Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Rum Lider Nikos Anastasiades’in tartışma konusu yapmaya çalıştığı olguların geçmişte varılan mutabakatlar ve Birleşmiş Milletler (BM) parametreleri olduğunu vurguladı.

BM Genel Sekreteri’nin New York’ta toplum liderleri ile ayrı ayrı görüşeceğini anımsatan Özyiğit, “Sn. Guterres müzakere sürecinin önünü açacak tavrı ortaya koyarak, Sn. Anastasiadis’e kabul etmekte direndiği noktaların, yani kararlara etkin katılım ve dönüşümlü başkanlığın geçmişte üzerine anlaşılan ve BM Parametreleri haline gelen siyasi eşitliğin temel ilkelerinden olduğunu hatırlatmalıdır” dedi.  

Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis’in geçtiğimiz Perşembe BM’nin Genel Kurul toplantısında yaptığı konuşmada, 2 bölgeli, 2 toplumlu siyasi eşitliğe dayalı federasyonu içeren 11 Şubat 2014 ortak açıklaması ile daha önce reddettiği 30 Haziran tarihli Guterres Belgesini referans göstermesinin olumlu bir gelişme olduğunu belirten Özyiğit şunları kaydetti: “Bir süreden beridir çözümün şekli konusunda kafa karışıklığı yaşayan, bazı kesimlerin de yaşamasına neden olan Anastasiadis’in çözümün şeklinin federasyon olduğunu ortaya koyması olumlu bir gelişmedir. Diğer yandan 30 Haziran tarihli belgeyi referans göstermesi olumlu olmakla beraber, söz konusu belgede yer alan 2’ye 1 dönüşümlü başkanlıktan söz etmemesi kabul edilebilir değildir. Rum lider artık üzerinde anlaşmaya varılan ve BM tarafından da teyit edilen olguları tartışmak yerine, müzakerelerin başlaması yönünde söylediklerini artık eyleme dökerek sürece katkıda bulunmalıdır.”

New York’ta üçlü bir görüşme ihtimalini güçlü bir olasılık olarak görmediklerini,  ancak BM Genel Sekreteri’nin liderlerle yapacağı görüşmelerde kısa süre içinde 3’lü bir görüşme yapılması yönünde bir iradenin ortaya çıkmasını beklediklerini kaydeden Özyiğit, “Daha önce de belirttiğimiz gibi referans kavramlarında anlaşma, federal çözüm için domino etkisi yaratacak ve süreci mutlaka hızlandıracaktır” dedi. 

Referans kavramlarının geçmiş mutabakatlar, 11 Şubat belgesi ve 30 Haziran tarihli Guterres çerçevesinde şekillenmesinin ardından ucu açık olmayan doğru planlanmış bir müzakere sürecinin başlayabileceğini kaydeden Özyiğit, Kıbrıs’ın gerginlikten uzak bir huzur ve barış adası haline gelebileceğini, bunun da tüm tarafların yararına olacağını vurguladı.