek mümkün değil. Siyaset ancak deneyimlerin objektif değerlendirmesi üzerine kurulursa, mevcut statik yapıyı kırabilir, öncü ve güven verici olur, toplumlarda umut yaratır. Objektif değerlendirme süreci, sorgulayıcı ve eleştirel olduğu ölçüde, siyasi aktör bu süreci yaratabildiği ölçüde toplumsal sorumluluğunu yerine getirmiş olur. Bu özellikle sol adına elzemdir. Sağın bu yönde bir sorumluluk taşıdığı söylenemez. Zaten sol ile sağ arasındaki temel farklardan değil midir, solun eleştirel düşünceye olan açıklığı ve muhafazakarların, sağın sorgulanamaz lider fetişizmi üzerinden hareket etmesi. Verili düzenin değişimini gerçek anlamda idealize eden solun sadece erke ulaştığında değil, sürekli değişim, gelişim mücadelesi vermesi yanında sağın herşeyi erk sonrasına indirgemesi karakteristik bir özelliktir.. Sol bu nedenden dolayı toplumda iyi muhalefet yapar inancını yaratmıştır. Bu güç değişimin sürekliliği anlayışından kaynaklanmaktadır.
Bugüne dek gerek Kıbrıslı Türklerin gerekse Kıbrıslı Rumların yakın dönem deneyimlerini ele alırken daha çok birey-lider merkezli bir yaklaşım sergilemesi, güneyde aynı başkanın görevine devam ediyor olması ile açıklanabilir. Ancak bugünden itibaren bu durum değişmektedir.
Özellikle Kıbrıs Türk sağı, her türlü çözüm çözüm değildir diyerek aslında, çözüm için sınırlar belirlerken kendi ideolojik dünyası üzerinden hareket ediyor. Elbette Kıbrıs Rum sağı da.
Peki sol nasıl hareket ediyor? Nasıl hareket etti? Nasıl etmeli?
Bu sorular çok önemlidir. Çünkü Kıbrıslı Türk ve Rumlar olarak çözümün merkezinde olma bağlamında ortaklık değerlerini projelendirmek gibi bir sorumluluk taşıyoruz. Bu konu üzerinde daha ayrıntılı tartışmamız, bundan sonraki süreçte zaman kaybetmemek adına çok önemlidir.
Güneydeki seçim sonuçları DİSİ liderinin ancak ikinci turda Başkan olacağını açıkça gösteriyor. Resmi olmayan sonuçlara göre ikinci tura Anastasiades ve Malas’ın kalmış olması, oy oranlarına bağlamında DİSİ için ciddi bir sıkıntı yaratmamaktadır.
Yeni başkan Anastasiades’in ne ölçüde pragmatik ve çözüm merkezli olacağı veya ne ölçüde milliyetçi cepheye yenik düşeceğini göreceğiz.
Bizim ise, karşımızdakine göre gerekçe üretme döneminden, etkili çıkışlar yapacak bir sürece geçmemiz şart. Ancak vizyonu çözüm olmayan bir Cumhurbaşkanı ve ekipten ilerleme beklemek neredeyse imkansız !